Engin Uğur Ağır

Engin Uğur Ağır

enginuguragir@gmail.com

Tüm Yazıları

CHP’nin İzmir belediye başkan adaylarının belirlenmesinde yaşadığı sürece en sert tepkiyi milletvekili Tacettin Bayır gösterdi.
Bayır, listelerin YSK’ya teslimi öncesi Buca adayı Suat Nezir’in geri çekilmesini şöyle yorumladı:
“Buca yanıyor, nasıl söndüreceğiz.”

***

36 yıldır siyasetin içinde olduğunu, ilk kez bir genel başkan yardımcısının İzmir’i tanımayan, İzmir’in coğrafyasını bilmeyen tabandan kopuk insanları partiye dahil ettiğini söyleyen Bayır, Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan ve Veli Ağababa’yı suçladı.
İki vekilin listelere müdahale ettiklerini belirten Bayır, “Öncesinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na ilçelerle ilgili rapor verdim. Ama sonrasında değiştirilmeye kalkışıldı, bunu anlamak mümkün değil. Ağbaba; Güzelbahçe, Karaburun, Buca ve birçok yerin değiştirilmesinde rol aldı. Süreç iyi yönetilmedi” diye konuştu.

Haberin Devamı

***

Bayır’a hak vermemek elde değil.
İzmir’in o kadar milletvekili var, dışarıdan birileri müdahil oluyor.
Çok yanlış yaptı Kemal Kılıçdaroğlu...

***

CHP’nin içine düştüğü şu durum, partililerin de sabrını taşırmış görünüyor.
Birçok CHP’li, “Üst düzey yöneticilerimiz ne yapmak istiyor. Herhalde İzmir’i kaybetmenin yollarını arıyor. Bunda da başarılı olacaklar. 1 Nisan sabahı ak, karayı hep birlikte göreceğiz. Her halde süreç olağanüstü genel kurultaya doğru gidiyor. Bakalım partimizin önde gelenleri nasıl bir yol izleyecek bekliyoruz” dedi.

***

Peki, Bayır’ın şu açıklamasına ne diyeceksiniz:
“2014’te 8 ilçe kaybettik. Bugün kabaca bir hesap yapıldığında en az 11-12 ilçe AK Parti’ye gidiyor.
Kale denilen İzmir’den hayal kırıklığı çıkacak. Bu işin sonunda çıkacak faturayı, onlar çekecek. Ben rahatım, ben çekmeyeceğim.”

***

Bayır’ın dışında İzmir’den 13 vekili bulunan CHP’de bir isim daha ön plana çıktı, diğerleri sessizliğini korudu:
Sevda Erdan Kılıç.
İlk sıkıntının yaşandığı Parti Meclisi toplantısının ardından PM üyeliğinden istifa ettiğini açıklayan Kılıç,
“İnandığım değerler adına, İzmir seçmenine ve örgütüme karşı duyduğum sorumluluk gereği PM üyeliğinden istifa ediyorum. İl başkanlığı, İzmir örgütü ile İzmir seçmeninin hassasiyetine yeterince duyarlılık gösteremedi. Başkan adayları ve meclis üyesi listeleri belirlenirken; emek, liyakat, kadın ve gençlik temsiliyeti gözetilmedi. İzlenen yol ve yöntem baştan sona yanlışlıklarla dolu” demişti.
Kılıç’ın ayrıca şu sözünü çok önemsedim:
“Mart’ın sonu bahardır.”

Haberin Devamı

***

Şunun şurasında seçime 33 gün kaldı. Bayır’ın dediği gibi, 1 Nisan sabahı “akı”, “karayı”; Kılıç’ın söylemiyle de, “baharı” görebilecek mi CHP. Çok ama çok merak ediyorum.
İnanın, 1 Nisan’ı sabırsızlıkla bekliyorum.

Naylon poşet değil gazete kağıdı!

Marketlerdeki naylon poşetler, 1 Ocak’tan itibaren ücretli oldu.
Fiyatı da 25 kuruş olarak belirlendi.
Paranın 15 kuruşu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gidiyor.
Kasada poşeti ücretsiz verenlere de para cezası uygulanıyor.
Son gelişmelerin ardından, naylon poşet kullanımında yüzde 70’lere varan azalma olduğu söyleniyor.

Sadece Bayır ve Kılıç, ya diğerleri...

***

Uygulama buraya kadar güzel.
Eskiden istediği kadar naylon poşet alan müşteriye artık, ‘Dur bakalım’ denildi.
Vatandaş ya parasını ödeyip poşet alacak, ya da yanında getirdiği file veya bez torbaya ürünleri yerleştirip evinin yolunu tutacak.

Haberin Devamı

***

Ancak, marketlerde ve AVM’lerde naylon torba tüketimi hala sürüyor.
Şöyle ki, sebze ve meyve alan, naylon poşet ücreti ödemiyor.
Vatandaş da işin kolayını bulmuş.
Ne yapıyor, sebze-meyve alışverişinin ardından, fazladan bir-kaç naylon poşeti yanına alıyor.
Diğer ürünlerini koyuyor bu torbalara, tutuyor kasanın yolunu.
Yani, naylon poşet kullanımı sürüyor.

***

Yaşanan bu olumsuzluğu, kesekağıdı ile yok edebiliriz.
60’lı ve 70’li yıllarda böyleydi.
Herkes aldığı ürünü ya filesine, ya da kesekağıdına koyardı.
Eğer markette, bakkalda ve AVM’lerde kesekağıdı zorunlu olursa, en çok ben sevineceğim.

***

Nenedine gelince...
Çocukluğumda gazete kağıdından kesekağıdı yapar, bakkal ve manavlara satar para kazanırdık.
Hemen hemen tüm arkadaşlarım aynı yolu izler, ailelerine ufak da olsa katkı sağlardı.
Bu düşüncemi, geçtiğimiz günlerde Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’a da ilettim.
Bir proje geliştirilip, gazete kağıdından seri üretimle kesekağıdı yapılabileceğini ifade ettim.
İnşallah önerim dikkate alınır.
Böylece naylon poşet kullanım devri biter, gençlerimize temiz bir çevre, temiz bir dünya bırakırız!