Bursa'da kıran kırana bir lig kavgasının krampon izleri geziniyordu çimende...
Hagi'nin, liglerde agresif ve kazanmaya azimli bir Bursaspor yaratmaya çalıştığı açıktı. Fenerbahçe'nin üstüne sürekli toplu ataklar tertipleyen Bursa, kendi evinde açık oyunu tercih ediyor, Fenerbahçe ise kendi oyun alanı ve on sekizi civarındaki ani baskınlar karşısında, hayli zorlu anlar yaşıyordu, zevkli geçen yarışmada... Sağdan Serhat, soldan Tuncay, araya girip çıkan Hooijdonk, Rebrov ve Selçuk gibi isimlerle karşı ataklar yaratan Fenerbahçe ise, gole çok yaklaşacak zamanı buluyor, ancak Bursaspor, orta alanda ve defansta komple çalışan bir blokla çabuk düşünüp, keskin hareketler yaratabildiği için, Fenerbahçe tehlikelerini kolayca kesebiliyordu.
Ancak ilk yarının sonlarına doğru, Bursa'da hafif bir oyundan düşme halsizliği hissediliyor, işte o anlarda da beşli bir grupla Bursaspor kale çizgisine sızan Fenerbahçeliler, Hooijdonk'un topa kolayca koyduğu ayak müdahalesiyle öne geçiyordu. İşte bu golle Fenerbahçe daha bir derlenip toparlanıyor ve üstünlüğünü kabul ettirmeye çalışıyordu, sahadaki amansız rakibine.
* * *
İkinci yarıdaki Bursaspor (sanki oyun yine golsüzmüş gibi) maça fırtına gibi giriyor, ateş parçası yakıcı paslar ve kontrataklarla Fenerbahçe savunmasını didik didik etmeye başlıyordu. Oyun öylesine karşılıklı, zevkli ve çabuk gidip gelmekteydi ki, iki takımın da gol bulması asla sürpriz olmayacaktı sanki. İşte bu arada Yakup'un golü geliyor, Bursa büyük cesaretler ve çalışkanlıklarla götürdüğü oyundaki hak ettiği golü yakalayıp, oyunun skorunu eşitliyordu.
Beraberlik sonrası Bursa geçen yılki Fenerbahçe galibiyetinin de getirdiği aşırı emniyet duygularıyla olsa gerek, oyunda kurduğu hakimiyetle Fenerbahçe'nin bütün oyun planlarını dağıtmaya başlıyor ve müthiş tek pas temposuyla Fenerbahçe kalesinde ısrarla galibiyet sayısını arıyordu. O anlarda geldi Okan'ın golü. Bursaspor galibiyet sevinciyle duygulanmaktayken, Fenerbahçe kolay teslim olmayacağı düşüncesini veren karşı ataklarıyla daha canlanıyordu. Özellikle 60. dakikalarda oyuna giren Yusuf'un her delikten top çıkarması, her boşluğa girip çıkması, Fenerbahçe orta sahasında oynamasını sanki şart koşuyordu. Hooijdonk ise son anlarda ustalığını konuşturuyor, gitti denen maçtan bir puan alınmasını sağlıyordu.
İşte bu hava içersinde ve her dakikası büyük gösteri halinde geçen oyun berabere de bitmiş olsa, futbol olarak iki takımın alkışlanması gerekiyordu.
SPOR
Altın portakal
At yarışları
Avrupa ligleri
Aslan hafif geldi : 89-65
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
NBA'de kötü prova
Polis, Fener'i durduramadı! : 3-0
Kolay olmayacak
Mağlup sayılırız
ROBOCOP!
Trabzonspor'a serum: 0-1
FIFA'dan ürküten vize
Beş yıldızlık Malatya: 2-1
Antep fırtınası: 1-2
Gençler süper: 0-3
Körfez fırsat tepti: 1-1
Haber turu...
Restleşme
İki kahraman
Müthiş mücadele
Uçurum