Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bülent Akarcalı - Vietnam, Fransa tarafından sömürüldü. Fransa, Vietnam’ın doğal pirinç, kauçuk gibi kaynaklarını acımasızca tüketti. Köle gibi çalıştırdığı yüzbinlerce işçinin kan ve teriyle işlediği ürünleri satarak devasa gelirler elde etti.

Michelin lastik firmasına ait kauçuk ormanlarında ki işçilerin çalışma şartları 18.yüzyılda ABD pamuk tarlalarında günde 18 saat çalıştırılan kölelerden farklı değildi. Ama, o da her sömürgecinin yediği tekmeyi yiyerek 1954’de Dien Bien Phu vadisinde mevzilenen yenilmez sanılan ordusunun bir günde yok olduğunu gördü.

Haberin Devamı

Atom bombası ister misiniz?

1965’de Fransa’nın yerini ABD aldı.                                               

Ama hangi ABD? 1954 hezimetinden önce ABD Dışişleri Bakanı John Foster Dulles, mevkidaşı Fransız Dışişleri Bakanına 4 kelimelik bir teklif yaptı: İki atom bombası ister misiniz?

Fransızlara atom bombası attıramayan ABD, 1965’de başarısı, çoluk çocuk, demeden öldürdüğü Vietnamlı sayısıyla ölçülen bir harekat plânı yaptı. Bu planla tarifsiz bir vahşete davet çıktı. 1955’de başlayan ve 1973’te son bulan 18 yıllık Vietnam işgalinde, 2. Dünya Savaşı’nda bütün orduların kullandığı bombaların toplamından iki kat fazla, 643 bin ton bomba kullandı. Atom bombalarıyla her türlü canlıyı yok etti, köyleri, ormanları yaktı. Etkileri hâlâ hissedilen portakal gazı ile suları ve toprağı zehirledi. Toplamda  3 milyon insanı kimyasallar dahil bombalarla hunharca katletti...

Sipariş ordunun sonu

ABD Vietnam’da, Afganistan’da olduğu gibi yerel güçlerle taşeron bir ordu kurmuş ve trilyonlarca dolar harcamıştı. Ama Sedat Ergin’in 17 Ağustos günkü köşe yazısında belirttiği gibi “Sipariş verilerek ordu inşa edilemiyor” inşa ettiğinizi sandığınız ordunun, Vietnam’da, Afganistan’da olduğu gibi üç günlük ömrü oluyor.

ABD’nin, Suriye’de, ülkemize karşı, on milyarlarca dolar harcayarak oluşturmaya kalktığı YPG/PYG ordusunun da akıbetinin aynı olacağını anlaması için daha kaç tokat yemesi gerekiyor acaba? Sırf silah endüstrisini geliştirmek ve ayakta tutmak için, kendi evlatları dahil Vietnam, Irak, Afganistan ve Suriye’de milyonlarca insanın hayatını yok ederek, arkasında kan, göz yaşı, ıstırap ve sefalet bırakan neredeyse katliamlarda Hitlerin rekorunun kıracak ABD’ye bu dünya mahkum mudur?

Haberin Devamı

Rumların, Türk komşularına karşı giriştiği 1963 Noel gecesi (Aralık ayının son haftası) katliamlarından sonra, dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ün;  16 Nisan 1964 yılında Time dergisine röportajda “Müttefikler tutumlarını değiştirmezlerse, Batı ittifakı yıkılabilir... Yeni şartlarda yeni bir dünya kurulur ve Türkiye’de bu dünyada yerini bulur” açıklamasından tam 49 yıl sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2013’te, New York’ta,  74. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda dile getirdiği “Dünya beşten büyüktür” söylemi ile bütünleşerek Türk Dış Politikası’nın yeni bir doktrini olabilir.

Senatosuyla, basınıyla, vakıflarıyla, emekli general ve diplomatlarıyla nerdeyse her ay ülkemize gözdağı  vermeye çalışan, doymak bilmeyen harisliğiyle yalnız kendi çıkarına göre dünyayı şekillendirmeye çalışan ABD’nin artık yaldızı dökülmüştür. Önümüzde yepyeni bir dönemi başlatmak Türkiye’nin elindedir. Türkiye’siz bir ABD’nin bölgede bir hiç olduğunu önce bizim anlamamız sonra da kendisine anlatmanız ana politikamız olmalıdır. Aynısı AB için geçerlidir. Afganistan’da Taliban’ın ülkenin kontrolü ele alması üzerine, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell’in, “Taliban, savaşı kazandı ve onlarla konuşmamız gerekiyor”, beyanı tam anlamıyla çaresizliğin, güç karşısında teslimiyetin ifadesidir. Bütün bunlar sağduyumuzu kaybetmeden, ABD ve AB’ye bundan böyle Türkiye ile olacak ilişkilerinin hangi düzey ve nitelikte olması gerektiğini belirleyecek tarihi fırsatı oluşturmaktadır.