ZAFER İŞERİ<br><br>Bir çocuğu sevgisiyle büyüten, ona emek ve değer veren kişiler biyolojik açıdan olmasa da gerçek anlamda anne ve baba olabilirler. Bu şekilde evlat edinmek de ebeveyn olmanın alternatif yoludur. Evlat edinmenin amacı, evlat sevgisini tatmak ve yaşamaktır. Evlat edinmenin her halde küçüğün yararına bulunması ve evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi gerekir.
Arada 18 yaş olmalı
Peki evlat edinmenin şartları nelerdir? İlk olarak birlikte evlat edinebilme açısından evlat edinilmek istenilen küçük ile koruyucu aile arasında en az 18 yaş bulunmalıdır ve sadece evli olanlar birlikte evlat edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlat edinemezler. Bunlara ek olarak eşlerin birlikte evlat edinebilmeleri için alternatif iki şart aranmaktadır; ya eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları gerekmektedir ya da eşlerin her birinin otuz yaşını doldurmuş olması gerekmektedir. Birlikte evlat edinme için bu iki şarttan sadece birinin bulunması yeterlidir.
Birlikte evlat edinme haricinde eşlerden birinin evlat
Oktay ÇETİN / Dr.Öğr. Üyesi Kapt. - Barbaros BÜYÜKSAĞNAK / Öğr. Gör. Kapt.<br><br>Yirminci yüzyılın başlarına kadar hiçbir ülkeye ait olmayan adaların durumu madenciliğin bölgede önemli bir endüstri haline gelmesiyle değişmiştir. Bölgedeki arazilerin değer kazanmaya başlamasıyla birlikte güvenilir bir yönetim ve mevzuat ihtiyacı gündeme gelmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından 9 Şubat 1920 tarihinde Fransa’da imzalanan “Spitsbergen Antlaşması” ile adalar resmen Norveç egemenliği altına girmiştir. Antlaşmanın yürürlüğe girdiği 1925 tarihinde adı Svalbard olarak değiştirilen adalarla ilgili imzalanan antlaşma günümüzde yaygın olarak “Svalbard Antlaşması” olarak anılmaktadır.
Türkiye’nin ilgisi
Antlaşma ile adalara taraf devletlerin lehine olmak üzere Norveç anakarasındaki yerlerden farklı olarak uluslararası özel bir statü kazandırılmıştır. Buna göre; Norveç’in tam ve mutlak egemenliği altında olsa da antlaşmaya taraf devletlerin vatandaşları adaların
Oktay ÇETİN / Dr.Öğr. Üyesi Kapt. - Barbaros BÜYÜKSAĞNAK / Öğr. Gör. Kapt.<br><br>Pîrî Reis Üniversitesi öğretim üyeleri olarak hazırladığımız ve International Journal of Environment and Geoinformatics (IJEGEO) dergisinin Eylül 2021 sayısında yayımlanan “Turkey’s interest in the Arctic region: the evaluation of being a party to the Svalbard Treaty” başlıklı makalemizin kısa bir özetini Svalbard anlaşmasının öneminin ve Türk vatandaşlarına sağlayabileceği avantajların anlaşılması maksadıyla kaleme aldık.
Kuzey Kutup Bölgesi olarak da bilinen Arktik Bölgesi; Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarının kuzey kısımlarını ve bu üç kıta arasında yer alan Arktik Okyanusu’nu içermektedir. Buzla kaplı olan ve dünyanın en küçük okyanusu olarak kabul edilen Arktik Okyanusu, ortalama 987 metre derinlik ile diğer okyanuslara kıyasla daha sığdır ve kapsadığı 14.090.000 km²’lik alan ile dünyanın en büyük denizi olan Akdeniz’den beş kat daha büyüktür. Kanada, Danimarka, Finlandiya,
Bülent Akarcalı - dusunce@milliyet.com.tr
Sayın Başkan, G20’lerin toplantısı için İtalya’ya gelebilseydim size teşekkürlerim bizzat iletecek idim.
Gelemeyince bu mektubu kaleme aldım.
Ne teşekkürü diyeceksiniz?
Şahsınız, ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu’nun ve diğer bir kısım sivil ve askeri Amerikan yetkililerinin, size destek veren ABD medyası ve akademik dünyanın, sürekli Türkiye aleyhinde beyanları, uyguladığınız yaptırım politikaları, ülkenin içişlerine karışma ve de karıştırma yaklaşımlarınız, daha seçilmeden Başkan olunca bu iktidarı değiştirmek için Türk Muhalefetiyle işbirliği yapacağınız gibi açıklamalar sayesinde komşumuz Türkiye ile daha yakın ve sağlam bağlar kurma, dostluk ilişkilerimizi geliştirme fırsat ve olanaklarını bize sağlamanızın teşekkürüdür.
