Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

Kentin, hem atanmış, hem de seçilmiş yöneticileri özellikle EXPO konusunda en az İzmir kadar büyük bir heyecan duyuyor ve Pamukkale ile bu girişimin bir parçası olmak istiyor

Denizli, İzmir’le bütünleşmek istiyor

Denizli Valisi Abdülkadir Demir de, Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan da, Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer de benzer sözlerle “aynı dileği” seslendirdi.
Söylediklerinin özeti ise başlığa çıkardığım tek cümleydi:
“Denizli’nin isteği, İzmir’le bütünleşmek.”
Çok doğal, çok akılcı bir istek bu.
Çünkü ifade edilen talep, aynı zamanda tarihin ve doğanın buyruğu.
Şöyle bir bakın Ege’ye...
En kolay nereden gidilir Denizli’ye?
İzmir’den çıktın mı, önce Aydın, sonra ver elini Denizli.
İp gibi bir yol.
Ve arada tespih tanesi gibi dizilen Aydın ve Denizli’nin ilçeleri.
Yarın öbür gün bir de hızlı tren kondu mu araya, keyfe bak.

Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan diyor ki:
“İzmir bizim lokomotifimiz. İzmir büyürse, Denizli de büyür.”
İlginçtir.
İzmir’in EXPO macerası, belki İzmir’den çok Denizli’de heyecan yaratmış.
Bu konudaki her gelişme yakından izleniyor.
Gönüller zengin Denizli’de.
İzmir’e çağrıda bulunuyor şehrin yöneticileri:
“Alın Pamukkale’yi, EXPO’nun bir parçası yapın.”

Yıllardır Ege’nin bütünleşmesi için çaba harcanıyor aslında. En başta EGEV, zaten bunun için var.
EGEV’in misyonu malum:
“Ege Bölgesi için özgün bir kalkınma modelinin ortak akıl ve katılımcılıkla oluşturulması ve uygulanmasında öncülük etmek.”
Vizyonu da öyle:
“Cumhuriyetimizin 100. yılına kadar, insan ve doğa kaynaklarının doğru kullanımına dayalı, dengeli ve sürdürülebilir kalkınmayı çağdaş standartlarda gerçekleştirmiş bir Ege. . .”
Tamam işte.
Tam da istenen kıvama gelmiş Ege.
EGEV Başkanı Yılmaz Temizocak elinden geleni yapıyor ama onun heyecanını,
İzmir’de
herkesin paylaşması gerekiyor.

Haberin Devamı

CHP hem sert hem iddialı

CHP’den yükselen ses, hayli sert.
İl Başkanı Yıldırım Aycan yeni büyükşehir düzenlemesi hakkında, defalarca tekrarladığı şeyleri söylüyor önce:
“Bunlar şehir devlete gidişin adımları... Bir polis devleti kurulmak isteniyor... Büyük Ortadoğu Projesi’nin altyapısı hazırlanıyor...”
Ve ardından önemli bir soru yöneltiyor:
“Belediye sınırlarına alınan köylerde tarım alanları ne olacak, nasıl kullanılacak?”

Yıldırım Aycan, Denizli merkezin yeni haritasını serdi masaya.
Merkez Efendi ve Pamukkale ilçelerinin sınırlarını gösterdi:
“Bakın şuraya... İnce işçilik var buralarda. Kendilerine göre çizgiyi çekip, bizim güçlü olduğumuz yerleri, bölüp parçalamışlar.”
O çizgi olsa da, olmasa da; CHP’nin işi Denizli’de hiç kolay değil.
Geçen yerel seçimde, belediye başkanlığında CHP’nin 85 bine oyuna karşılık, Ak Parti’nin 112 bin; il genel meclisinde CHP’nin 160 bin oyuna karşılık Ak Parti’nin 203 bin; son genel seçimde CHP’nin 186 bin oyuna karşılık Ak Parti’nin 278 bin oy aldığı görülüyor.

“Başkan” dedim:
“İşiniz zor.”
Önümüze bir dosya koydu.
Üzerinde “Örgütlenme ve Seçim Çalışma Programı” yazıyordu.
Okudum.
Eğer dediklerini harfiyen yaparlarsa, örneğin “sandık bazında” örgütlenmeyi başarırlarsa. . .
Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan’ın dediği gibi:
“Seçim, seçimdir.”
Sonucunu bugünden kim bilebilir?

