Dr. Demet Erciyes

Dr. Demet Erciyes

demeterciyes@yahoo.com

Tüm Yazıları

Kalpte delik olması doğuştan gelen kalp hastalıkları arasında sık rastladığımız bir durumdur. Sıklıkla çocukluk çağında tespit edilmekle birlikte erişkin yaşlarda da tesadüfen yapılan bir ekokardiyografi sonucu saptandığı görülebilir.

Kalp deliklerinin çeşitleri

Delik kalp denince hemen insanın aklına üzerinde delik olan bir organ geliyor. Neyse ki buradaki delik öyle için kan dolu bir torbadaki delik gibi bir delik değil. Bildiğiniz gibi kalp dört tane odacıktan oluşuyor. Bunu iki katta yan yana ikişer oda gibi düşünebilirsiniz. Bu odacıkları ortadan ayıran bir duvar, üst ve alt odacıkları da ayıran kapakçıklar var. Üstteki odacıklara atrium yani kulakçık alttaki odacıklara da ventrikül yani karıncık deniyor. İşte delik de bu odacıkların ortasındaki duvarda oluyor. Eğer delik kulakçıklar arasındaki duvarda ise atrial septal delik, karıncıkların arasındaki duvarda ise ventriküler septal delik olarak adlandırılıyor.

Haberin Devamı

Kalpte delik neden olur?

Anne karnında bebek oluşumunu tamamlarken odacıklar arasındaki duvarın oluşumunda tam kapanamama olunca kalpte delik ortaya çıkar. Yani kalpte delik olması bizim konjenital anomali dediğimiz doğuştan karşımıza çıkan bir hastalıktır.

Çoğunlukla belirli bir nedeni bulunmaz. Genel olarak genetik ve çevresel faktörlerin etkisi olabileceği düşünülür. Annede şeker hastalığı gibi kronik hastalıkların olması, gebelik sırasında geçirilmiş enfeksiyonlar, annenin gebelik sırasında kullandığı ilaçlar, alkol veya uyuşturucu madde kullanması buna sebep olabilir. Genellikle bebekte genetik, kromozomlara bağlı bir bozukluk olması kalp deliği ile karşılaşma riskini de yükseltir.

Kalp deliğinin sebep oldukları

Kalbin odacıkları arasındaki duvarın sağlam olmasının öneminden bahsetmeden önce normalde kalpteki dolaşım nasıl oluyor diye bakalım. Normalde vücuttaki hücrelerde kullanılan oksijenden fakir kirli kan büyük toplardamarlar ile kalpte sağ kulakçığa, oradan da sağ karıncığa gelir, sağ karıncık bu kanı akciğer atardamarı ile akciğerlere pompalar. Akciğerde oksijen ile zenginleşen kan temiz kan haline gelir. Daha sonra da kalpte sol kulakçığa, oradan da sol karıncığa gelir. Sol karıncık bu kanı aort ve dalları ile tüm vücuda ulaştırır. Bu döngü böyle sürer gider. Yani kalbin sol tarafında oksijenden zengin temiz kan sağ tarafında ise oksijenden fakir kirli kan vardır. Arada duvar var iken temiz ve kirli kan birbirine karışmaz. Fakat eğer kulakçıklar ya da karıncıklar arasında bir delik varsa arada kan geçişi de olacak demektir. Basınçlardaki farklılık nedeniyle bu geçiş sol taraftan sağ tarafa doğru olur. Böylece, her kalp atışında kalbin sağ tarafındaki kan miktarı artar ve akciğerlere normalden fazla kan gider. Artmış kan akciğerlerin yapısını ve çalışmasını bozar. İlerleyen dönemde akciğer atardamarındaki basınç artar buna pulmoner hipertansiyon denir. Sonuçta kalpte sağ karıncık yetersizliği gelişir.

Haberin Devamı

Kalpte delik varsa

Belirtileri nelerdir?

Kalbinde delikle doğan bebekte hiçbir belirti gözlenmeyip erişkin yaşta tesadüfen yapılan bir tetkikle ortaya çıkabildiği gibi bu hastalık daha bebek doğduğu günlerde de kendisini gösterebilir. Belirtilerin derecesi tamamen deliğin bulunduğu bölgeye ve büyüklüğüne bağlı olarak değişir.

Haberin Devamı

Yeni doğanda daha anne sütünü emerken çabuk yorulma, morarma, terleme, nefes darlığı gibi belirtiler gözlenebilir. İyi beslenememeye bağlı olarak kilo alamama büyüme geriliği olur.

Daha büyük çocuklarda koşarken çabuk yorulma, efor kapasitesinde azalma, göğüs ağrısı, çarpıntı, bayılma sık akciğer enfeksiyonu görülebilir.

Yetişkinlerde ise spor yaparken ortaya çıkan nefes darlıkları, eforda çabuk yorulma, halsizlik, çarpıntı, ritim bozukluğu, kalpte üfürüm duyulması, kalp yetersizliği, karında, bacakta ödem şeklinde şişlikler görülebilir. Ayrıca kalpte delik ile beraber beyine emboli atması sonucu oluşan felçler de gözlenebilir. Bu felçlerin sebebi bacak toplardamarlarında oluşan ve kalbin sağ odacıklarına ulaşan kan pıhtılarının, kalp deliğinden kalbin sol odacıklarına geçerek beyne gitmesi ve beyin damarlarında tıkanmalara yol açmasıdır.

Nasıl tanı konulur?

Kalpte delik olduğundan şüpheleniliyorsa ilk yapılacak tetkik kalbin ses dalgalarıyla yapılan ultrasonografik incelenmesi olan ekokardiyografi tetkikidir. Göğsün ön yüzünden bir ultrasonografi probu kullanılarak yapılan transtorasik ekokardiyografi (TTE) dediğimiz bu tetkik ayrıca tıpkı midenin incelenmesinde olduğu gibi endoskopik olarak ve yutturularak yemek borusuna yerleştirilen prob vasıtasıyla transosafajeyal (TEE) yani yemek borusu yoluyla da bakılabilir. İki veya üç boyutlu yapılan incelemede daha da net görülen deliğin çapı ve kanın geçişi de daha net olarak hesaplanır. Deliğin tipine göre bazen kasıktan damar yoluyla girilen kataterle kalp içine kontrast madde verilerek yapılan ventrikülografi dediğimiz tetkikin de gerektiği durumlar olabilir. Bu tetkik ekokardiyografiden farklı olarak işin içine kateter, iğne, ilaç girdiği için daha farklıdır.

Tedavisi nasıl olur?

Bebek doğduktan sonra saptanan küçük delikler genellikle birkaç yıl içinde kendiliğinden kapanır.  Kalpteki deliklerinin tedavisi büyüklüklerine ve türlerine göre değişir. Özellikle küçük boyuttaki delikler genelde kalbin çalışmasında bir değişiklik yapmazlar ve tedavi gerektirmezler. Hasta sadece klinik olarak takip edilir.  Hastada örneğin diş çekimi, çeşitli ameliyatlar gibi kanatıcı bir operasyon yapılacaksa bu süreç içinde antibiyotik kullanılması önerilir. Bu sayede endokardit yani kalbin iç zarının iltihap kapması önlenir. Bazı deliklerin de müdahale edilerek kapatılması gerekir. Bu müdahaleler yine hastanın ve deliğin özelliklerine göre ya kateterle kasıktan girilip deliği kapatacak bir araç yerleştirilir ya da açık kalp ameliyatı yapılarak bu delik bir yama ile kapatılır.