Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yeni şehirciliğin ilke ve koşulları
Prof. Dr. Mehmet Çubuk
1966’da göreve başladığı DGS Akademisi’nde (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Şehircilik Hareketini başlattı, Şehircilik Araştırma Enstitüsü’nü kurdu. ‘Dünya Şehircilik Günü’ Türkiye Daimi Komitesini ve Hizmet platformunu oluşturdu. Kasım Kolokyumları’nı başlattı. YÖK’le gelen dönüşümde Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nün kurulmasında görev aldı. Haziran 2002’de bölümden emekli oldu. Çağdaş şehircilik eğitiminin geliştirilmesine, kitlelere tanıtılmasına çalıştı. 1993 yılında Fransa hükümeti “Palmes Academique” şövalye nişanı verdi. 1983-87 arası Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Yüksek Kurulu Üyeliği yaptı. 2000-2003 arası ISCARP (Dünya Şehirciler Birliği) Türkiye Ulusal Komite sorumlusu oldu.

Haberin Devamı


Dünyada çok hızlı bir dönüşüm-değişim yaşanmaktadır. Hareketliliklerin patlaması, çevresel tehditlerin ağırlaşması, mekânsal ve sosyal farklılaşmaların keskinleşmesi, her tür olağan dışılığın artışı, insan yerleşmeleriyle ilgili her şey, şehirciliği temelden etkileyen yeni durumlar ortaya çıkartmaktadır. Bu dönüşüm değişim; kurumları, sistemleri ve kuramları sorgulamaya neden olmaktadır. Sorunları çözmede, çağa ayak uyduracak yapı kazanmak için ileriye dönük yeni bellilikler (röperler) aranmaktadır.
Son on yıla baktığımızda, çoğu ülkede şehirciliği ilgilendiren yeni eylem tarzları, kavramlar, teknikler, mali ve lojistik araçlar yaratıldığı görülmektedir. Üçüncü kentsel devrim idrak edilen dünyada yeni şehircilik koşulları ve ilkeleri oluşmaktadır. Artık Şehircilik günümüzde; kavramsal yönden, hedefler ve eylemler açısından değişmekte, farklılaşmış eylem tarzları ve bilgilerden hareket eden çeşitli mesleklerin bir uygulama alanı (çok geniş meşguliyetler alanı) olarak öne çıkmaktadır. Şehircilik bu değişimden geçerken disiplinler ötesi konumda, kente ve kentliye açılan bir felsefeden hareketle diğer analizleri de dikkate alan “geniş bir alan” olarak kabul görmektedir.

Şehircilik yasası
Türkiye’de de benzer bir süreç yaşanmaktadır. Mevcut yapımız, sistemlerimiz, kurumlarımız sorgulanmaktadır. Son on yılda Türk şehirciliğinde büyük alt yapı yatırımlarına yol açan, kentlerde dönüşümleri başlatan bir şehircilik hareketine tanık olunmaktadır.
1990’larda başlayan, 2000’li yıllarda hızlanan, bugün büyük bir dönüşüm hareketi yaratan eylemler, adeta bir seferberlik halini almıştır. 1999 Marmara depremi sonrası imar sisteminde başlayan değişikliklerle, şehircilikte yeni koşullar oluşmuştur. Hükümet, planlı kentleşme(!) ve konutta üretim seferberliği ilan etmiş, 2023’e kadar bir milyon konut üretmeyi hedeflemiştir. Girişilen Kentsel Dönüşüm dünyada en önemli imar hareketi (!) olarak yorumlanmıştır. Yıllardır beklenen, Şehircilik Bakanlığı kurulması önerisi nihayet 2004’de, KHK ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak gerçekleşmiştir. Bakanlık, birçok yetkiyle yeni tasarruflar geliştirmiş, yeni kurumlar oluşturmuştur. Önceki dönemlerde olmayan, Yapı Denetimi- Teknik Müşavirlik Sistemleri ve inceleme laboratuvarları kurulmuştur.
Henüz bir şehircilik yasası yapılmamış olsa da, Türk imar sistemini temelden değiştirecek kararlar alınmakta, İmar Kanunu sil baştan yenilenmektedir. Bakanlık, kentsel dönüşüm projeleri ve kentsel tasarımlar için, şehircilik okulu gibi değerlendirilebilecek, bir “Türkiye Şehircilik Akademisi” de oluşturmuştur.
Ancak, imar mevzuatı iyileştirmesinin de her alanda gerçekleştirilmediği gözlenmektedir. Oysa bu çerçevede, Şehircilik hukukunun temellerinin atılması-kentsel yaşam ve kentsel etkinlikler düzenlemesinde yeni esasların getirilmesi de gerekmektedir.

