İyi insanları yazmak lazım

7 Mart 2023

Üç aydır memleketi dolanıyorum. Bir televizyon kanalı için program çekiyoruz. Bu vesile ile binlerce kilometre yol yaptık. Yüzlerce insanla tanıştık. Memleketin farklı lezzetlerini yerinde tatma şansımız oldu. Geçen hafta başında Trabzon ve Akçaabat’ta idi çekimlerimiz. İki köfteciyi çektik. Trabzon’a daha önce hiç gitmemiştim. Hoş bunu da gittik saymıyorum, çünkü iki gün boyunca çekimini yaptığımız dükkanlardan burnumuzu çıkaramadık dışarı.

Yeri gelmişken söyleyeyim. Vallahi benim bu TV, sinema işi yapan insanlara saygım 10 kat daha arttı! Çünkü gerçekten “ağır” bir iş yapıyorlar. Bizzat deneyimledim bunu. Örneğin son seyahatim pazartesi saat 19.00’da başladı. Önce İstanbul, sonra sabah 04.00’te Trabzon uçağına gidiş. Sabah saat 7.30 Trabzon, iki gün hararetli çalışma, ki her sabah saat 06.00 kalkış, 07.30 mesai başlangıcı! Ama tüm bu yorgunluğun sonunda “güzel iş” çıktı düşüncesi hepimizin yorgunluğunu alan, ertesi güne yeniden

Yazının Devamı

Bi resim de mi çekilmeyelim yahu!

28 Şubat 2023

Aklımız yerinde değil, bir sağa, bir sola savrulup duruyoruz. Televizyonu açmaya korkar olduk. Güzel haberler hasretiz son günlerde. Ama olacak, güzel günler gelecek, hep birlikte aşacağız bu zorlukları. Derin izler bırakacak yüreklerinizde, asla aklımızdan çıkmayacak çığlıklar, çocuklar ama yaşam sürecek, gülümseyeceğiz önce. Zaman alacak ama kahkahalarımız da olacak! Olmalı da!

Yol bizi nereye götürürse

Böyleyim bu aralar, karışık aklım. Geçen hafta köyüm Çınardibi’nden bu duygularla İzmir’e dönerken bi anda aklımız dağılsın diye uzun zamandır yapmadığımız bi şey yaptık. Sevgili eşim Ebru ve oğlum Efe ile “Yol bizi nereye götürürse” dedik ve kendimizi Ödemiş’te bulduk. Genelde gittiğim yerlerde nereyi gezerim, nerde otururum planlarım. Bu kez hiç plan yapmadan çıktık yola ve vardık Ödemiş’e. Köyden çıkarken iyi kahvaltı yapmamıştık. Daha Ödemiş’e girer girmez “Ne yiyelim?” demeye başladı Ebru. E, tabi onun eşlikçisi Efe de “Acıktım

Yazının Devamı

Çocuklar ölmüşler baba!

21 Şubat 2023

“Çocuklar ölmüşler baba...”

Oğlum Efe, daha bugün bir şeylerin olduğunu anlamaya başladı. Televizyondaki haberlerden duyduğu “çocuklar ve ölüm” kelimeleri kalmış aklında. Gün boyu söyledi bu iki kelimeyi, gün boyu sordu durdu aynı şeyleri. Biz de ona depremi, dilimiz döndüğünce ölümü anlatmaya çalıştık. Sonra birden vazgeçtik!

O saf hali, temiz yüreği ölümle kırılmasın dedik... Ama nafile, biz bi şey demesek de çevremizdeki iletişim araçları bangır bangır türküsünü çığırıyor ölümün. Biz anlatmasak da bi gün o da anlayacak, o da yüzleşecek ölümle. Gel gelelim aklım hiç kabullenmek istemiyor bunu. Hiçbir çocuk ölümü tanımasın, anmasın istiyorum. Olmuyor ama, olmuyor!

Durmuyor o, çoluk çocuk demeden ateş gibi düşüyor ocaklara. Hepimizin yüreklerini yakıyor. Instagram’da önüme düşen bir video bunları bana düşündüren. Deprem bölgesinde bazı yıkıntılara rengarenk balonlar

Yazının Devamı

Birimiz üşürsek hepimiz üşürüz!

14 Şubat 2023

Aklım durdu... Yazıya nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Okuduğunuz bu cümleyi yazmadan önce onlarca şey geçti aklımdan. Yazdım sildim, yazdım sildim. Çok soğudu hava ama “üşüdüm, üşüdük” demek utandırıyor hepimizi. Ülkemizde yaşanan deprem felaketi hepimizin kolunu, kanadını kırdı. Hatay’da, Malatya’da, Adana’da, Diyarbakır’da, İskenderun’da, Gaziantep’te, Adıyaman’da, ülkemizde yaşayan herkesin bir akrabası, tanıdığı, dostu, arkadaşı, kardeşi var. Ateş düştü bu felaketle yüreğimize. Ama yeniden ayağa kalkacağız. Birlikte başaracağız bunu. Tüm ülke sarılacağız birbirimize, kalbimizle ısıtacağız üşüyen kardeşlerimizi. Ekmeğimizi, aşımızı paylaşacağız.