Bu hizmetinizin karşılığını nasıl ödeyeceğimizi bilemiyorum. Türkiye’nin ABD’den uzaklaşıp Rusya’ya yaklaşması için elinizden geleni yapıyorsunuz demek dahi yetersiz kalır! Zira tüm politikalarınız askeri, ekonomik ve finansal şantajlar üzerine dayalı.
Güc&
Zafer İşeri - dusunce@milliyet.com.tr / Nafaka, kişinin yaşamını idame ettirmek ve temel ihtiyaçlarını (barınma, eğitim, kültür, ulaşım v.b.) karşılamak üzere kanuni bir yükümlülük olarak, belirli aralıklarla hükmedilen paradır. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen nafaka, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir, şeklinde düzenlenmiştir. Nafaka boşanma davası ile birlikte istenebileceği gibi boşanma davası olmaksızın da istenebilir. Mevzuata göre boşanma davasında tarafların nafaka isteminde kusur şartı vardır, eşlerden birinin nafaka alması için kusurunun diğer tarafa oranla az olması ya da diğer taraf ile kusurunun eşit olması gerekmektedir.
Tedbir nafakası
Türk hukuk sistemimizde dört çeşit nafaka vardır, bunlar: tedbir, iştirak, yoksulluk ve yardım nafakalarıdır. Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davası açılınca mahkeme tarafından, davanın süresi boyunca gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine,
António Guterres - Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri
İklim krizi nedeniyle insanlık için kırmızı alarm zilleri çalıyor.
Dünya liderleri COP26 olarak adlandırılan BM İklim Konferansı için Glasgow’da bir araya geliyor.
Atacakları ya da atmayacakları her adım dünyanın karşı karşıya olduğu acil durumu ne kadar ciddiye aldıklarını gösterecek.
Uyarı işaretlerini görmemek pek mümkün değil; sıcaklık her yerde artışta, biyolojik çeşitlilik azalıyor, okyanuslar ısınıyor, asitlenme artıyor, plastikler nefesini kesiyor. Artan sıcaklıklar nedeniyle yüzyılın sonunda dünyada geniş bir alan insanlar için yaşanmaz hale gelecek.
Saygın tıp dergisi The Lance’in de belirttiği üzere iklim değişikliği önümüzdeki yıllarda “insan sağlığının belirleyicisi” olacak. Bu krizin açılımı
ise yaygın açlık, solunum yolu hastalıkları, ölümcül hastalıklar ve COVID-19’dan daha şiddetli salgın hastalıklar.
Alarm zillerinin çalmasına rağmen en son BM raporları, hükümetlerin şimdiye kadarki eylemlerinin büyük bir umutla b
Bülent Akarcalı - bulent@bulentakarcali.com
1930’larda uykuya dalıp 1990’larda uyanan birini hayal etsek, bu kişi Avrupa’da, 1914-1918’den sonra ikinci bir Dünya Savaşı yapılmış olduğunu fark edemez.
İkinci Dünya Savaşı, 1945 sonrası oluşturulan:
Siyasi (Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği)
İktisadi (Dünya Bankası, IMF, EFC, OECD, Marshall yardımları…) Ticari (Dünya Ticaret
Zafer İşeri - dusunce@milliyet.com.tr
Hukuk, toplumu düzenleyen, bireylere, topluma ve aynı zamanda devlete de nasıl davranması gerektiğini mutlak biçimde gösteren kurallar bütünüdür. Bu kurallar, Anayasa denilen, devletin temel niteliklerini gösterir metinde belirtilen yasama organı tarafından metne dönüştürülür. Kuralların uygulanması, kamu gücüyle desteklenerek ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını temin eder. Yasalar, belirtilen kurallara uyulmaması durumunda nasıl bir yaptırım uygulanacağını da düzenleyerek, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati sağlamayı hedefler.
Hukuk sisteminin tesis ettiği düzen, karmaşayı önler. Huzuru ve güveni sağlar. İnsanlar arasında barış ortamı oluşur. İnsanlar arasında hakların korunması, fırsat Eşitliği, hak eşitliği gibi kavramların uygulanması devletin temeli ve ikbalidir.
Hukukun başlangıcı medeniyetin oluşumuna yakın bir şekilde ortaya . M.. 3000’lerde oluşmuş Antik Mısır hukuku, medeni kanunlar içeren ve yüksek olasılıkla 12 levhaya bölünmüş kitaplardan