Muhalefetten mi, medyadan mı, hava şartlarından mı bilinmez; Fenerbahçe sıfırı tüketmiş durumda.
Terk edilmiş kovboy kasabası gibi... Hoca yok, teknik kadro yok, futbolcu yok. Heves, umut, hırs da kalmadı...
Para ? O da tartışmalı.
Bir stat, bir de başkan!
Bu faciadan, stat sorumlu olamayacağına göre, hesap Sayın Yıldırım'ın önünde.
Nasıl kurtulacak Fenerbahçe Cumhuriyeti?..
Seçim mi, muhtıra mı, darbe mi; bir panzehir üretilmeli.
Çıkar yol ne teknik direktör kataloğunda bence, ne de çikita muz gibi hevenkle ithal edilecek topçularda. Çözüm "doğru soru"da:
Fenerbahçe neden bu durumda?
"Zanlılar" birer birer ayıklanıp, geriye bir stat ve bir başkan kalmışsa; elbet stat yüzünden değil.
Sistem değişecek
Aslında sıfırı tüketen Fenerbahçe değil, onun mahkum olduğu sistemdir. Gerilimli, mermili, bahşişli ve yapışkan bir medya ilişkisi, fırsatçı ve "bekle gör" muhalefeti, tek adamın çerez tabağındaki kulübe disiplini, sarı - lacivertte erimeyen göçmen futbolcuları, başkalarının sarı - lacivert giyinmesine katlanamayan eski topçuları, komisyonları, avantaları, dedikoduları ve günahları ile bu sistem; değil Fenerbahçe Cumhuriyeti'ni, Saddam rejimini bile savaşsız devirebilirdi.
Acaba hangi hocayı alacak Fenerbahçe ? Diyelim ki, dünyanın en iyisini. Hoca bu; "mesih" değil ki...
Peki futbolcular?.. En iyileri, en çabuk anlayıp, en büyük hızla terk etti bu sistemi.
Çaresiz, sistem değişecek.
Sayın Aziz Yıldırım, bu yaştan ve bu saatten sonra ne huyunu değiştirebilir, ne de yeni bir sistem kurulmasına izin verip kendisini "yarı emekli" edebilir.
Galiba en iyisi Başkan'ın değişmesidir.
Fatih Hoca'nın gözdağı girişimini, yıpranan sinirlerine bağlamıştım. Ama Federasyon Asbaşkanı Sayın Ata Aksu'nun açıklamasından sonra pek de haksız olmadığını anladım.
Yıllardır beklenen "fırsat"ı kimse kaçırmak istemeyecek galiba. Çünkü, başarısız bir Terim'i bulmak, çok zor olabilir bir daha!..
Beşiktaş derbisinden sonra Fatih Hoca için "toplu linç" hazırlıkları yapılıyor besbelli. Yoksa Sayın Aksu, "Terim hakeme küfür ediyor da hakem raporuna yazmıyorsa, disiplin kurulu ne yapsın. O hakem, küfürü hak ediyor o zaman" der mi ? Bu cümlenin meali, "Terim'i cezalandıran kazanır" değil mi?
Artık kulübede çiklet bile çiğnemesi sakıncalı Fatih Hoca'nın.
Konuşmayacak, diklenmeyecek, agresif olmayacak, hırslanmayacak, sağlam durmayacak... Uyumlu, hürmetkar, boyun eğen bir Fatih Terim istiyorlar.
Bundan böyle büyük planlar, radikal denemeler falan yok. Herkes gibi olacak.
Sıradan...
Fırsat bu fırsat.
Sonunda Tamer Güney de bıkmış...
"Yalan haber üretenler Samandıra'ya giremez" yazıp duvara asmış.
Hem de Fenerbahçe tesislerindeki medya odasının duvarına.
Hocam, bari sen medya önünde tartışma; yalan haberin kaynağı belli... Gir yönetim kurulu toplantısına, "Sizleri sezon sonuna kadar Samandıra'da görmek istemiyorum" de, olsun bitsin.
Bu hafta Şükrü Saraçoğlu Stadı'ndaki, Fenerbahçe - Diyarbakırspor maçının hasılatı, depremde yıkılan Bingöl Çeltik Suyu İlköğretim Okulu ve Pansiyonu onarımına gönderilecek.
Fenerbahçe'ye gönülden tebrikler. Uzun zamandır yönetimden bu kadar anlamlı ve akıllı bir karar çıkmamıştı.
Anlamlı; çünkü Türk insanının dayanışmasını simgeleyen bir davranış.
Akıllı; çünkü boş stada oynamamak için Türk insanının dayanışmasından yararlanmak gibi bir buluş...
Dönmek "meziyet"... Dönek "örnek" oldu artık...
Her dozda radikalin, siyasi fikirlerini törpüleyip "öbür tarafa" yaklaşması bir fazilet ve zihinsel evrim sayılıyor günümüzde.
Şeriatçı demokrat oluyor, komünist müslüman, anarşist hümanist, PKK'lı pişman... Neredeyse ödüllendirilecekler.
Tamam da, ya bu ülkenin kaybettiği kaynak, zaman, kan ne oluyor?..
Kaç genç katil, kaç tanesi maktul oldu onların yüzünden? Fikir babalarına inanan kaç delikanlının hayatı karardı. Kaç ana ağladı.
Benzer unutkanlık
Benzer bir unutkanlık futbolda da var. Yarıştan kopan veya yarışı kazanan yöneticilere müthiş bir sağduyu hakim... Özeleştiri yapıyorlar ve bazen "hırçın" demeçler verdiklerini kabul ediyorlar. Hakemi hedef yapmak hata imiş. Derbiye dinamit koymamak lazımmış. Rakipler olmasa ligin ne zevki varmış.
Bravo!.. Çok doğru... Lakin, "Basra çoktan harap oldu".
Azmettirmeniz sonucu kan davasına dönen tribün rekabeti de sizinle aynı hızda dönebilse keşke... Keşke filmi başa sarmak mümkün olsa ve densiz, patavatsız, makyavelist olanlar makaslansa.
Erdem; pişman olmak değil, pişmanlık duyacağın şeyi yapmamaktır beyler. Üç kere düşünüp bir kere konuşmak... Şayet gerçekten pişmansan, bir daha ortalıkta dolaşmamak...
Hadi onu da içine sindirdin, bari kahramanlığı saygıdeğer insanlara bırak.
SPOR
GÜLER MİSİN AĞLAR MISIN?
At yarışları
Avrupa Ligleri
EFES MAT ETTİ: 95-83
2. LİG puan durumu
Detroit komada
Filede Çinli devri
Neler oluyor bize?
BARCA ŞAŞIRDI
Terim'den son mesaj
Gökdeniz'den veda sinyali
YAZICI YARILADI
EN BÜYÜK PORTO: 3-2
Haber turu...
Fenerbahçe'de doğru soru