Yılların sorunu, kangren haline gelmiş olan “Kemalpaşa Organize Bölgesi” sonunda mutlu sona erişti.
Bu işte en büyük alkışı EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar hak ediyor. Daha önce yasal kimliği mahkeme kararıyla 3 kez iptal edilen sanayi bölgesini kalıcı bir çözüme ulaştırdığı için.
Hatırlanacağı gibi Kemalpaşa’da tarım ile hayatlarını kazanan topraklarından çıkmak istemeyen köylülerin “yaşam savaşı” vardı. Türkiye’nin en değerli toprakları rant uğruna adeta zorla köylülerin elinden alınıyor, satmak istemeyenler ise başka metodlarla yola getirilmek isteniyordu. Tarım elektriği kullanmalarına müsaade edilmiyor veya arazilerinden zorla yollar geçiriliyordu.
Atalarından kalan topraklarını savunan köylülerin “Bize çıkın buralardan buraya fabrikalar kurulacak ve ülke döviz kazanacak diyorlar. Zaten biz ülkemize döviz kazandırıyoruz ürettiğimiz kirazın, zeytinin dünyada bir eşi yok hepsini neredeyse ihraç ediyoruz. Bırakın topraklarımızda mutlu yaşayalım” söylemleri, adeta duymamazlıktan geliniyordu.
Haftalık ekibi olarak olaya biz el attık. Televizyonda ve Milliyet Ege’de ısrarla konuyu ve köylülerin haklı isteklerini dile getirirdik. Sabah Gazetesi’ndeki köşesinden Ünal Ersözlü konunun takipçisi oldu.
Türkiye’nin en mümbit topraklarının betonlaşmasına karşı çıktık. Sonunda aklıselim galip geldi ve hem köylüler hem de EBSO aynı metni imzalayarak tarımın ve sanayinin yan yana olabileceğini gösterdiler.
İmzalanan protokolle “sözleşmede isimleri geçen şahıslara ait taşınmazlar şartlar ne olursa olsun Kemalpaşa Islah Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği veya sonrasında Tüzel kişilikler tarafından kamulaştırma işlemlerine tabi tutulmayacaktır”, denilerek köylülere tam garanti verildi.
Bakü’ye başarılı bir iş seyahati gerçekleştiren EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’la dönüş yolunda hem Azerbaycan temaslarını hem de Kemalpaşa konusunu konuştum. Başkan “Gezi hedefine ulaştı. Doğru kişilerle buluşmak çok önemli Aliyev ile 45 dakika görüştük. En kısa sürede iki ülke arasında serbest ticaret anlaşması imzalanacak” diyerek memnuniyetini dile getirdi.
Benim esas merakım Kemalpaşa konusuydu. Mutlu sona nasıl eriştiklerini ve çok üzün süre neden sessiz kaldığını sordum. Yorgancılar “Önce işin analizini yaptım. Kim haklı kim haksız ona baktım. Kendimi hem köylü hem de sanayici yerine koydum. Gördüm ki en büyük eksik dialog. En önemlisi de Kemalpaşa Islah Organize Bölgesi eski yönetimine köylünün itimadının olmadığını gördüm. Yeni yönetim seçtik. Köylülerin avukatlarıyla konuştuk ve Aziz Kocaoğlu ile köylülere giderek ikna ettik. Bize Ender başkan sen imzalarsan bizde imzalarız dediler ve mutlu sona eriştik.”
Başta da yazdım. Ender Yorgancılar büyük bir alkışı hak ediyor. Sessiz derinden ama en önemlisi kimsenin hakkını yemeden sonuca ulaştığı için.
Yorgancılar tüm mütevazılığı ile başarıyı paylaşmayı seviyor ve ekliyor, “Lütfen yazınızda başta Başbakan’a, Sanayi ve Ticaret Bakanı’na, Aziz Kocaoğlu’na, danışmanım Adnan Yıldırım’a ve köylülere çok teşekkür ettiğimi belirtin” diyor.
İZair’e ne olmuş?
İçim sızlamadı dersem yalan olur. EBSO’nun Bakü seferinden İZair’den kiralanan Foça uçağıyla döndük.
Hayatım seyahatlerle geçtiği için çok rahat şunu söyleyebilirim ki uçtuğum en pis, en bakımsız ve koltuk aralığı en dar uçaktı. İster istemez aklıma yıllar önce İZair’in ilk seferiyle Samsun ve Trabzon’a İZair kurucularıyla yaptığım özel geziler geldi. Dünya güzeli hostesler, pırıl pırıl tertemiz bakımlı yepyeni bir uçak ve medeni sayılabilecek koltuk aralığı.
Şimdi bu güzel şeylerden geriye hiçbir eser kalmamış İZair’de.
Yapış yapış ve kırık masalar, arkaya yatmayan koltuklar, koltuğu arkaya yatırmaya yarayan düğmeleri sökük kollar, darlıktan baygınlık geçirten koltuk aralıkları. Yolda yan yana uçtuğum, ellerimizi temizlemek için en az beş kolonyalı mendil kullandığımız Hamdi Türkmen’e “bu uçakların herhalde bir tek motorları sağlam kalmış” esprisini yapmak zorunda kaldım.
Buradan Ali Sabancı’ya bir tavsiyem olacak: Yolcuları 39 liraya koyun gibi taşıyacağınıza 49 veya 59 liraya insan gibi temiz ve bakımlı uçaklarda taşıyın, derim.