Bıkmışım artık Lorant’ı anlamaya çalışmaktan. Nefret ediyorum onun yerine düşünmekten. Yok, kimi oynatacak, yok hangi sistemi uygulayacak, hangi futbolcuyu ne zaman saha kenarına alacak... Mümkün değil tutturmak. Açın dünkü gazetelere bakın iki tane birbirini tutan olası Fener kadrosu bulanlar, İsveç’e benim davetlimdir... Yüreği olan gelir Solna maçına; daha doğrusu yüreğinde sorun olmayanlar.
Uğraşmıyorum hocayla... Zaten bugün var, yarın yok. En çok bu maçın "gıyaben derbi" olması ilgilendiriyor beni. Aynı Malatyaspor bir doksan dakika Galatasaray ile, bir doksan dakika Fenerbahçe ile oynadı. Ve iki maçı da izleyenler farkı anladı.
Olamaz mı? Neden olmasın...Aynı şeye eşit olan iki şey birbirine eşitse eğer aynı Malatya’ya karşı alınan sonuçlar bize gösteriyor ki, Galatasaray’ın elinden iyi kurtulmuş bu Fener.
Gerisini ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Zaten telaşlıyım, İstanbul’a uçak yok. Gidip soracağım; acaba Fenerbahçe’nin özel uçağında yer açıldı mı? Hani olur ya; hoca, yardımcısı, bir - iki yabancı, kimbilir belki olayı soğutmaya çalışan bir - iki yönetici yırtar dönüş biletini.
Malatyaspor, Fatih Terim’in tesbiti gibi bir Real Madrid olmayabilir, ama canlı, yürekli, kaliteli futbol emekçilerinin dergahı sanki. Başkanı ile kucaklaşmış, Ziya Doğan’ı kalbine basmış bir taraftarla birlikte...
Gelelim maça... Müsabakanın özeti 51. dakikadaki bir enstantane idi. Fazlı ikinci golü yuvarlamış Fener filelerine, Malatyalı futbolcular göbek atan tribünlere tempo veriyorlar. Tribünler ise "Lorant...Lorant" diye tempo tutup alay ediyorlar. Bize de Fenerbahçeliler’e sabır, Lorant’a akıl, yönetime fikir dilemekten başka bir çare kalmıyor. Ciddi ciddi makaraya aldılar Fener’i. E kolay değil, karşılarında dünyanın dört köşesinden seçilmiş bir rüya takım...Hatta rüyada bir takım. Sanal alemin en büyük hocası başında. Ve nasıl alay etmesinler.
Bu maçtan önce kendi kendime bir soru sormuştum.
"Acaba Fenerbahçe, Malatyaspor’u 5 - 0 yense sorunlar bitmiş mi olacak?"
Yanıt veremedim. Zaten bu işi çok daha iyi bilen kulübün sorumluları var. Şimdi onlara soruyorum:
"Bu skora rağmen Fenerbahçe iyi yolda mı?"