Haydar Ali Yıldız / (Beyoğlu Belediye Başkanı)<br><br>Taksim Meydanı adını şehri besleyen su dağıtım merkezi Taksim Maksemi’nden alıyor. İstiklal Caddesi’ne girerken hemen sağ tarafta bulunan Maksem, bir zamanlar Galata-Pera civarının hayat damarlarından biriydi. Taksim suyun dağıldığı, taksim edildiği yer demek aslında. Bugünlerde ise Taksim Meydanı’ndan Galata’ya, Beyoğlu’ndan İstanbul’a, İstanbul’dan Türkiye’ye büyük bir heyecan dağılıyor: Atatürk Kültür Merkezi yeniden inşa sürecinin ardından 29 Ekim’de Cumhuriyet Bayramı’mızı taçlandıracak.
Öğrencilik yıllarımdan beri vazgeçilmez bir alışkanlıktı AKM. Ülkemizin en fazla ziyaret edilen noktasında, Taksim’de arkadaşlarımızla buluşmak üzere sözleştiğimiz yerdi. “Nerede buluşuyoruz?” sorusunun hem en kolay hem en havalı cevabıydı, “AKM’nin önünde” demek. Dışarıdan bakınca yorgun görüntüsü, içeriye girdiğinizde sizi kucaklayan şefkatli neşesiyle adeta Anadolu’nun her köyünde varlığına duacı
Bülent Akarcalı - bulent@bulentakarcali.com
Marmara Üniversitesi bünyesinde kurulan Türkiye-Fransa İlişkileri Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÜFRAM), 21 Ekim Perşembe günü, Türk ve Fransız yetkililerin katıldığı bir konferans ile Anadolu Hisarı Yerleşkesi’nde açılışını yaptı.
TÜFRAM, esas olarak Türk ve Fransız kamuoylarını karşılıklı olarak bilgilendirmeyi, Türkiye-Fransa ilişkilerinde ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik araştırmalar yapmayı ve sonuçları kamuoyu ile paylaşmayı hedefliyor.
Türkiye’nin özelikle dış politika konularında, Fransız kamuoyunu bilgilendirmek için ciddi bir çaba göstermesi gerektiği bir ortamda Marmara Üniversitesi’nin bu girişimini önemseyip desteklemek bir milli görev olarak düşünülmeli. Her kademesinde ciddi bir Türkiye takıntısı olan, Ermeni diasporasına kayıtsız şartsız teslim olmuş, PKK sever, FETÖ hamisi bu ülkeye yönelik ciddi akademik desteğe ihtiyacımız var. Takıntı öyle bir boyutta ki Paris’te 2018’de başlayıp uzunca bir
Marion Sendker - Ortadoğu Podcast’i Kurucu/Sunucu marionsendker@gmail.com
Alman şansölye Angela Merkel’in İstanbul’daki basın toplantısında Türkiye ile iyi ilişkiler stratejisini özetlediği iki cümle çok önemli. Birincisi, “Jeostratejik olarak birbirimize çok bağlı olduğumuzun, barış ve güvenliğimizin bir şekilde birbirine bağlı olduğunun farkındayız”. İkincisi ise, (ilişkiler)” ancak görüşmeler ve temaslar yoluyla başarılı olabilir” .
Bu iki cümle, Berlin ve Ankara’nın gelecekteki ilişkileri için tavsiye görevi görüyor. Çünkü Merkel’in Şansölye olarak Türkiye’ye son ziyareti bir devrin sonunu işaret ediyor.
Türkiye’nin kilit rolü
Merkel, her zamanki gibi pragmatik biri olarak, veda toplantısını, yeni kurulacak Alman hükümeti ile Türkiye arasında işbirliği için bir temel oluşturmak amacıyla çalışma toplantısı olarak kullanmamış olsaydı, Merkel, Merkel olmazdı zaten. Bence söz konusu iki cümle, güçlü Türk-Alman ilişkileriyle
Umur Güçlü - dusunce@milliyet.com.tr / Her ne kadar bilmeyeni kalmasa da kripto varlıklar; blokzincir teknolojisi marifetiyle dijital ortamda yaratılan, herhangi bir merkezi bir otoriteye bağlı olmaksızın tedavül gören bir varlık olarak tanımlanabilir. Hayatımıza girmesi 20 sene önceye dayansa da, dikkatimizi kazanması yaşanan dramatik yükselişlerle son birkaç seneyi buldu.
