Sabah uyanıyorsunuz, kendinizi güzelce esnetiyorsunuz sonra ağzınızda o kötü tadı fark ediyorsunuz… Merhaba sabah nefesi…
Ağız kokusu olan birçok insan, bu duruma sahip olduklarının farkında değildir.
Kötü sabah nefesine yol açan faktörlerden biri yatmadan önce alkol almaktır. Bir diğeri ise; yemek yedikten sonra dişlerini fırçalamadan ve ağzını temizlemeden hemen uyumaktır.
Daha az tükürük üretimi
Tükürük, doğal ağız temizleyicimizdir. Uyuduğumuzda tükürük akışı azalır. Bu, bakterilerin daha az uzaklaştırılması ve ağızda daha az oksijen dolaşımı anlamına gelir. Bunların hepsi, pratik olarak kötü bakterilerin üremesine ve çoğalmasına kaynak oluşturur.
İyi ağız hijyeni sağlamayan ve sigara içen kişiler, ağız kokusu için en kolay hedeflerdir. Dişeti hastalığı olanlar bu nedenle ağız kokusuna daha yatkındır.
Kahkahaların en iyi ilaç olduğu ve gülümsemenin ruh için iyi olduğu söylenir.
Kansas Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, gülümsemenin sadece stres tepkisini iyileştirmekle kalmayıp, aynı zamanda kalbinizin sağlıklı kalmasına da yardımcı olduğunu göstermektedir.
Araştırma, gülümseyenlerin farkında olmasalar bile, aktiviteler sırasında kalp atışlarının ve stres düzeylerinin daha düşük olduğunu tespit etmiştir. Bu nedenle, bir gülümsemede ne kadar çok kas kullanılırsa, stres tepkisi ve kalp sağlığına o kadar fazla fayda sağlayabilir.
Ayrıca, iyi bir ağız sağlığının yaşamımız boyunca olmazsa olmaz organımız kalp ve onu çevreleyen damar sistemi üzerinde etkileri olduğunu da unutmamalıyız. Özellikle diş eti hastalıkları, kalp hastalıklarının tetikleyicisi olabilir. Çünkü orta ya da ileri seviye diş eti hastalığı olması durumunda, diş etleri sağlıklı bireylere göre kalp hastalığı gelişme riskinin daha yüksek olduğu araştırmalarla belirlenmiştir.
Daha beyaz ve daha parlak bir gülümsemeye sahip olmak, diş estetiğinin en çok talep edilen 'ihtiyaçlarından' biri haline geliyor. Dişlerimiz söz konusu olduğunda onların beyazlıkları her zaman sağlık ve estetiğin vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilmiştir.
Beyaz dişler gençlik, sağlık ve canlılık ile ilişkilidir. Ayrıca her yaşta mükemmel çekiciliğin anahtarıdır.
Dişlerinizin sağlıklı ve inci gibi olmasını istiyorsanız her 6 ayda bir düzenli olarak diş hekiminizi ziyaret etmeli bu kontroller esnasında tespit edilen tedavi ihtiyaçlarınızı ertelemeden gerçekleştirmelisiniz.
Günlük hayatınızda günde iki defa diş fırçası ve diş ipi kullanarak günlük ağız bakımızı ihmal etmemek hem mevcut ağız sağlığınızı hem de beyazlatma, implant veya zirkonyum kaplamalar sonrası kazandığınız yeni gülüşünüzü uzun süre kullanmanıza sağlayacaktır.
Diş sararmasının nedenleri nelerdir?
Dişlerin sararmasının iki nedeni vardır. Dişler yapısal olarak sarı olabilir veya yeme içmeye bağlı olarak dişlerde renklenme meydana gelebilir. Örneğin; asidik içecekler
Bazı yiyecek ve içecekler diş çürümesine neden olurken, bazıları da plak oluşumuna karşı savaşmaya yardımcı olur.Bazı yiyecek ve içecekler diş çürümesine neden olurken, bazıları da plak oluşumuna karşı savaşmaya yardımcı olur.Plak, dişlerinizin yüzeylerini kaplayan ince, görünmez bir yapışkan bakteri tabakasıdır. Yediğiniz yiyeceklerdeki nişastalar veya şekerler plakla temas ettiğinde, diş minesine saldıran asitler ortaya çıkmaya başlar. Bu durum diş minesini yumuşamasına ve bozulmasına neden olarak sonunda çürüklere neden olabilir.
İşte birkaç tavsiye;
- Peynir ve yoğurt gibi süt ve süt ürünlerinin şekeri düşüktür ve dişlerinizi güçlendirmeye yardımcı olan kalsiyum açısından zengindir. Araştırmacılar, peynirin dişlerin etrafında onu diş minesine saldıran asitlere karşı daha fazla koruyan bir film oluşturduğunu keşfettiler. peynir içindeki kazeinde çürük oluşumunu engeller.