Afetin ilk anından itibaren İzmirliler tüm Türkiye gibi yardımlarını ulaştırmaya başladılar deprem bölgelerine. Esnaflar gıda malzemesi tedariki sağlarken aşçılar bu malzemeleri sıcak yemeğe dönüştürmek için gittiler kardeşlerimizin yanına. Bölgeye gidemeyen bizler maddi yardımlarımızı ulaştırmanın telaşındayız hala.

Saatte bir tane!

Ön

Yazının Devamı

Üç saatte ancak Ayvalık’a gelebildim…

7 Şubat 2023

Yaz aylarının güzelliği, deniz, kum, güneş gerçekten tartışılmaz. Fakat gel gelelim kış olmasa yazın, sonbahar olmasa ilkbaharın kıymeti olmaz. Evet ben de pek severim yazı ama kışın dinginliğini ve sükûnetini de hiçbir şeye değişmem. Hele bazı yerler var ki, kış aylarında orada olmak benim için ayrı bir keyif. Mesela Söke Doğanbey Köyü, Karina, Didim, Ayvalık...

Yaz ayları da pek güzeldir buralar ama kış ayları bana göre bi ayrı güzeldir, keyiflidir. İki hafta önce Çanakkale’ye gittim. Önce otobüsle gitme düşüncem vardı ama sabah uyandığımda bu yolculuğu yolda mola vere vere, keyifle kendi aracımla gitme kararı aldım.

Normal koşullarda Çanakkale’ye özel araçla üç, üç buçuk saatte gidilir. Bilen bilir ben böyle bir yolu minimum 6 saatten önce tamamlayamam. Çünkü ne zaman hoş bi manzara görsem durur seyrederim. Güzel bi ürün görsem durup ilgilenirim, yemek ise tadarım, insanlarla sohbet ederim. İşte tam bu kafayla, otobüsle gitmekten vazgeçip, kendi aracımla

Yazının Devamı

Biri karavan mı dedi?

31 Ocak 2023

Dilimde tüy bitti, karavan diye diye.

Sakalım olsa dinlenirdi diyeceğim ama o da olmuyor, ak sakalımla dedim yine duyan olmadı.

Serzenişimin nedenini söyleyeyim hemen. Çok uzun zamandır yakaladığım her ortamda ve bu köşeden barım barım bağırıyorum; İzmir’in, İzmirlinin bir karavan sorunu var, çözülmesi lazım.

Duyan var mı?

Sanmıyorum.

Aa durun durun, haksızlık etmeyelim bazı hamleler var.

Örneğin geçen yaz Çeşme’ye karavanla girmek yasaklandı.

Yazının Devamı

Yol sizi nereye götürürse oraya gidin!

17 Ocak 2023

Bi kaç hafta önce bi fırsat yakalayıp köyüme Çınardibi’ne gittik maaile. Çok seviyoruz orada olmayı. Ancak işten, güçten fırsat bulup, şöyle 10, 15 gün üst üste kalamadık bi türlü.

Bayındır’a baylı köyümüz Çınardibi. İzmir Mavişehir’e 70, Kemalpaşa Armutlu’ya 14, Bayındır’a 14 kilometre mesafede orman içinde, denizden 800 metre mesafede bir köy, yeni tanımıyla mahalle burası.

Dedim ya pek öyle uzun zaman geçiremedik henüz ama her fırsatta yeni insanlarla tanışıp, yeni keşifler yapmaya çalışıyoruz Çınardibi’nde…

Köyümüze çıkan bütün yolları çok seviyoruz ama en çok Armutlu’dan Çınardibi’ne, tabir yerindeyse bir yılan gibi kıvrılan 14 kilometrelik yola aşığız.

Çeşmeler...

Armutlu merkezden, köşedeki marketten sağa döner dönmez başlıyor yolculuk. Bi 800 metre sonra evler seyrekleşiyor. Bakkalların şekli şemali bile değişiveriyor. Biz çocukken, kavun dilimli, renkli toplar vardı ya bakkalların önünde,

Yazının Devamı

Çünkü ben bir köfte aşığıyım!

10 Ocak 2023

Köfte benim kırmızı çizgim! Artık durumum ifşa oldu, köfteye olan aşkımı bilmeyen kalmadı.

Trenle, otobüsle, kendi aracımla sık sık Akhisar’a sırf köfte yemeye gittiğimi de biliyor herkes. Ama bence bilinmeyen bi şey var. Ya da çok bilinmeyen bi şey diyelim. O da Akhisar’ın tam bir gastronomi şehri olduğu. En azından bana göre öyle.

Önceki hafta Akhisar’daydım yine. Bir köfte macerası için iki köfteciyi ziyaret ettim. Biri, Dayıoğlu Kasabı Muhtar’ın yeri, diğeriyse Can Köfte. Dayıoğlu’nun kasap köftesinin benim hayatımda çok özel bir yeri var. Onu hiçbir köfteyle kıyas etmem.

Ancak Can Köfte, Ali Osman Garipcan’ın köftesi de kalbimin en müstesna yerinde tahtına oturdu desem yalan olmaz.

Daha önceden de gitmişliğim var Can Köfte’ye ama bu kez Ali Osman abiyle köftenin yapılışından, müşterinin önüne gidene kadar, neredeyse bir tam gün birlikte olduk.

“Titiz...”

1980 yılında Ali Osman Garipcan tarafından kurulmuş Can Köfte. Ondan öncesinde köftecilik bilgisi sadece Akhisar&rs

Yazının Devamı