Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye'de 1982 Anayasası görevini icra etti, bitirdi.
Kan gölüne dönen Türkiye'de o dönemi kapatan, yeni dönemi açan bir anayasa olarak günün şartlarının etkisi altında hazırlanmıştı.
Bundan tabii bir şey de olamazdı; anayasalar ülkenin şartlarından kopuk, mücerret, her dönem geçerli ve değişmez olan dogmatik kalıplar olmadığına göre...
Onlar da değişebilmelidir.
İşte şimdi o zaman geldi gibi görünüyor.
* * *
BU kez her konuyu kapsamına alan bir anayasa yerine, genel prensipler getiren kısa bir anayasa yapılması tartışılsa yararlı olmaz mı?
Genel ilkelerin dışındaki konular kanunlara bırakılabilir.
Demokrat, toplumcu, katılımcı; ferdi devlete, devleti bazı gruplara ezdirmeyen bir anayasa.
Dengeleri gözeten bir anayasa.
Cumhuriyetsiz demokrasiyi, demokrasisiz cumhuriyeti reddeden bir anayasa, daha doğrusu amacı "demokratik cumhuriyet" olan bir anayasa.
* * *
O anayasanın koyduğu genel prensipler doğrultusunda kanunlarla; laikliği, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü koruyan, partiler diktasını, liderler sultasını önleyen, baskı gruplarının serpilip gelişmesine ve söz hakkı sahibi olmasına imkan tanımayan bir hukuk sistemi...
Bugünkü göstermelik seçimlerle ve adaylarla demokrasinin gereklerini yerine getiriyoruz aldatmacasına son veren "partiler yasası" ve "seçim yasası"yla yeni bir siyasal yapılanma...
* * *
1961 Anayasası 19 yıl yürürlükte kaldı, bu süre içinde 5 milletvekili genel seçimi yapıldı: 1961, 1965, 1969, 1973 ve 1977.
Askeri yönetimden sivil yönetime geçiş sürecini içine alan 1961 - 65 döneminde üç koalisyon, bir azınlık hükümeti kuruldu. 1973 - 79 döneminde ise, 5 hükümet kuruldu, bu süre içinde 434 gün, çekilen ya da düşen hükümetlerin yerine yenisinin kurulması beklendi.
1961 - 73 arasında yapılan seçimlerde siyasi farklılaşma ve ideolojik kutuplaşma artarken, oyların partiler arası bölünme endeksi de yükseldi. 1973 seçimlerinde parlamentoya yedi siyasi parti girerken bunlardan beşi koalisyon ortağı olarak iktidara geldi ve şiddet, siyaset sahnesine çıktı.
Bakır Çağlar bu tablodan, "krizli parlamenter sistemin tipik örneklerinden biri" olarak söz etmektedir.
Bu istikrarsız siyasal ortamda hükümetlerin görevde kalma süresi ortalama 13 ayı geçemedi...
1982'den sonra da durum değişmedi. İstikrarsızlık 90'lı yıllara damgasını vurdu; hükümet değişiklikleri birbirini izledi.
* * *
BUGÜN, parlamentoyu etkili kılacak, karar almakta zorluk çekmemesini sağlayacak sistemi kurmak gerekiyor.
Seçmeni etkin kılacak, yalnız partiye oy veren bir makine olmaktan çıkartacak düzenin kurulmasında geç kalmamak gerekiyor.
Sonuç olarak yeni anayasa ve yeni bir siyasal ve hukuksal yapı kaçınılmaz görünüyor.




Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr