Gözden kaçan bir durum var. 28 Şubat dönemi için başlayan yargı sürecinde, her ne kadar Ak Parti öne çıksa da, o günlerin mağdurları büyük oranda HAS Parti çatısı altında.
Ve HAS Parti’yi temsilen başta Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç olmak üzere altı kişinin imzasıyla, 16 Ocak 2012 günü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir duyurusu yapıldı.
Haber fazla büyütülmeden gazetelerde yer aldı.
Hele verilen dilekçenin tam metni...
Acaba okuyan var mı?
Örneğin “şüpheliler” şöyle sıralanıyor:
“1) Çevik Bir 2) İsmail Hakkı Karadayı 3) Erol Özkasnak 4) Osman Özbek 5) Kemal Gürüz”
Bir de “altıncı şüpheli” var ki...
“6) Dilekçe içeriğinde belirtilen diğer kişilerle soruşturma neticesi tespit edilecek asli ve fer’i iştirak eden diğer şüpheliler.”
Yani.
Kimi istersen, koy içine!
* * *
HAS Parti’nin suç duyurusunda yer alan “diğer kişiler” şu ifadelerle dilekçede yer alıyor:
“1996-97 yılları arasında Genel Kurmay İkinci Başkanı olarak görev yapan (Emekli) Orgeneral Çevik Bir ve onunla birlikte hareket ederek ‘cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturarak’ faaliyette bulunan dönemin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga, Genel Kurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman, Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya(öldü), MGK Genel Sekreteri İlhan Kılıç, Zırhlı Birlikler ve Eğitim Tümen Komutanı Erdal Ceylanoğlu...”
Onlar “malum şüpheli” zaten.
Ya şunlar?
“Söz konusu kişiler tüm bu iş ve eylemleri yaparken dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz, TİSK Başkanı Refik Baydur, DİSK Başkanı Rıdvan Budak, TESK Başkanı Derviş Günday, TOBB Başkanı Fuat Miras, TÜRK-İŞ Başkanı Bayram Meral ile birlikte gerçekleştirmişlerdir. Ayrıca basından Ertuğrul Özkök, Reha Muhtar gibi birçok isim bunlara yardım etmiştir.”
* * *
Olayın ilginç yanı, geçen gün Yani Akit Gazetesi’nde yayınlanan Kenan Kıran imzalı bir haber; HAS Parti’nin internet sitesine konan metnin, aslında “tam metin” olmadığını ortaya çıkardı.
Çünkü “iddialı bir üslupla” verilen haberdeki iddialar, yakında ortalığın çok karışacağını da haber veriyor:
“HAS Parti’nin suç duyurusunda; 28 Şubat sürecinde darbeye teşebbüs eden askerlerin tüm işlemlerini gazeteciler Ertuğrul Özkök, Hasan Cemal, Ergun Babahan, Fatih Çekirge, Zafer Mutlu, Fikret Bila ve Can Ataklı’yla birlikte gerçekleştirdikleri, şüpheli gazetecilerin tutuklanması gerektiğine dikkat çekiliyor.”
Tek karelik komuta heyeti!
Evet, kızgınım
İtiraf etmeliyim. Aradan yıllar geçtikten sonra olan bitene baktığımda, tıpkı 28 Şubat sürecinde olduğu gibi, bazı olaylar sırasında “kullanıldığımı” görüyor ve bu oyuna geldiğim için kendime kızıyorum.
Yine de bir tesellim var.
Hiç kimsenin emir ve talimatıyla “tek satır” yazmadım.
Ama ve örneğin 28 Şubat’ın öteki ve asli muhatapları da, aynı hesaplaşmayı kendileriyle yapmalılar.
Refah Partisi’ni o zaman yönetenlerin, partide önemli görevler üstlenmiş kişilerin, 28 Şubat duvarına toslanmasında hiç mi suçu, günahı yok?
Sincan’da olanlar meselâ.
O Kudüs gecesi gösterisi, hangi akla hizmetti?
Tarikat şeyhlerini Başbakanlık konutunda toplamaktan tutun da, “kanlı mı, kansız mı” benzeri akla ziyan nutuklar atılırken; koşar adım nereye gidildiğinden, hiç kimsenin haberi yok muydu?
Onlar da mı “kullanılmıştı” yoksa?