Bugünlerde İzmir olarak EXPO ile yatıyoruz, EXPO ile kalkıyoruz. Kaybedersek sanki dünyanın sonu gelecek.
Bu kadar yayın yapılmasına, yazılar yazılmasına rağmen İzmirli EXPO’nun ne olduğunu tam bilmiyormuş. Görevimiz İzmirliyi bilinçlendirmek ama bir önceki EXPO mağlubiyetinden dersler çıkarıp 2020 için aynı hataları yapmamak.
2015 EXPO’sunu Türkçesiyle “birbirimizi yediğimiz için” kaybettik. Tam koordine olmadık; dedelerimizin ruhları şad olsun, Ege Zeybeği oynayıp finali göremedik.
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ayrı hava çaldı, Dışişleri farklı oynadı, Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu biraz dışlandı, Valimiz toparlamaya çalıştı ama sonunda İtalya ipi göğüsledi.
Şimdi sıra yazının başlığına geldi.
Kim, nerede, nasıl, ne çalıyor diyebilirsiniz. Kimsenin kimseden bir şey çaldığı yok, bu bir deyim. Tiyatroda oyun ve konuşma sırası başka bir oyuncudayken seyircinin dikkatini kendi üzerine çekmeye rol çalma denir.
Bu konuda İzmir’de kimse Ekrem Demirtaş’ın eline su dökemez. Geleceği o kadar güzel okur, ona göre pozisyon alır ki diğer kanaat önderleri (varsa) Demirtaş’ın ilk gördüğünü algıladıkları zaman İTO başkanımız Üsküdar’ı çoktan geçmiş olur.
EXPO 2020’de de bunu görüyorum. Ekrem Demirtaş, EXPO Yürütme Komitesi açıklanmadan bu komitede yer almayacağını ama EXPO çalışmalarına destek vereceğini söyledi. Şehirde kimse o gün için Demirtaş’ın bu çıkışına bir anlam verememişti.
Daha sonra Yürütme Kurulu Başkanlığı’na Mahmut Özgener seçilince, herkes Demirtaş’ın böyle bir atamayı hissettiğini ve Özgener’in altında çalışıyor görüntüsü vermemek için kendisini Yürütme Kurulu dışında tuttuğunu anladı.
2015 EXPO’su Valimiz Kıraç’a iyi bir ders olmuştu. Dağınık çalışma İzmir’e çok şey kaybettirmişti. 2020 Expo’sunda aynı hataya düşmek istemeyen Kıraç baştan itibaren işi sıkı tutarak dağınık ve her isteyenin istediği gibi çalışma yapmasına müsaade etmiyordu ta ki 20-25 gün önce Ekrem Demirtaş aniden “biz İZTO olarak Afrika’da özel tanıtım çalışması yapacağız” diyene kadar. Bu çıkışa ben dahil bir çok İzmirli ancak “hayırdır inşallah” diyebildik.
Kimse Demirtaş’a neden Afrika’da, Uzakdoğu, Latin Amerika veya Baltık ülkeleri diye sormadı. Ben de bu güne kadar onun için bu yazıyı yazmayıp bekledim belki birileri sorar, biz de öğreniriz diye.
Ama daha sonra Fettullah Gülen Hoca’nın Amerika’dan EXPO’yu İzmir’in kazanması için kendi camiasına destek talimatı verdiğini, özellikle de Afrika’da yoğun çalışma yapılmasını istediğini öğrenince parçaları birleştirdim.
Gülen gurubu, Afrika’da çok güçlü bir lobiye sahipti ve buradan Türkiye’ye hatırı sayılır bir oy gelecekti. İşte Ekrem Bey burada devreye giriyor ve kendisine hedef olarak Afrika’yı seçiyordu. Bunun adı tam bir rol çalmaydı. En önemlisi de İzmir adına tanıtım çalışmalarını tek bir çatıdan ve tek bir elden götürmek isteyen İzmir Valisi Cahit Kıraç’ın ve Yürütme Komitesi Başkanı Mahmut Özgener’in stratejisine ters duruyordu.
Şimdi görüyorum ki, İzmir önümüzdeki günlerde yeni EXPO polemiklerine hazır olmalı. Topal Ördek(Görevinin sonuna gelmiş ABD Başkanları İçin kullanılan deyim) olan Ekrem Demirtaş İTO’daki son hamlelerini yapıyor.
