İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren Güneş hayatın merkezindedir. İnsanoğlu, Dünya’yı ısıtan ve aydınlatan bu esrarengiz sarı ve yuvarlak cisimden hem korkmuş hem de ona tapmıştır. Pagan inançların merkezinde Güneş vardır. Semavi dinlerde de Güneş’in önemi büyüktür. Çağdaş bilime göre de Güneş tüm enerji ihtiyacımızı karşılabilecek potansiyele sahiptir. Gezegenimizin yıldızı, yaşamın enerji pınarı, tarihin ilham kaynağı Güneş, 8 Nisan günü Kuzey Amerika’da 4 dakika 28 saniye boyunca tutulmaya uğrayacak. Meksika’dan Kanada’ya uzanan bir hat üzerinde gözlemlenebilecek bu tam güneş tutulması 2044 yılına kadar ABD’den görülebilecek son tam tutulma olma özelliğine de sahip.
Doğa olayları insanlar için her zaman bir merak konusu olmuştur. İlkel çağlarda bu merak korkuya da dönüşmüştür zira sebebini açıklayamadığımız her olgu bizi tedirginliğe sürükler. Milattan önce Maya’lardan tutun günümüze kadar Güneş’in hareketlerini açıklamaya çalışmak ve bir anlam yüklemek insanın doğasında vardır. Her ne kadar artık gökyüzü ve uzay konusunda bilimsel pek çok veriye sahip olsak da, komplo teorilerinin önüne geçmek imkansızdır.
Komplo teorileri
ABD’de aşırı sağ, 8 Nisan’da gerçekleşecek güneş tutulması hakkında akıllara durgunluk verecek sayısız komplo teorisi üretmiş durumda. Biden hükümetinin bu doğa olayını sıkıyönetim getirmek için kullanacağından tutun NASA’nın gizli uzay programı çerçevesinde Ay’a füze fırlatacağına kadar envai çeşit komplo teorisi dolaşıyor. Tutulmanın gözlemleneceği hat dahilinde Ninova adlı şehirlerin oluşu, John F. Kennedy suikastinin gerçekleştiği noktadan tutulmanın gözlemlenebileceği gibi bilgilere temelsiz anlamlar yüklenerek insanların kafaları karıştırılıyor.
Aşırı ve alternatif sağın gözbebeği Alex Jones, attığı bir tivitte 8 Nisan’da “masonik ritüellerle yeni bir dünya düzeni” kurulacağını iddia etti. Bir başka iddia ise Teksas’tan İsrail’e kızıl düvelerin gönderildiği ve tutulma esnasında bunların kurban edileceği yönünde. Yahudi ve evanjelist inanışına göre kızıl düvelerin kurban edilmesi mesihin dünyaya gelişinin habercisidir. Öte yandan CERN’in iki sene sonra tekrar Higgs bozonunu bulan parçacık hızlandırıcı sistemini çalıştıracak olmasından bahsediliyor. Higgs bozonu maddeye kütlesini verdiği için “tanrı parçacığı” olarak da adlandırılıyor. Tabii bu iddiaların hiçbirinin bilimsel bir temeli yok; tesadüflerden anlam çıkarılmaya çalışılıyor.
Güneş tutulması turizmi
Tutulmanın izlenebileceği şeritte yer alan bazı eyaletlerin şimdiden olağanüstü hal ilan etmiş olmaları da maalesef bu komplo teorilerini pekiştiriyor. Aslında olağanüstü hal ilan edilmesinin çok mantıklı ve açıklanabilir bir sebebi var: Milyonlarca turist bekleniyor ve elektrik, trafik gibi konularda fazla kalabılığın yönetimi için olağanüstü çözümlere ihtiyaç var. İleri sürüldüğü gibi Dünya’daki enerji sistemlerinin ve elektrik şebekesinin çökmesinin güneş tutulmasıyla hiç alakası yok ancak ufak bir bölgeye yığılacak olan milyonlarca insanın bir anda bu sistemlere yüklenmesiyle çok alakası var.
Tuhaf bir ses duyduğumuzda ya da çözemediğimiz bir olaya tanıklık ettiğimizde aklı selim olanlarımız “mutlaka bir bilimsel açıklaması vardır” diye içimizi rahatlatırlar. Güneş tutulmaları ile ilgili binlerce yıldır kayıtlar tutuluyor ve artık teknoloji o kadar ilerledi ki saniyesine kadar ne zaman nerede güneşin tutulmaya uğrayacağını söyleyebiliyoruz. Yine de insanız, ve genetik kodlarımız doğa olaylarından farklı anlamlar türetmeye bizi yatkın kılıyor.
İnsanları en çok kaygılandıran şey belirsizliktir. Düşünün bir anda günümüzü aydınlatan devasa yıldızımız görece olarak ondan çok çok daha küçük bir gök cismi olan Ay tarafından bloke ediliyor ve tüm ışığımız sönüyor. Bu olayın tarih boyunca komplo teorilerine ilham vermesi çok anlaşılabilir bir durum. Belirsizlikleri gidermenin tek yolu ise bilimdir. Bilimin ışığında kaldığımız sürece Güneş’in ışığı geçici olarak tamamen kaybolsa da karanlığa gömülmeyiz.
