Türkiye'nin Letonya'ya elenmesi, öyle kolay hazmedilecek bir futbol olayı değildir ülkemiz adına... Şu satırların yazarı da dahil, kimler ne fedakarlıklar yapmışlardır futbolun özerkliğine kavuşması uğruna... Ne saygın insanlar mahkeme kapılarında yıllarca sürünmüş, ne değerli isimler sadece özerkliğin gelmesi için federasyon başkanlığı tekliflerini dahi elleriyle geriye itmişlerdir bir bilseniz...
Ama ne oldu, yukarıdaki "sessiz kahramanlar" dan biri olan sevgili Şenes Erzik, özerkliğin direksiyonuna oturdu da, futbolumuzdaki "atamalı federasyonlar" keşmekeşliği sona erip, işler rayına oturabildi. Ekonomik güce kavuşan Futbol Federasyonu, Şenes Erzik'in kişilik klası ve ekonomi bilgisiyle birleşince, ortaya havuz organizasyonu da çıktı, bilimsel yönetim anlayışı da... Ancak bir şeyi iyi hesap edememiştik bu işe kafalarını koymuş bizler... Türkiye'de "seçme - seçilme" bilincinin oturmadığını hiç görememiştik sadece: Bir gün birisi çıkar ve bu delegelerin yarıdan fazlasını ele geçirerek, kendi padişahlığını kurar; işte bu hakikati atlamış olmamızın sıkıntılarıdır bu günlerdeki karanlık zamanlarda yaşananlar. Halbuki siyasetteki oynak zeminin, halkımızın sandık başına giderken dahi kime oy vereceğinin kararsızlığı içinde olduğu gerçeğinin futbolumuza nasıl yansıyacağını düşünememiştik özetle...
Şenes Erzik sonrası dönem aynen konuştuklarımızın başımıza gelmesidir sadece... Milli kadronun teknik başlarını seçerkenki tutarsızlıklardan yola çıkılırsa, MHK'deki oynanan oyunların perde arkalarında yatan çirkinliklere kadar her şey bir diktatörlüğün hegomanyasını işaretlemiştir bizlere... Milli Takım oyuncularına "Mercedes primi" vaatlerinden tutunuz da, futbolcuların maçlar öncesi, "prim pazarlığı" yaptıkları konusuna kadar varmıştır Milli Takım kamplarından kamuoyuna sarkan pis dedikodular... Artık bu saltanat devri sona ermelidir futbolumuzda... Zaman 2006 - 2010'lara doğru yol alırken, futbolumuzdaki her sandalyeye çağdaş kafalar ve uygar beyinler lazımdır. Bu değişim en sırmalı koltuktan en sıradan sandalyeye kadar yayılıp, oturanların artık evlerine dönmeleri meselesidir sadece... Çünkü Türkiye, şu günlerde sadece "Letonya dayağı" nın acılarıyla değil, Portekiz'de yapacağı Türkiye tanıtımı, Avrupa ve Dünya nezdinde kazanacağı sayısız itibarları da kaybederek, ziyan etmenin acıları içindedir. Ne yani, bütün bu acı gerçeklerden sonra yine koltuklarınızda oturmaya devam mı edeceksiniz beyler ?
SPOR
GEREĞİNİ YAPIN
At yarışları
AVRUPA LİGLERİ
Bu Ülker süper : 82-91
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Detroit baskını
Avrupa mesaisi
Kartal'a terör darbesi
Daum'dan onay çıktı
Aslan bunalımda!
Verpakovskis sesleri
2. Juventus vakası
Erdal Sunar altını kaçırdı
Haber turu...
Şerefsizin biriyim, yazdım işte
Ekol galip geldi
Çağdaşlıktan padişahlığa