Herkes düzenli diş hekimi ziyaretinin, diş sağlığı için önemli olduğunu bilir. Peki dişleriniz bu ziyaretleri istiyor mu? Yoksa üşengeçlik ve korku nedeniyle bu ziyaretler erteleniyor mu? Hiç düşündünüz mü? Eğer düşünmediyseniz, dişleriniz sizden ne ister, ne bekler konusunu 9 maddede gözden geçirelim!
1. Diş fırçanızı 3 ayda bir değiştirin. Çoğu normal diş fırçası, 3 aylık günlük kullanımdan sonra yıpranır ve yeni olduklarındaki kadar iyi çalışmazlar. Diş eti iltihabı gibi bir diş eti hastalığınız varsa, diş fırçanızı her 4 ila 6 haftada bir değiştirmelisiniz. Diş fırçanızı kullandıktan sonra suyla yıkamalı ve grip gibi hastalıklar sonrasında değiştirmelisiniz.
2. Kanal tedavileri aslında ağrılı değildir.Pek çok insan kanal tedavisinin çok acı verici bir deneyim olduğunu düşünüyor fakat kanal tedavileri bilinenin aksine ağrılı değildir. Teknolojik gelişmeler sayesinde, dolgu yaptırmak kadar ağrısızdır. Ayrıca tedavi öncesinde hekiminiz bölgeyi lokal anestezi ile tamamen uyuşturarak ağrısız bir tedavi deneyimi
Özellikle ön dişlerinizi kaybettiğinizde bu durum gülümsemenizin çekiciliğini etkilediği kadar yemek yeme ve çiğneme yeteneğinizi de etkiler. Gülümserken ya da konuşurken sürekli elinizle ağzınızı kapatmak öz güven sorunlarına yol açabilir. Eksik dişler tüm bunların dışında daha birçok sorunu yaşamanıza sebep olabilir.
Eksik dişiniz tamamlanmazsa ne olur?
Çoğu insan genellikle eksik bir dişin estetik etkisi ile ilgilenir. Fakat eksik dişler birçok ağız sağlığı sorununa neden olabilir. Eğer aynı taraftaki dişleriniz eksikse yemekleri diğer tarafla çiğnemeye çalışırsınız. Hep aynı tarafta yemekleri çiğnemeye çalışmak o bölgede olan dişlerin köklerini rahatsız ederek yapılarını ve bütünlüklerini zayıflatabilir
Ayrıca eksik dişler tamamlanmazsa o bölgede dişleri tutan incelmeye ve erimeye başlar. Diş köklerinin varlığı diş etlerini ve çene kemiklerini uyarır ve kemik ve doku sağlığını destekler. Eksik bir diş yerine konmadığında, çene kemiği, uyarılma azlığı nedeniyle yoğunluğunu kaybeder.
Eksik dişiniz varsa
Diş eti hastalığını erken teşhis etmek önemlidir. Bunun için de düzenli olarak diş hekimine gitmeli ve rutin kontrollerinizi yaptırmalısınız. Erken evredeki diş eti hastalığına(gingivitis) diş eti iltihabı denir. Bunun bir sonraki evresi periodontitistir ve ciddi bir durumdur. Diş eti hastalığına bakteri ve plak oluşumları sebep olur. Korunmak için düzenli diş hekimi ziyareti kadar doğru ağız hijyenini sağlamak ve günlük ağız bakımınızı yapmanız önemlidir.
Ayrıca sağlıklı beslenme de dikkat edilmelidir. İşte size diş eti hastalığı ile mücadele ederken yardımcı olabilecek bazı yiyecekler:
Omega-3
Omega-3'ler, besin açısından zengin ve dengeli bir diyet için gereklidir. Yağlı balıklar, Omega 3'ler ve besinler açısından zengin yağlar ve bunların anti-inflamatuar özelliklerini içerir.
Probiyotikler
Probiyotikler, iyi bakterilere katkıda bulunmalarıyla ünlüdür ve fermente süt ürünleri, vücudunuzun diş eti hastalığına karşı savunmasına yardımcı olur.
Yeşil Çay
Yeşil çay, diş eti hastalıklarıyla savaşan en iyi besinlerden biri olan yüksek kateşin seviyeleri ile
Ebeveynler için, çocuklarının gülümsediğini görmekten daha güzel bir manzara yoktur. Ancak dişler, çıkar çıkmaz dişeti iltihabı gibi dişeti hastalıklarına karşı savunmasız hale gelirler. Diş eti iltihabının iyi yanı, fark edildiğinde iyi ağız hijyeni sağlanarak tedavi edilebilir ve önlenebilir olmasıdır.Ebeveynler için, çocuklarının gülümsediğini görmekten daha güzel bir manzara yoktur. Ancak dişler, çıkar çıkmaz dişeti iltihabı gibi dişeti hastalıklarına karşı savunmasız hale gelirler. Diş eti iltihabının iyi yanı, fark edildiğinde iyi ağız hijyeni sağlanarak tedavi edilebilir ve önlenebilir olmasıdır.
Gingivitis nedir?