Hukuktaki yeri
Kripto varlıklar şahsına münhasır yapıları nedeniyle Türk hukukunda eşya, para, elektronik para veya menkul kıymet çerçevelerine oturamamış, mevzuatımızın ise kripto varlıkları tanımlaması Nisan 2021’i bulmuştur. Buna göre kripto varlıklar dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar olarak tanımlanmıştır. Bu acele ve eksik tanım, aynı zamanda kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacağını öngören 16 Nisan 2021
Prof. Dr. Cengiz Kuday - dusunce@milliyet.com.tr
Geçtiğimiz günlerde bilim ve sanat ödüller (Nobel) verildi. Beklentilerimiz bilim ödüllerinde soydaşımız Almanya’da yaşayan iki bilim insanına verilmesi yönünde idi. Olmadı. Umarız ilerde bu onura erişirler; yıllardır dünyada Modern Nöroşirurjinin babası olarak bilinen 100 yılın doktoru seçilen daha sonra son 2500 yılın doktorları arasında doğu ülkelerinden tüm dünyada geçmişte yaşamış 50 doktorun arasında 2 kişi doğu kökenli idi. (İbn-i Sina ve Prof. Dr. Gazi Yaşargil)
Her yıl defalarca dile getirmeme rağmen adına çıkarılacak bir hatıra pulunu devletten bekledik. Son defa bu yıl Sakarya’da yapılan bir bakanlar kurulu toplantısı sonucu Sayın Cumhurbaşkanı’na bu dileğimi iletme şansını buldum. Yanında Cerrahpaşa’dan hocası olduğum Sayın Sağlık Bakanı da vardı.
Cengiz Kuday, Cumhurbaşkanı’na Prof. Dr. Gazi Yaşargil’e ilişkin talebini iletirken.
Karşılığını görmedim
Dileğimi nezaketle karşıladı ve ilgili kişilere bu arzumu not ettirdi. Bu işin takibini de samimi bir şekilde omuzuna dokunarak
Bülent Akarcalı - bulent@bulentakarcali.com
Yayınlandığında fark etmedik; İçişleri ile Çevre ve Şehircilik Bakanlıkları 25 Aralık 2020’de bizlere yeni yıl armağanı verir gibi Temmuz 2021’den itibaren yürürlüğe giren bir Vale Yönetmeliği yayınlamış. İncelendiğinde titiz ve kapsamlı hazırlanmış olduğu anlaşılan bu Yönetmelik:
* Vale hizmeti veren kişi ve şirketlerin görev, yetki ve sorumlulukları ile denetimlerine ilişkin usul ve esasları düzenleyip
* Bu hizmeti verecek ve alacak işletmeler ile bu işletmelerde çalışacak görevlileri kapsıyor.
Kaostan düzene
Son yıllarda çığırından çıkan ve
Dr. Zeki Hozer - dusunce@milliyet.com.tr
Zamanın ruhu küresel entegrasyon için işlemekte ve vasıflı beyin göçü her zaman olacak.
Bu kapsamda, bu durumdaki vatandaşlarımızın göç ettikleri yerlerde başarılarının takibi, göç süresince ülke ile ilişkilerinin organizasyonu ve olası ise karşılıklı işbirliği ve network imkanlarının sağlanılmasına yönelik bir bilim&teknoloji diasporası yaratılması ulusal stratejik hedef şekline getirilebilir.
Çin, bunu dünyada en iyi yapan ülke.
Geri kazanmak mümkün
ABD’de 2018-2019 öğretim döneminde yabancı öğrenci sayısı 1 milyon 95 bin 299 ile rekor kırarken, bu rakamın sadece 10 bin 159’u Türk öğrencilerden oluşuyordu.
Çin, bu dönemde de 369 bin 548 öğrenci ile birinci sırada idi. Artık günümüzde hiçbir ülke mal, sermaye ve teknolojiyi kendi ülkesinde sınırlayamıyor.
Doğası gereği potansiyel beyin göçleri de yurtdışı çalışma ve nereye göç edeceği kararını verirken, sosyoekonomik kişisel fayda zarar bağlamını değerlendirecekt
Dr. Zeki Hozer <br><br> Geçenlerde okuduğum bir makalede, ülkemizde son yıllarda dikkati çeken bir beyin göçü furyasından bahsediliyordu.
Tam da bu sıralarda benim odaklandığım bir haber oldu!
Biliyorsunuz, NASA, Jet Propulsion Laboratuvarları’nda geliştirilen Perseverance’ı, 30 Temmuz 2020’de CCAFS Uzay Kompleksinden uzaya göndermişti ve tam 6.5 ay sonra Mars’a başarı ile indirmişti. Böylece şimdiye kadar Mars’la ilgili gezegenin yüzeyiyle sınırlı kalan araştırmalar artık sondajlarla yüzey derinliklerinde ve Mars’ın çekirdeği gibi detaylara kadar genişleyecek...
İşte NASA, bu konuda dünya kamuoyunda farkındalık yaratmak amacı ile bu uzay keşif aracı için tüm ülke vatandaşlarına açık ‘Mars’a Bilet’ kampanyası açtı ve dileyen internetten ücretsiz sembolik biletlere sahip olabildi. Bu sayı 10 milyonu bulmuş ama bizi ilgilendiren nokta, en fazla bileti Türklerin almış olması! Listenin bir nolu bölümünü kaplayan ülke tam 2.5 milyon kişi ile Türkiye!
Bilet için başvuranlar da