- Havuç, lahana ve kereviz çubukları gibi lif bakımından zengin meyve ve sebzeler, çürüklere ve diş eti
Öncelikle sağlıklı bir ağıza ve diş etlerine sahip olup olmadığınızı kontrol ettirmeniz gerekir. Bu nedenle 6 ayda bir diş hekimi kontrolüne gitmeniz önerilir. Bu kontroller sayesinde diş eti çekilmesi de dahil yaşayabileceğiniz tüm ağız sağlığı sorunlarını önleyebilir ya da zamanında müdahale ile tekrar sağlıklı bir ağıza kavuşabilirsiniz. Öncelikle sağlıklı bir ağıza ve diş etlerine sahip olup olmadığınızı kontrol ettirmeniz gerekir. Bu nedenle 6 ayda bir diş hekimi kontrolüne gitmeniz önerilir. Bu kontroller sayesinde diş eti çekilmesi de dahil yaşayabileceğiniz tüm ağız sağlığı sorunlarını önleyebilir ya da zamanında müdahale ile tekrar sağlıklı bir ağıza kavuşabilirsiniz. Diş eti çekilmesi genellikle yavaş gerçekleşir, bu nedenle insanlar dişeti çekildiğinin farkına varmazlar.
Diş Eti Çekilmesi Neden Olur?
Çekilen diş etlerinin belirtilerini bilmek iyi bir ilk adımdır.
• Zayıf ağız bakımı.
• Diş gıcırdatma.
Diş çürüğü, diş minesinin yani dişlerin sert dış tabakasının yumuşaması ve tahrip olmasıdır. Tüm dünyada okul çocuklarının% 60-90'ı ve yetişkinlerin neredeyse tamamı diş çürüğü veya en az bir dolguya sahiptir.
Zamanla diş çürükleri, diş yüzeyinde madde kayıplarına neden olabilir. Bunlara kavite adı verilir. Kaviteler tedavi edilmezse ilerleyebilir. Dolgu, kavitenin büyümesini önler.
1-Dişlerimden hiçbiri ağrımıyor, bu çürüksüz olduğu anlamına mı geliyor?
Ne yazık ki, kavite boyutu ile ağrı arasında net bir ilişki yoktur. Herhangi bir belirti olmasa bile çürükler olabilir. Ufak bir hassasiyet uzun süre ihmal edilirse aniden kötüleşebilir ve yoğun ağrı, hassasiyet, diş etinde şişme ve hatta ateşe neden olabilir. Diş ve pulpanın zarar görmesini önlemek için genellikle 6 ayda bir kontrol yaptırmanız önerilir. Size daha fazla sorun çıkarmadan önce çürükleri erken bir aşamada tedavi etmek daha iyidir.
2-Çürük dişin kendi kendine iyileşmesi mümkün mü?
&Cce
Hastalarımızdan en sık duyduğumuz cümlelerden biri olabilir. Hastalara diş etleri ile ilgili herhangi bir endişeleri olup olmadığı sorulduğunda sıklıkla diş etlerinin sadece diş ipi kullandıklarında kanadığını ve bu yüzden diş ipini bıraktıklarını söylüyorlar.
Diş etlerinin kanadığını kabul ettikten sonra genellikle "ama biraz kanama normal, değil mi?" diye duyuyorum.
Hayır, değil.
Ne yazık ki, diş eti kanaması, bir şeylerin yanlış gittiğinin işaretidir. Diş etlerinizi çok agresif ve sert bir diş ipi tekniği ile travmatize etmediğiniz sürece, diş ipi birincil neden değildir. Sağlıklı diş etleri hassas olmamalı ve kanamamalıdır. Kanama, ağzınızda dişlerinizin çevresinde ve diş etlerinizde oluşan bakterilerin neden olduğu bir iltihaplanmanın işaretidir. Bu belirti gözden kaçmamalı veya hafife alınmamalıdır.
Günlük ağız bakımınız ihmal eder ve fırçalamaz veya doğru teknikle diş ipi kullanmazsanız, ağızda oluşan bakteri birikimi dişeti iltihabına yol açar ve buna “gingivitis” adı verilir. Diş eti iltihabı, bakteri plağı mevcut olduğunda ortaya çıkan diş eti dokularının iltihaplanmasıdır ve
Porselen kaplamalarla ciddi renk bozukluklarını, aşınmış dişleri, ufak boşlukları, eksik dişleri ve yanlış hizalanan dişleri düzeltmek amaçlanmaktadır. Kaplamalar, kişinin çiğneme ve konuşma işlevini olumlu yönde değiştirmenin yanı sıra psikolojik olarak da kişinin öz saygısını arttırır. Porselen kaplamalarla ciddi renk bozukluklarını, aşınmış dişleri, ufak boşlukları, eksik dişleri ve yanlış hizalanan dişleri düzeltmek amaçlanmaktadır.
Kaplamalar, kişinin çiğneme ve konuşma işlevini olumlu yönde değiştirmenin yanı sıra psikolojik olarak da kişinin öz saygısını arttırır. Kötü ağız hijyeni veya dişlerin aşırı çapraşık olması durumunda porselen kaplama öncesi ortodontik tedavi önerilebilir.
Dişlerinizin ve diş etlerinizin genel sağlığını değerlendirmek için kapsamlı klinik ve radyografik incelemeler gereklidir. Bu ilk değerlendirme sırasında, diş hekiminiz kaplamalardan önce gerekli tedavileri önerebilir; Bunlar, dolgu, kök kanal tedavisi, periodontal tedavi veya ortodontik tedavileri içerebilir. Diş hekiminiz endişelerinizi, beklentilerinizi dinleyecek ve en uygun