Hastalık genellikle diş eti sınırında yani dişler ve çevredeki diş eti dokuları arasındaki boşluklarda gelişen bakterilere yanıt olarak gelişir.Küçük çocuklar, özellikle süt dişleri olanlar, yetişkinlere göre daha az plak birikimine sahiptir ve diş eti iltihabı geliştirme riski daha düşüktür. Bununla birlikte, risk beş yaşından başlayarak yaşla birlikte artar. Ergenliğe ulaştığında, diş eti iltihabı
Kişinin, istenilen bedene veya kiloya ulaşmak için yeme alışkanlıklarını sağlığını olumsuz etkileyecek şekilde değiştirdiği psikolojik durumlar genel olarak yeme bozukluğu olarak adlandırılır.
Kendiliğinden tekrarlanan kusma, dişlerde belirgin bir etkiye sahiptir. Anoreksiya nervoza (kendini aç bırakma) ayrıca ağız sağlığı üzerinde gözle görülür etkilere sahiptir.
Bulimia nervoza hastalarının da neredeyse tamamı diş erozyonuna maruz kalmaktadır. Bunun nedeni mideden gelen asidin kusma sırasında diş ile temasa geçtiğinde mineyi eritmesidir. Dişler yıpranmış görülebilir ve sıcak/soğuk hassasiyeti artabilir.
Kusmadan hemen sonra fırçalamak zarar veriyor
Dişleri kısa vadede korumak için kusmadan hemen sonra fırçalamamanız önerilir. Çünkü aside maruz kalarak yumuşayan diş minesine daha fazla zarar verebilirsiniz. Bu yüzden diş minesinin daha fazla zarar görmemesi için suyla çalkalamak ve ağız gargarası kullanmanız önerilir.
Asit erozyonu, diş hekimi için yeme bozukluğunun bir işaretidir. Şiddetli vakalarda tükürük bezleri
Haftada en az 3-4 kez, eliyle ağzını kapatarak benimle konuşan bir hastayı muayene ediyorum. Şu anda taktığımız maskelerden çok memnun olan başkalarını görüyorum. Kendilerini koruduğu için değil, gülümsediklerinde ortaya çıkan dişlerini beğenmedikleri için.
Dişlerini muayene edebilmek için elini indirmeye ya da maskelerini çıkarmalarına ikna edebildiğimde bile, ağzı kapalı gülümsüyorlar. Ve dişlerini dudaklarıyla kapatacak şekilde konuşmaya çalışıyorlar.
Tepki ne olursa olsun, hepsinin ortak bir yanı var, dişlerinin görünümünden tamamen utanıyorlar. Bunu diş hekimi muayenesinde yardım yapıyorlarsa, sosyal ortamlarda da yaptıklarını biliyoruz.
Bilim ve psikoloji, insanların sizin hakkınızda fark ettiği ilk şeylerden birinin dişleriniz olduğunu kanıtladı. Yani mutsuz olduğun bir gülümsemeye sahip olmak, çok dar bir ayakkabıyla yürümek gibidir.
Gülümsemenin psikolojik faydaları göz ardı edilemez. Çünkü gülümsemek aslında sizi daha mutlu eder. Her gülümsediğinizde beyniniz serotonin, endorfin ve
Diş fırçalama, dişlerinizi temiz tutmanın en etkili yolu olsa da diş yüzeylerinin sadece %60'ına ulaşır. Dişlerinizdeki boşlukları temizlemek için diş arası fırçaları ve diş ipi kullanmak, ağız sağlığınızı daha iyi hale getirmek için yapabileceğiniz en kolay ve en önemli şeylerden biridir.
Diş arası temizliği neden bu kadar önemlidir?
Diş fırçasının ulaşamadığı bölgelerde diş plağı birikebilir.
Zamanla bu, diş çürümesine, diş eti iltihabına ve ağız kokusuna neden olabilir. Bunun olmasını önlemek için günlük temizlik rutininizin bir parçası olarak diş ipi kullanmak iyi bir fikirdir.
Diş ipi, normal bir diş fırçasının ulaşamadığı dişlerinizin arasını temizlemek için özel olarak tasarlanmıştır. Düzenli diş fırçalamaya ek olarak günlük diş ipi kullanımı, diş etlerinizi ve dişlerinizi canlı ve sağlıklı tutmanın kolay ve etkili bir yoludur.
Ağzınızı canlı ve sağlıklı tutmak için dişlerinizin arasını her gün temizlemenizi öneririz.
Dişlerinizin arasını temizlemeye ilk başladığınızda, diş etleriniz biraz ağrıyabilir ve
Gülümsemek bedava terapidir. Aslında sadece bir terapi değil, aynı zamanda sağlığınıza da faydalıdır. İşte gülümsemeye başlamak için 5 sağlıklı neden:
1. Gülümsemek stresi ve gerginliği giderir.
Gülümsemek, anlık olsa bile sahip olabileceğiniz tüm olumsuz düşüncelerden sizi uzaklaştırır.. Aynı zamanda fiziksel gerginliği de giderir. Gülümsedikten sonra kaslarınız uzun süre rahat kalabilir. Ne kadar çok gülümserseniz, o kadar çok rahatlama hissedeceksiniz.
2. Gülümsemek sizi kalp krizinden korumaya yardımcı olur.
Gülümsemek, kalbe iyi gelen kan akışını arttırır. Artan kan akışı, kan damarı fonksiyonunu iyileştirir, böylece kalp krizlerini önleyebilir.
3. Gülümsemek bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.
Gülümsemek, bağışıklık sistemi hücrelerini ve enfeksiyonlarla savaşan antikorları uyaran endorfinleri serbest bırakır.
4. Gülümsemek stresi azaltır.