Fenerbahçe, galibiyet için bütün gücüyle uğraş verirken, Ankaragücü, oyundan puan kapmak adına büyük direnç gösteriyordu kendi seyircisi ve sahasında...
Sakatlar, cezalılar, hastalar dışında kalanlarla sahaya çıkan Fenerbahçe'de defans ve orta alanda oynayanlar çabuk pas ve tek top oyununda bayağı olumlu kompozisyonları ortaya koyup, Ankaragücü ceza sahasına sık sık iniyorlar, ancak Hooijdonk'un yakın markaja alınması, Rebrov'un çok gerilerde oynaması, Selçuk'un aylardır devam eden tutuk futboluna bir de Tuncay'ın kanat bindirmelerinde zayıf kalıp, halsiz görüntüsünün eklenmesi Fenerbahçe'nin gol pozisyonlarını üretmesi önündeki çok önemli engellerdi... Evet, Ankaragücü'ne gelirsek, yaygın bir saha parselasyonu içinde her bölgede çabuk kapanarak, Fenerbahçe'ye kafa tutuyor, hatta ilk 45'te Sarı - Lacivertliler'den fazla gol pozisyonu yakalıyor, ama Rebrov'un derin ortasına Hooijdonk'un kalkışı, vurduğu kafa ve ağlarla buluşan toptaki zerafet tam bir "Hooijdonk kalitesi" olarak renklendiriyordu yavaş giden oyunu...
* * *
İkinci yarıya önde girmenin rahatlığı Fenerbahçe'ye güven getiriyordu bu yeni 45'te... Ümit Özat sağ kulvar çıkışlarında ve orta alan preslerinde canla başla uğraşıyor ve Fenerbahçe ilk devredeki birçok sorunundan arınmış bir ekip fotoğrafını sergiliyordu 19 Mayıs çimeninde... Fenerbahçe'nin bu canlılığına karşı Hakan Keleş, Mehmet Türkmehmet, Özgür Yıldırım, Yılmaz Özlem gibi Ankaralı ayaklar kovanda çomak yemiş arılar gibi rakiplerinin üstüne doğru göz alıcı ve akıl dolu pas zincirlemeleriyle iniyorlar, bu çalışkanlığın karşılığını da oyuna ikinci yarıda giren Ramadan'ın golüyle buluyorlardı...
İki Sarı - Lacivertli takım da, oyundan kopmak bir yana, galibiyeti yakalamak umuduyla sarılıyorlardı maça... Hooijdonk'un orta sahada hazırlık paslarına gelmesi ve bütün takımın çok çabuk oynamaya çalışması gibi Fenerbahçe'nin sahadaki hoş görüntülerine bir de Ankaragücü kalecisi Oğuzhan'ın akıl almaz kabahatleri eklenince, maçın kaderi ve kazanma çizgisi Fenerbahçe'ye doğru rota alıyordu süratle... Hooijdonk'un 30 metreden vurduğu ölü top birden canlanıp, ağlarla öpüşünce, artık üç puan konusunda tartışma sona eriyordu sanki...
Evet "Ali Aydın bu maça verilir mi" diyen sitemcilere en güzel cevabı yine "bir iki takdir düdüğü dışında" oyunu mükemmel yönetip, yeniden futbola dönen Ali Aydın hakemimiz verdi sanırım... Maçı kazananan Fenerbahçe ise hakemlik müessemizde bir kabahatin sona ermesinde gösterdiği basiretle ilginç bir doğruya imza attı dün akşam...
Özetlersek "Fenerbahçe, Ankara'dan aldığı üç puanla kontaklı giden haftalara bir son verdi mi" sualine cevabı gelecek haftalarda verebileceğiz sanırım...
SPOR
VAN KİŞOT: 1-4
At yarışları
Avrupa Ligleri
Ülker'e ağrı kesici: 79-68
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Okur yazar ama!
50. ŞEREF YILI
Güneş çarptı!
Kartal kaçırıldı!
Sambacı müjdesi
Terim'den aynı taktik!
Sihirli değneğim yok
Ya yabancı ya Çetiner
Rüştü sorgusu
Vestel vitrinden indi: 1-1
Ege'nin sultanları: 3-2
Gençler aranıyor: 1-1
Rize altın buldu: 1-0
Haber turu...
Sevinin ama, ümitlenmeyin
Hooijdonk kader adamı