Haberin Devamı

Vali Demir’den çarpıcı örnek

Haberin Devamı

Denizli Valisi Abdülkadir Demir, Elazığ Valisiydi daha önce.
Daha da önce, Gaziantep İl Özel İdaresi Genel Sekreteriydi.
Dolayısıyla il özel idarelerine kuruluşundan itibaren emek ve gönül vermiş ve de bu sistemi iyi bilen biri.
“Ama” diyor:
“Olmadı bu iş. Yeterince güçlü, etkin bir yapı kurulamadı.”
Verdiği örnek ise çok çarpıcı.
Denizli İl Özel İdaresi’nin bütçesi, 85 milyon liraymış. Diğer yanda...
Denizli Devlet Hastanesi’nin döner sermayesi de, 85 milyon lira!

Yeni yasanın yatırımlara ve hizmet sunumuna olumlu biçimde yansıyacağını düşünüyor Vali Demir.
Şu sözü önemli:
“Bizim işimiz kolaylaşırsa, vatandaşın işi de kolaylaşır.”
Yasaya yönelik eleştiri ve endişelere karşı ise gayet soğukkanlı yaklaşıyor.
“Kimse merak etmesin, rahatsızlık yaratacak bir sorun çıkmaz” diyor.
Bizim de dileğimiz şu, o zaman:
“Umarız Vali Bey haklı çıkar.”

Umudun adı Necdet Özer

Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer, tastamam bir Denizlili.
Tavrı, tarzı, sohbeti keyif veriyor.
En çok da “umut dolu” oluşunu sevdim.
Ve kendine ve de şehrine olan güvenini.
“Denizli çalışan bir il. 1 milyar TL. vergi ödüyoruz. 3 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz. 170 ülkeye mal satıyoruz.” Ne güzel.
“Denizli’nin her ilçesinin ayrı bir özelliği var. Yeni yasayla bu özellikleri öne çıkaracaklar. Denizli çok daha düzenli bir şekilde büyüyecek.”
O da güzel.
“Altımız kaynıyor. 36 dereceden 254 dereceye kadar termal su çıkan kuyularımız var. Tekstil, cam, kablo ve mermerden sonra; enerji sektöründe de çok iddialı olacağız. Ve turizm elbette.”
Ağzından bal damlayan Necdet Özer’in dediklerinin hepsi tek kelimen ile. . .

Yeni horoz “cam” olacak

Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü sitesinde “Denizli Horozu” şöyle tarif ediliyor:
“Gözleri siyah ve sürmelidir. Bacakları koyu gri veya mor, ibik balta şeklinde, kulakçık kırmızı veya kırmızı üzerinde beyaz benekli; genel renk, siyah kirli beyaz ortaklaşa karışım halindedir.
Ötüşleri, ötüş anındaki vücut pozisyonuna göre (Aslan Ötüş, Kurt Ötüşü, Yiğit Ötüşü, Pus Ötüşü) olmak üzere 4’e ayrılır.”
Denizli’nin sahip olduğu en büyük nimetlerden biri de horozu.
Başka nerede var böyle bir simge?
Ya Denizli bu fırsatın farkında mı, yeterinde kullanıyor mu elindeki imkânı?
Kim ne derse desin, ben “Hayır” diyorum.
1001 çeşidi yapılıp, şehrin her yanında, her tezgâhında Denizli Horozu bulunmalı aslında.
Önceden bir heykeli vardı.
Şu fotoğrafta gördüğünüz.
Yok şimdi.
Belediye Başkanı Zolan “Halka sorduk, insanların yüzde 75’i yeni heykelin camdan yapılmasını istedi. Siparişi verdik. İki metre boyunda olacak, Mart ve Nisan gibi açılışını yapacağız” diyor.
Öyleyse...
O tarihte Denizli’de buluşmak üzere.

28 yıllık hasret sona eriyor

Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, geçmişte kente haksızlık yapıldığına dikkat çekerek, “büyükşehir olmaya en hazır kent bizdik” diye konuşuyor...

Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan üzerine basa basa, altını çize çize; “Büyükşehir olmak bizim 28 yıllık hayalimizdi” diyor.
“Bize haksızlık yapılmıştı. Denizli’den küçük yerler büyükşehir olmuştu. Oysa büyükşehir olmaya en hazır kent bizdik” diye de noktayı koyuyor.
Eğri oturup, doğru konuşalım.
Denizli her haliyle bir büyükşehir zaten.
Şehre adım attığınız andan itibaren bu gerçeği görüyor, hissediyorsunuz.
Hele ki, 2009 yılında 13 belde ve 10 köyün merkeze katılmasıyla, bir anda beş misli büyüyen Denizli Belediyesi için “büyükşehir olamamak” gerçek bir hüsrandı.
Başkan Zolan da bu noktaya dikkat çekiyor:
“Biz birleşmeyi ve büyümeyi çoktan öğrendik.”

Büyük şehrin iddiası da büyük olmalı.
Belediye Başkanı Osman Zolan’ın böylesi iddiaları var.
Misal. . .
“Denizli’yi bütünüyle kalkındıracağız. Merkezde yoğunlaşmayı önleyeceğiz. Ve iddia ediyorum, tersine göç yaşanacak Denizli’de. İnsanlar geldikleri ilçelere, köylere dönmek isteyecek.”
Denizli’nin çok ilçesi var.
Ama çoğu ufak, tefek.
Hesap ortada.
Denizli merkezde 373 bin 152 seçmen yaşarken, öteki ilçelerdeki en kabarık sayı 45 bin 487 seçmenle Çivril’de bulunuyor.
Acıpayam, Tavas, Sarayköy, Buldan derken...
Kalan ilçelerin nüfusu da, seçmeni de gittikçe azalıyor.

Denizli’de belediyenin sağladığı imkânlar sayesinde 2 bin bayan plates yapıyor, yine bin 500 kadın tenis oynuyormuş.
500 çocuğa binicilik dersi veriliyormuş.
Liste uzun.
Sözün kısası ise Başkan Zolan’ın bir başka büyük iddiası:
“Hedefimiz, amatör sporların başkenti olmak.”

Caddelerde“eylem” vakti!

Denizli’de iktidar partisini zora sokacak bir değil, iki sorun var.
Yeni yasayla illerdeki belde belediyelerinin kapatılmasına, köylerin mahalle olmasına; her yerde olduğu gibi Denizli’de de tepki var ama asıl gürültü başka bir nedenden kaynaklanıyor bugünlerde.
Şehir merkezinde uygulamaya konan “yeni trafik düzeni” ortalığı fena karıştırmış.
Bazı ana caddelerin taşıt geçişine kapanması, minibüslere yasaklanan yollar ve benzeri düzenlemeler yüzünden hem esnaf, hem vatandaş tepkili.
Aynı sorunu biz de yaşadık.
Muğla’dan Denizli’ye selametle geldik gelmesine de, Valilik binasına bir türlü ulaşamadık.
Baktım olacak gibi değil, sürücümüz Orhan’a “Ana caddeye en yakın yerde dur” dedim.
Randevularıma gecikmeyi hiç sevmem.
Fatma Yüksel’le beraber “koşar adım” Valiliğe doğru yol aldık.

Zaten bu yüzden, her gün bir yürüyüş, miting, protesto eylemi yaşanıyor kentte.
Belediye sessiz.
Belediye Başkanı Zolan fazla ortaya çıkmıyor.
Tesadüf bu ya, kaosun yaşandığı günlerde, sorunun muhatabını karşımızda bulduk.
Belediye Başkan’a Osman Zolan’a “Tepkilerin siyaseten sizi zora sokacağından endişe duymuyor musunuz?” diye sordum.
Biraz tedirgindi fakat aynı zamanda kararlıydı.
“Başta sıkıntı olacak. Hepimiz alışacağız sonunda. Çünkü doğru bir iş yapıyoruz. Aksi halde daha büyük sorunlar yaşarız” sözleri de, bunun kanıtıydı.
Bereket işi sağlama bağlamışlar.
Uygulamayı üniversite ve meslek odalarıyla beraber planlamışlar.

