Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Seremoni sessiz, yazısız ve yorumsuz protestolarla başladı ama Çulcu’nun düdüğünü, kemik sesleri izledi Bursa’da.
Bursaspor’a Malatya deplasmanında ne olmuş, nasıl olmuşsa; asabi başladı ev sahibi takım maça. Fenerbahçeliler’e geçen ilk üç top, tekmeyle geri istenince anlaşıldı ki, bu bir sindirme operasyonu. Nitekim sindi Fener...
Bursaspor’un ileri adamları, Fenerbahçe orta alan ağından kayıp geçen küçük balıklar gibiydi ilk çeyrekte. Fenerbahçe’den ise, denenmiş, düşünülmüş, hazırlanmış bir gol pozisyonunu boş yere bekledi tribünler.
Lorant da bu kısırlıktan bıkmış olmalı ki, ilk yarının sonuna doğru Hakan’ın yerine Oktay’ı sürdü sahaya. Daha doğrusu, Serhat’ın yerine ve gezinip duran Revivo’nun yanına... Serhat iyice demoralize, ama yüzüne renk geldi Fenerbahçe’nin.
Fenerbahçe tarihinde ilk defa devre arası soyunma odasında otururken bir gol yedi. Ve bunu radyodan öğrendi. Galatasaray öne geçmiş, şampiyonluk hayalleri en azından bu sezon suya düşmüştü.
Herkes sahaya Sarı - Lacivert bir enkaz çıkmasını beklerken, Fenerbahçe futbolcuları hiçbir şey olmamış gibi golü arayıp, buldular. Belki ümitleri devam ettiğinden, belki de yeni sezonda yaşanacak "tensikatı" hatırladılar.
Bursa’daki maçın bundan sonraki taktiği, pozisyonu, futbolu ve performansı, mürekkep ziyanlığı. Biraz sinir, biraz tekme, çokça esneme vardı kalan dakikalarda.
Artık ilginç bir futbol paradoksu var, Fenerbahçe için. Gençlerbirliği maçında son 10 saniye "fazla gelen" Fenerbahçe’ye şimdi ligin 34 haftası "kısa" geliyordu. Ve boynu bükük taraftarlar, gelecek sezonu bekliyordu.