Siyasette sistem veya düzen denilen kavramın en mükemmel şekilde işlediği ülkelerin başında ABD’nin geldiğine dair sağlam bir inancım var.
Lütfen bakın.
1792 yılından beri, kurulan sistem hiç sekmeden çalışıyor orada.
İnsanlar biliyor ki, her dört yılda bir, kasım ayının ilk pazartesi gününü izleyen salı günü, seçim var.
Yani 40 veya 80 yıl sonra ABD’de seçim ne gün?
Bugünden söylemek mümkün.
Yine şaşmaz bir düzenle, seçimi kazananlar iki aydan biraz fazla bir süre koltuğa oturmak için bekliyorlar.
Ve seçimden sonraki her 20 Ocak’ta görevi törenle devir aldıklarında, temel konularda bilgilendiriliş, kadrolarını hazırlamış oluyorlar.
Gerçekten harika.
* * *
Fakat sanırım 2013 yılının 20 Ocak günü böyle bir devir teslim telaşına hiç gerek kalmayacak.
Zira...
Amerika’daki başkanlık seçimlerine Cumhuriyetçilerin Obama karşısında işi, mucizeye kalmış gibi.
O kadar ki:
İngiltere’de yayımlanan The Economist Dergisi fena halde dalgasını geçerek, Obama’yı yenecek Cumhuriyetçi adayda bulunması gereken özellikleri sıralamış.
Neymiş?
Abraham Lincoln’ün hitabet yeteneği, Ronald Reagan’ın parıltılı iyimserliği, Arnold Schwarzenegger’in kasları, Theodore Roosevelt’in amansız öfkesi, Dwight D. Eisenhower’ın madalyaları, Richard Nixon’un beyni (Ama bir not eklemişler ve ‘tahtaları eksik olmasın’ demişler!), Margaret Thatcher’in demir yumruğu, Henry Kissenger’in dünyanın etrafını dolaşması vs.
* * *
Bütün bunlar olursa Cumhuriyetçilerin adayında, Obama’yı geçebilirmiş seçim yarışında.
Yani...
“Ölme eşeğim ölme” hesabı.
Malum.
Obama’nın mensubu olduğu Demokrat Parti’nin amblemi de bir eşek.
Sahi.
Türkiye’de herhangi bir parti, kendine amblem olarak “eşek” figürünü seçmeye cesaret edebilir mi?
Oysa Amerika’da adamlar, üstelik 1870 yılında; azmin, sabrın, dayanıklılığın ve cesaretin simgesi saydıkları eşeği almışlar, partilerine amblem yapmışlar.
Ne kadar ironik bir manzara.
Nice aslanlar, kaplanlar; bugün bir eşeğin karşında, hazır olda!
Tek karelik aday!
Ha gayret!
Türkiye nüfusunun yüzde 5,3’ü yani 3 milyon 965 bin 232 kişi İzmir’de yaşıyor.
Bir başka hesaba göre de, İzmir’de kilometrekare başına 330 kişi düşüyor.
Manzaraya ülke genelinden bakarsak, memleket nüfusu bir yılda 1 milyon bin 281 kişi artarak, 74 milyon 724 bin 269 kişiye yükselmiş durumda.
Başbakan’a bu durum hakkında ne düşündüğünü sormuşlar. . .
“Maşallah” demiş.
Ha gayret.
Hele taze damatların, beline kuvvet.
Tempoyu biraz daha yükseltirsek, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında 100 milyon kişiye de ulaşırız evelallah!
Derseniz ki:
O zaman ne olur?
Söyleyebileceğim tek şey şu:
İyi olur inşallah!