Dr. Demet Erciyes

Dr. Demet Erciyes

demeterciyes@yahoo.com

Tüm Yazıları

Ülkemizde başımıza gelen bu deprem felaketi yüzünden hepimiz çok üzgünüz. Dünyada da bu haberi duyan ve insan olan herkes çok üzüldü. Çünkü böylesine bir acıyı görüp de üzülmeyen, etkilenmeyenin insan olduğundan şüphe etmek gerek. Depremde hayatını yitirenlere rahmet, geride kalan yakınlarına sabır, yaralılarımıza şifa dilerim. Hissettiğimiz duyguları tarif etmede kelimeler yetersiz kalıyor. Büyük bir kâbus gibi olan bu günler geçecek ancak hepimizde derin bir iz bırakacak.

Birçoğumuz 1999 yılındaki depremi de yaşadı. 17 Ağustos’ta hastanede nöbetçiydim. Deprem esnasında yoğun bakımdaki hastalardan bilinci yerinde olanların neredeyse hepsinin kalp ritminde anormallikler olmuştu. Hastaların bağlı olduğu monitörlerin alarmları ritmi bozuk orkestra gibi aynı Banda çalmaya başlamıştı. Yoğun bakım ekibi olarak kısa sürede ortamı toparlamıştık ancak sarsıntı anında yaşadığımız korkuyu dün gibi hatırlıyorum. Hemen sonrasında Ataköy’de 8. katta oturan ailemi aradım. Ağabeyimle konuşana kadar aklımdan öyle felaket senaryoları geçmişti ki hatırlamak dahi istemiyorum. Ben Şişli’de nispeten zemini iyi olan bir yerde birinci kattaydım, depremin merkezi nerede bilmiyordum. Onlar tabii 8. katta ve yumuşak zeminde çok daha fazla hissetmişlerdi. Bu bir doğal afet, daha doğrusu sel, fırtına, volkan patlaması gibi bir doğa olayı. Herkesin başına gelebilir.

Haberin Devamı

Gelmez diye bir garanti hiç kimse için yok. Evim sağlamdır, hatta tek katlıdır dersiniz başka bir eve gittiğinizde olur. Restoranda, markette, alışveriş merkezindeyken olur. Her gittiğimiz yerin önce sağlamlık raporunu görme ve ona göre seçme şansımız da yok.

Bunlara dikkat!

Ben bunu bir insanın yapacağı kutsal görevlerden biri olarak görüyorum. Çok önemli ama tabii çok dikkatli yapılması gerekiyor. Çünkü depremdeki yaralanma belki kolayca iyileşebilecek bir kırıktır.

Ancak yaralıyı karga tulumba kurtarayım derken kırık kemiğin siniri kesmesine sebep olup hastayı hayat boyu felç bırakmak da mümkün. Bu nedenle kazazedeyi kaza ortamından çıkartırken, boyun tespiti yapılmalı, sıkışmanın kaldırılması için araç gereç kullanılmalı, kazazedenin arkasına geçmeli, kollarını kazazedenin kollarının altından geçirmeli, bu şekilde tutarak çekmeli, vücuda saplanmış cisim varsa çıkarılmamalı.

Haberin Devamı

Crush (ezilme) sendromu

Crush Sendromu, ezilme şeklindeki yaralanmalarda, özellikle depremde enkaz altında kalanlarda sık görülür. Belirgin doku zedelenmesi ve kas harabiyeti vardır. Hızlı ve etkili bir tedavi uygulanmadığı durumda ölümle sonuçlanabilecek bir sürece ilerleyebilir. Kişiyi böbrek yetersizliğine sokan bir sendromdur. Kanda potasyum çok yükselmiştir. Bu nedenle enkazdan çıkan kişiye potasyum içeren meyve suyu vermemek gerekir. İçebiliyorsa su verilmeli ve en kısa sürede damardan serum tedavisi başlamalıdır.

Belirtileri

Crush sendromu olan kişilerde kahverengi idrar, ödem, halsizlik, kalpte ritim bozukluğu ve düşük tansiyon en fazla oluşan belirtilerdir. Enkaz altından kurtulan kişi başta sağlıklı gözükebilir. Ancak potasyum ve ezilen doku proteinlerinin kana karışması; böbrek, kalp ve akciğer gibi organları etkilemesiyle bir süre sonra kan basıncında düşme, solunum yetmezliği ve ölüm meydana gelebilir.

Haberin Devamı

Tedavi

Crush sendromunda ilk başvurulan yöntem, serum tedavisi ile hızlı bir şekilde, örneğin saatte bir litre hızla kandaki sıvı oranını artırmaktır. Potasyum değerinin düşürülmesi gerekir. İdrar çıkışı iyi takip edilmelidir. Cerrahi bir tedavi olan fasiotomi de yerine göre uygulanabilir. Diyaliz ise diğerlerine göre daha az yaygın bir tedavidir.

Deprem yaralanmalarında ne yapmalı

Kahramanmaraş’ta ekipler enkazlarda titizlikle çalışarak birçok canı kurtardı. Yaralıların enkazdan doğru şekilde çıkarılması, ilk müdahalenin kurallara uygun yapılması ve ambulansa sarsmadan nakledilmesi hayati önem taşıyor. -d ERCAN ARSLAN