Ak Parti moralini HİÇ BOZMUYOR

Yerel seçim erkene alınırsa, şunun şurasında bir yıl kaldı sandığın ortaya konmasına.
Bu süre düzenin oturmasına, tepkilerin azalmasına yeter mi; bilmem.
Şu ara kazan kaynıyor, herkes bilsin.
Örneğin Ak Parti Denizli İl Başkanı Avni Örki’nin telefonu da hiç susmuyor.
Buyurun işte.
Telefon yine çalıyor!
“Esnaftan bir dostumuz aradı. Partimize sempatisi olduğunu biliyorum, onun için de samimiyetine inanıyorum. İş yerinin bulunduğu caddenin trafiğe kapanmasından çok şikâyetçi. Dedi ki:
-Ak Partiliyim ama şu an bütün tüylerim diken diken ve her biri Ak Parti’ye karşı!”
Avni Örki bu anekdotu aktardıktan sonra ekledi:
“Sırayla bütün soruları cevaplayacak, bütün sorunları aşacağız.”

“Soru” demişken... Şu aralar Denizli’nin her köşesinden, halkın kafasında beliren soru işaretlerini topluyorlarmış.
Gerçekten kafalar karışık yeni yasa hakkında.
Mevki, makam sahibi insanlar dahi; neyin, nasıl olacağını tam olarak bilmiyor.
İl Başkanı Örki de bunun farkında.
“Ankara’da bir toplantı yapacağız. Tüm soruların cevabını alacağız ve hepsini teker teker vatandaşa anlatacağız” diyor.

Bir döndü pir döndü

Denizli siyasetindeki önemli figürlerin başında, CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin geliyor kuşkusuz. Kısmet.
O İzmir’de dolaşırken, ben Denizli’deydim.
Olsun. Nasıl olsa bir ara buluşur, konuşuruz.
Duymuşsunuzdur, ona “küllerinden doğan adam” diyorlar son dönemde. Gerçekten de öyle.
Kudretli olduğun yılların ardından uzun süre sesin soluğun çıkmayacak ama bir anda, eskisinden de güçlü biçimde geri döneceksin.
Merak edilen şu şimdi:
Adnan Keskin bu geri dönüşü, CHP adına Denizli’de de gerçekleştirebilecek mi?

Merkez Efendi

Yeni büyükşehirlerde kurulan yeni ilçelere verilen isimlerin çoğu hoş ve anlamlı.
Aydın’ın merkezinde “Efeler”, Muğla’nın merkezinde “Menteşe”, Balıkesir’de “Karesi”, Manisa’da “Şehzadeler” ve Denizli’de “Pamukkale” gayet hoş ve anlamlı isimler.
Denizli merkezinde iki ilçe kuruluyor.
Biri, Pamukkale.
Ötekinin adı Merkez Efendi.
O ne ki?
“Manisa” dersek, hele bir de yanına “mesir” diye eklersek; herkes bilecek Merkez Efendi’yi.
Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.
Şahsen bir ayıptan kurtulup, Merkez Efendi’nin; Denizli’nin Buldan ilçesine bağlı Sarımahmudlu Köyü’nde doğduğunu bu vesileyle öğrendim.

Bu arada küçük bir not:
Merkez Efendi’nin naşı, İstanbul Zeytinburnu’nda, adını taşıyan camideki türbede bulunuyor.
Burası önemli bir merkez.
Hatırlayın Necmettin Erbakan’ın vasiyetini...
O de Merkez Efendi Camii’nin bitişiğindeki mezarlığa defnedilmek istemişti.
Ve dahası...
Osmanlı’da Kanuni Esasi’yi hazırlayan kurulun başkanı Sadrazam Mithat Paşa, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Halide Edip Adıvar, Tanburi Cemil Bey, Tepedelenli Ali Paşa, İbrahim Çallı, Sadettin Kaynak, Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi çok sayıda ünlü ismin mezarı da orada bulunuyor.

Ayrılmaz ikili

Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan bu göreve gelmeden önce 7 yıl süreyle Belediye Meclis üyeliği ve Siyasi İşlerden Sorumlu Belediye Başkan Yardımcılığı yapmış.
Daha anlaşılır bir ifade ile Nihat Zeybekçi’nin 2004 yılında Belediye Başkanı seçilmesinden, 2011 yılında milletvekili oluşuna kadar; onun en yakınında durmuş.
Zeybekçi de Ankara’ya giderken, koltuğu Zolan’a devretmiş.
Ama yine beraberler.
Her zaman.
Her yerde.

YARIN: BAŞBAKAN’DAN BALIKESİR’E KESİN TALİMAT GELDİ