Fenerbahçe, Denizli önünde bir türlü kendi kontrolüne alamıyordu ilk yarıdaki oyunu...
"Doğru yerde - doğru zamanda - doğru adam" prensibi şu futbol oyununda öylesine geçerli bir olgu ki... Ama Fenerbahçe'de bu doğru bir türlü yerli yerine oturmuyor işte... Üç - dört pastan sonra illa bir yanlış top kullanacak Fenerbahçeli futbolcu... İşte bu takıntı, Sarı - Lacivertli on bire "illet" gibi yapışıp, kalmış sanki... Anladık Denizli, liglerin dişleri en keskin takımlarından biri... Orta alanda küçük küçük toplarla rakibi kolayca uyutuyorlar, ama Fenerbahçe gibi bir ekibin oyuncusu böylesine basit pas entrikalarına neden bu kadar kolayca teslim oluyor ki ?.. Kalede Volkan'ın büyük pozisyon şansları olmasa, daha ilk yarım saatte Fenerbahçe'nin Denizli'ye teslim olması işten bile değildi...
Tuncay, Ümit, Serhat, Selçuk, Ali Güneş, Rebrov ve tabii ki Hooijdonk müthiş bir hırsla asıldılar oyuna... Bu çok da güzel bir tarafı Fenerbahçeli ayakların... Ama Denizli defansı içinde, yani gol beklenen alanlarda hiçbiri niçin yok ? Ne Hooijdonk'un çırpınmalarına yardımcı koşular var, ne de Denizli defansından savruk topları kapacak oyun zekası ile golü düşünenler...
* * *
İkinci 45'te, ilk devre filminin devamı gibi başladı sanki... Petkov'u çıkarıp, yerine Aurelio'yu alan Daum usta, Ümit Özat'ı sol kanadın gerisine çekmekle, çok mu doğru yapıyordu diye bizler basın tribününde konuya kafa yorarken, Ümit Özat "Ben Fenerbahçe'nin dama taşıyım" dercesine sol kulvardan enfes bir top kaldırıyor ve Sarı - Lacivertliler, Tuncay'ın kafasından ulaşıyordu müthiş istekle beklediği sayıya... Futbolda golü bulduğunuz zaman "olay" , golden sonrası ise "kolay" oluyor çokçası... Golden sonra Fenerbahçe, birden ayaklanıyor, rakibe daha batıcı ve yeni sayı pozisyonlarına çok da yakın bir "derlenip - toparlanma" gösterisine giriyordu mücadelede... Top kullanma zenginliğini ele geçiren Sarı - Lacivertli ayaklar önünde Denizlispor, biraz da "işsiz" kalmanın sıkıntısıyla siniyor ve artık Fenerbahçe tam bir oyun hakimiyeti kuruyordu kendi çimeninde...
Hooijdonk, Tuncay, Serhat, Rebrov, Aurelio, özellikle de Ümit Özat'ın ikinci yarıdaki üstün tempoları geceye hem futbol, hem de goller getiriyor ve Fenerbahçe mutlu bir sonla kapatıyordu 16. haftayı korkulu rakibi önünde.
SPOR
Kartal zor ayıldı: 1-2
At yarışları
Avrupa Ligleri
Potada milli piyango!
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Detroit dağıldı
50. ŞEREF YILI
Güneş'e çeyrek altın
Akıllar başka yerde
Kadıköy'ün ağası döndü: 2-0
Cim-Bom sil bastan!
Trabzon'dan kelepçe
Gençlik ateşi Boğa'yı yaktı : 1-0
Antep hırsını aldı : 3-1
Sakarya fren yaptı : 1-1
Haber turu...
Luce'den yılın buluşu!
Yarısı kâbus
Olay ve kolay