Akademik dönüş
Eğitim sistemimizde de köklü değişimlere gidilmiştir. Ancak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kayseri konuşmasında belirttiği gibi birçok alanda yapılan köklü dönüşüm ve reformlara karşın, eğitim alanında reform gerçekleştirilememiş, eğitim sistemi yazboz tahtasına dönüştürülmüştür. Bu değişimlere gerçek demokratikleşme eşlik etmemiştir.
Esas olarak, YÖK’ün yeni yapılanmasında zihinsel ve bilimsel dönüşümün gerçekleştirilmesi, üniversitelerin bilimsel alanda fikir ve düşünce özgürlüğüne kavuşturulması gerekirken, çalışmaların bunlara yanıt vermediği, yeni yasa taslağının siyasallaşmış ve ticarileştirilmiş bir yüksek Öğretim Sistemi getirdiği de iddia edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde durum farklıdır. Örneğin Fransa’da “Yüksek Öğretim Yasası” yapılırken, aynı zamanda kurulan “Yüksek Öğretim ve Araştırmalar Bakanlığı” fonlarla desteklenmiş, üniversitelere küresel rekabet gücünde tam özerklik kazandırılmıştır.

Bölge planlama
Ülkede değişim-dönüşüm sürecinde yapı sektörü bir üretim üssüne dönüşmüştür. Bu da, şehirciliğin önemini artırmış, büyük sorunların çözümünde ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda Şehircilik Eğitimi ve Araştırma sisteminin de gözden geçirilmesini gerektirmiştir. Çünkü bugün yeni koşullar; bilgi ve tanımlar getiren, eleştirel ve eylemsel nitelikler taşıyan, deneysel olması gereken yeni bir şehircilik eğitimini gerekli kılmıştır. Tartışmasız bu da, şehirciliğin geniş bir alan olduğu kabulü içinde yapılandırılmalıdır.
Türkiye’de yirmi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü bulunmaktadır. Bunlardan on iki bölümde lisans eğitimi ve on üniversitede lisansüstü eğitimi yapılmaktadır. Birçok eğitim biriminde kadro ve fiziki yetersizlikler söz konusudur. Türkiye Planlama Okulları Birliği (TUPOB) hazırladığı raporda, gelişmekte olan üniversitelerde yeni Şehircilik Bölümleri açılmasına karşı durmuştur. Açılacak yeni Bölümler için de, eğitim kalitesinin uluslararası düzeyde tutulması amacıyla bazı ölçütler uygulanmasını gerekli görmüştür.

Ciddi bir boşluk
Oysa asıl sorun, yeni Bölümlerin açılması değildir. Bölüm eğitim programları yeni şehircilik eğitimini vermeye hazırlıklı ve donanımlı değildir. Dolayısıyla, şehirciliğin geniş alan olduğu kabulü içinde, yeni bir akademik birim olarak Şehircilik Fakülteleri kurulmalıdır. 1980’de YÖK’e önerilen ve kabul görmeyen Şehircilik Fakültesi önerisi, Bölümler tarafından, Birlik (TUPOB) ve Meslek Odaları katkılarıyla hazırlanarak yeniden YÖK’e sunulmalıdır.
Dolayısıyla, yeni şehirciliğin yaratılmasında, geliştirilmesinde yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde; Şehir ve Bölge Planlama Bölümü formatının Şehircilik Fakültesi’ne dönüştürülmesi gerekmektedir. Aynı zamanda, ülkede Yeni şehirciliğin geliştirilmesinde, Eğitim ve Araştırma Programlı bir ihtisas üniversitesi olarak, Yüksek Şehircilik Enstitüsü formatı oluşturulması kaçınılmaz gözükmektedir.

Haberin Devamı

İrtibat telefonumuz: 0212 337 92 23. Mail adresi:dsazak@milliyet.com.tr