Bu Kemalpaşa ve Kemalpaşalıların başına gelen kaçıncı felaket tam olarak bilemiyorum. Tam yöre köylülerinin, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi ile yaşadıkları sıkıntılar çözüldü derken şimdi de otoyol ve lojistik merkezi projeleri bu bölgeyi vurdu.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kimse İzmir İstanbul otoyol projesine karşı değil. Hatta geç bile kalınmış bir yatırım. Yılların ihmali nihayet sona erecek. Tüm bu gerçeklere karşı bir de madalyonun öbür yüzü var. Yüz binlerce ağacın yok edilmesi, binlerce insanın evlerinden ve yurtlarından sökülmesi.
Tüm dünyada otoriteler gelecekte iki konunun savaş sebebi olacağını belirtiyor; su ve gıda. Biz ise Kemalpaşa’da bir anlamda geleceğimizi karartıyoruz. Nif Çayı’nı yok ettik. Şimdi de tanrının bize büyük lütfu olan en verimli toprakları beton altında bırakıyoruz.
Çok merak ediyorum; lojistik alan için burada binlerce dönümü kamulaştırmak isteyenler ve otoyol projesini Kemalpaşa’nın en verimli topraklarından geçirenler bölgeyi gördüler mi? Ben inanıyorum ki Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım yok olacak olan Ansızca, Yenmiş, Ulucak, Akalan, Sütçüler, Çambel, Kuyucak köylerinden birine gitse hem lojistik hem de otoyol projesini yeniden gözden geçirin diyerek talimat vereceğinden eminim.
Hele Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan burada kesilecek olan yüz binlerce kiraz, zeytin, çam ağaçlarını yerinde görse projeyi önüme getirin diyerek, neden iki proje için kıraç alanların düşünülmediğinin hesabını sorar.
Dünya çevre örgütleri Kemalpaşa’da yapılacak olan yeşil katliamını duysa buralarda günlerce sürecek eylemler yapar. Şunu unutmamalıyız ki gelecek nesiller doğayı böyle yok ettiğimiz için bizden bu dünyada ahirette de çok ağır hesap soracaklar.
Otoyolun ve lojistik alanın maliyet hesaplarını yapanlara sormak isterim. Bugün 3 kuruşa kamulaştırılıp yok edeceğiniz toprakları 50 yıl sonra milyar dolarlar verseniz yerine koyabilir misiniz? Dünyaca meşhur bölgenin en önemli ihraç ürünü Napolyon kirazını bir daha yiyemeyeceğimizi acaba Ankara’da masa başında çalışanlar biliyor mu? Son not şunu söyleyebilirim. Yok etmeye çalıştığımız geleceğimizin maliyetini şimdi hesap edemeyebiliriz. Fakat otoyolu ve lojistik alanı kıraç bölgelere, çekersek oluşacak maliyet bize bu gün için pahalı gelebilir ama gelecek adına çok ucuz bir yatırım yaptığı-mızı rahat iddia edebilirim.
İzmir’in yeni logosunda yaratıcılık yok
Önce şunu söyleyeyim peşin hükümlü bir insan değilim. İşi yapanlar yerlere göklere sığdırılamayınca beklentiniz çok yükseliyor. Logoda, yükselen beklentiye paralel bir yaratıcılık göremedim. Yıllardır bu kentte bir İstanbul hayranlığı vardı, şimdi birde başımıza Hollywood efsaneleri çıktı. Herhalde işin içine Amerika girince istersen beğenme. Bu konuda birçok kent önderi eyyamcılık yaparken en doğruyu ESİAD Başkanı Bülent Akgerman “Açtırmayın kutuyu söyletmeyin kötüyü. Neden daha yaratıcı bir şey hazırlanmadı. Şaşkınlıkla karşıladım” diyerek söyledi.
İnternette şöyle bir araştırma yaptım birçok firma nazar boncuğundan esinlenerek kendisine logo yaratmış. İçinde sünnetçiler bile var. Herhalde bizim dahi çocuk uzun yıllar Amerika’da yaşadığı için sünnetçilerin bile bu boncuğu hayal edebileceğini düşünememiş.
Benim için İzmir denilince aklıma Saat Kulesi ve Atatürk Heykeli’nden başka bir simge gelmeyecek. Bir zamanlar birileri de lolipopa benzer İzmir logosuna binlerce lira ödeme yaptı ama kendi yazışmalarından başka kimse lolipopu kullanmıyor. Korkarım paralarımız yine boşa gitti.
