Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doğan HEPER

TÜRKİYE'de toplam motorlu araç sayısı 5 milyon 837 bin ve bunun 3.5 milyonunun otomobil olduğu saptanmış.
Devlet İstatistik Enstitüsü'nün tespitlerine göre Türkiye'de son 25 yılda motorlu araç sayısı 10 kat artmış.
İstanbul'da ise 1 milyon 100 bin araç varmış.
Bunun yüzde 78'inin otomobil olduğu hesaplanmış.
Verilere göre, İstanbul'daki araç sayısı, Ankara, İzmir ve Eskişehir'deki araç sayısı toplamına eşit durumda.
Bu rakamlar özellikle İstanbul için bir felaketin göstergesi.
Soruna ister ulaşım sorunu deyin ister trafik sorunu, sonuç değişmiyor.
Anlatılmak istenen özellikle İstanbul'da ulaşımın durduğu, trafiğin tıkandığı.
Teorik bilgisi, eğitimi trafik veya ulaşım olanlar pek de seslerini çıkartıp etkili olamadıkları, çareler üretemedikleri için zaman zaman bu sorunu gündeme getirmek de gazetelere, gazetecilere düşüyor.
Zaten Türkiye'de genellikle uzmanlardan medet ummak, biraz abesle iştigal sayılmaz mı?
Şehirlerimizi, ulaşımımızı, trafiğimizi eleştiriyorsak onları bu çirkin, içinden çıkılmaz hale zaten yetkili ve etkili uzmanlar getirmedi mi?
Hükümetlerin uzmanları, belediyelerin uzmanları... Merkezi ve yerel yönetimlerin planlamacıları, şehircileri, imarcıları.
Şimdi kalkıp bozanlardan düzeltici işler beklemek bu bakımdan abes, ama biz yine gördüğümüzü söyleyelim.
* * *
ÇARŞAMBA günü Beşiktaş - Galatasaray maçı var.
Maçtan saatler önce Dolmabahçe'den normal şekilde geçmek mümkün değil.
Polis, trafik ışıklarını kapamış, Taksim yönünden gelenlerle, Karaköy yönüne giden ve gelenlere duruma göre yol vermeye çalışıyor...
Tabii buna yol vermek denirse, çünkü yol arapsaçı.
Gruplar halinde stada koşanlar, ellerinde bayraklar gösteri yapanlar, karşılıklı laf atanlar, köfteciler, pilavcılar, bayrakçılar, sağa sola kaldırımlara çıkan araçlar, maça gelen araçlar, yollarına devam etmek isteyen araçlar...
Bu hercümerç neden?
İnönü Stadı'nın mevkiinden...
50 yıl kadar önce, 1947'de, İstanbul'un nüfusu 1 milyonken, yeri uzağı görmeden seçilen ve inşa edilen bir stadı hala yerinde tutmak ne kadar akla yakındır?
Her maçta ortalama 20 - 25 bin kişiyi İstanbul'un en çok kullanılan üç caddesinin üzerinde hareket halinde tutmak hangi şehircinin, ulaşımcının kabul edebileceği bir olay ve hangi şehircilik anlayışının sonucudur?
Gelin Ali Sami Yen Stadı'na, gelin Fenerbahçe Stadı'na.
Onlar da şehrin kalbi sayılacak ulaşım yolları üzerinde ve onlar da bu yolları tıkıyorlar...
O iki stadın da bugünkü yerlerinde olmamaları gerekiyor.
Ama olmuş.
Birkaç yıl sonrayı görmeden yapanlar da bu şehrin yetkili planlamacıları, şehircileri, belediyecileri, uzmanları, mimarları...
Hiç olmazsa bugün hatadan dönmek mümkün değil mi?..
Bu üç stadın da yerine, gerçek anlamdaki şehir planlamacılarının bulacağı yeni yerlerde statlar yapılamaz mı?
Bugün bu üç stadın yeri de şehir içinde altın değerinde. Buralar başka hizmetler için kullanılabilir.
Düşünmekte yarar yok mu?
Ama acele...




Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr