Dünyadaki Cennet: Maldivler!
En yüksek tepesi 2.4 metre Küresel ısınmadan dolayı bu yüzyılın sonunda sular altında kalacak olan bir cennet. Maldivleri anlatan en güzel slogan, “No news, no shoes”, yani “Haber okumak da yok, ayakkabı giymek de!” İstanbul’dan uçak yolculuğu aktarmalarla 11 saati buluyor...
Dubai aktarmalı Maldivlerin “Hulu Hule” ada hava alanına indiğinizde sizi karşılayan nemsiz sıcak hava ve türkuazın her tonunu barındıran deniz tüm uçak yorgunluğunuzun bir anda geçmesine sebep oluyor.
Hemen tatil moduna giriyorsunuz. Maldiv Havaalanı’nın dünyada herhalde başka bir örneği daha olabileceğini düşünmüyorum.
Boyu 2,5-3 km, eni 500 metre olan havaalanında uçaktan indikten sonra elinizde valizlerinizle yürüyerek gümrük ve pasaporttan geçiyorsunuz ve tekrar yürüyerek sizi kalacağınız tatil köyüne ulaştıracak sürat botuna veya deniz uçağına biniyorsunuz. Taksi ve diğer motorlu araçlardan eser yok. Bir bilgi daha; yağmur sezonunda havaalanı yılda 3- 4 kez sular altında kalıyor ve uçaklar Sri Lanka’ya yönlendiriliyor.
Maldivler’deki yaşamı anlamak için bazı kısa bilgiler vereyim.
Maldivler bir adalar topluluğu. 1200 ada var ancak bunların 100’ünde yerli halk yaşarken, 100 ada da resort’lara ayrılmış. 1000 ada ise boş.
Nüfusu yaklaşık 400 bin. 150 bini başkent Male’de yaşıyor. Ben bu adaya “baş ada” ismini verdim.
Gelen turist sayısı yaklaşık yılda 1 milyon. 100 yıl içerisinde küresel ısınmadan dolayı bu cennet yok olacak. Avustralya, Maldiv halkının tamamına ülkesine göç izni vermiş. Maldivler ’de en yüksek nokta 2.4 metre, yazı ile iki metre kırk santim.
Kaldığımız ada, “Sheraton Full Moon” adası, ada dediğime bakmayın boyu 800 metre, eni 75 ile 100 metre, en yüksek noktası 1.5 metre arasında bir kara parçası.
“No news, no shoes”
Maldivler’de beklentiniz oranında mutlu oluyorsunuz.
Beyninizde tatil modu, türkuazın en güzel tonlarını görmek, deniz gözlüğü ve şnorkelle mercanlar arasında salına salına gezen melek balıkları başta olmak üzere tropik balıkları seyretmek ve en önemlisi “kafamı dinleyip kitap okuyup yüzeceğim” diyorsanız, düşüncelerinizdeki cennete hoş geldiniz! Tabii balık avlamaya merakınız varsa bu da size ayrı bir heyecan ve keyif veriyor.
Yok ben “eller havaya” modu tatil istiyorum diyorsanız; Maldivler’i aklınızdan çıkarın.
40 yıla yakın bir süredir seyahat ederim, uçağın penceresinden gördüğüm en güzel manzara ile varış heyecanını bu adalar topluluğunda yaşadım. Gerçi gümrükten geçerken biraz soğuk bakışlar olsa da ülkenin sıcak havası neşenizi pek bozmuyor.
Beni en çok etkileyen, valizlerimizi alıp yürüyerek terminal binasının dışına çıktığımızda (uçaktan terminal binasına yürüyerek gidiyorsunuz.) 50 metre ötede tatil yapacağımız adalara götürecek olan sürat teknelerine binmemiz oldu.
Ülkeye gelen turistler, kalacakları adalara uzaklığına göre sürat tekneleri veya deniz uçaklarıyla taşınıyorlar.
15 dakikalık bir deniz yolculuğundan sonra güleryüzlü insanların sıcak karşılaması eşliğinde adaya ayak bastık.
İzmir - Maldivler arası 15 saat
“Dur kalk”larla birlikte İzmir’den yaklaşık 15 saati bulan yolculuğun değdiğine adaya ayak bastığım an karar verdim. Ondan sonra da geçirdiğimiz 5 günün bitmesini hiç istemedik.
Düşünün tam 5 gün trafik sıkışıklığı, egzoz kirliliği en önemlisi şehrin yıpratıcı stresli yaşamı yok.
Ya ne var? 30 derece sıcaklıkta türkuaz bir denizde mercanlar arasında salına salına gezen balıkları seyretmek, bir palmiye gölgesinde kitap okumak, en önemlisi ayların stresini, çıplak ayaklarla beyaz kumların üzerinde yürüyerek atmak var... Hele birde balık avlamaya meraklıysanız cennet adaların tadına doyum olmuyor !
Zaten Maldivler’in genel sloganı ne demiştik?
“No news no shoes” : “Haber okumak da yok, ayakkabı ile gezmek de...”
Ben ve eşim Nur, 5 gün boyunca bu slogana uyduk ve çok mutlu olduk.
Neden Maldivler soruma en güzel cevabı, Brezilyalı Haag çifti verdi. Henüz 3 günlük evli olan Marcia ve Leopolda Haag. “Buradan daha güzel, balayı geçirilecek başka bir yer düşünemedik. Yaşam boyunca mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında Maldivler geliyor. Biz de 28 saat yolculuğu göze alarak buraya geldik ve çok mutluyuz, iyi ki de gelmişiz.”
Adada en güzel vakti “Sun Set Fishing”te geçirdim. Güneş batarken balık avlamanın keyfi bir başka oluyor... Başta Sevgili kardeşim Mahmut Özgener olmak üzere balıktan eli boş dönen tüm dostlarıma bu resimler ithaf olunur.
Tuttuğunuz balığı ertesi gece pişirerek önünüze getiriyorlar. Eşim Nur’la birlikte afiyetle balıklarımızı yedik. İnsanın kendi tuttuğu balığın tadı bir başka oluyor.
Dört bir tarafınız akvaryum gibi deniz olmasına rağmen çok güzel bir yüzme havuzu serinlemek için sizi bekliyor. Değişik mutfaklardan oluşan beş restoran da emrinizde.
Sheraton Full Moon Maldivler’in ön büro müdürü bir Türk. İstanbullu Kemal Ülker, kriz döneminde ABD’den buraya transfer olmuş.
Maldivler’in tamamı Müslüman ve şeriatla yönetiliyor. Ülkeye domuz eti ve alkollü içki sokmak yasak! Bilmeden getirenlerin şişeleri ellerinden alınıyor ve dönüşlerinde iade ediliyor. Fakat bu yasaklar tatil köylerinde işlemiyor. İçki ve domuz eti tatil yörelerinde serbest! Turistler, şeriat yasalarının ve alkol yasağının dışında tutuluyor.
5 gün 5 gece dünya ile tüm ilişkilerimizi kestiğimiz Sheraton Full Moon adasının karşısından görünüşü ve kumsalları. 100 ada aynı bu şekilde resort’lara ayrılmış. En ünlüleri bizim kaldığımız Sheraton ve One and Only Reethi, W. Retreat Resort, Banyan Tree Resort. Resort’lar tüm altyapılarını kendi olanaklarıyla karşılıyor. Enerjiyi jeneratörlerle, içme ve kullanma suyunu da deniz suyunu tatlı suya çevirerek elde ediyorlar.
Hulu Hule Havaalanı‘nın belki de dünyada bir eşi yok. Adanın tamamına bir pist ve bir terminal binası ancak sığmış. İndikten sonra yürüyerek alandan çıkıyorsunuz ve kalacağınız adaya tekne veya deniz uçağıyla ulaşıyorsunuz. Yağmur mevsiminde havaalanı yılda en az 3 kez sular altında kalıyor ve uçaklar Sri Lanka’ya iniyor.
Maldivler’i oluşturan 1200 adada tarım yapılabilen oran yüzde 13 kadar. En fazla Hindistan cevizi yetişiyor. Başta ana gıda maddeleri olmak üzere tüm yiyecekler ithal ediliyor.
