Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

“Parayla saadet olmaz” sözünü, büyük ihtimal, meteliğe kurşun atanlar uydurmuştur.
Sözün doğrusu bence şöyle olmalı:
“Parayla saadet olmaz belki ama parasız saadet hiç olmaz!”
Aslında en doğrusu, 69 milyar dolarlık servetiyle bu yıl da dünyanın en zengin insanı olan Meksikalı işadamı Carlos Slim’e sormalı:
“69 milyar dolarınız olmasa, daha mı mutlu olurdunuz?”
Bir de bakmışsınız “Evet” demiş.
Yaşasın.
* * *
Malum.
“1902’de Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyeti altında bulunan bugünkü Lübnan’dan Meksika’ya göç eden Yusuf Selim Hattat Ağlamaz adlı Katolik bir Osmanlı göçmenin oğludur” kendisi.
Bir yerde “uzaktan akrabamız” yani.
Olur ha.
Gişe rekoru kıran “Fetih 1453” filmini izler bu arada, gaza gelir ve Osmanlı’nın hatırına 69 milyar dolarını, birer birer Türkiye’deki 69 kişiye dağıtır Bay S(e)lim.
Yaşadık.
Dolar milyarderi sayımız 35’ten, 104’e çıkar bir anda.
İşte o zaman görün siz.
Parayla saadet olur mu, olmaz mı?
* * *
Hem öyle olmasa Mehmet Ali Aydınlar “Fenerbahçe’ye başkan olursam, 100 milyon dolar hibe edeceğim” der miydi?
Besbelli.
100 milyon dolar verip, ona “saadet” verecek bir makamın sahibi olmak istiyor.
Dahası da var.
İnanlar Holding’in sahibi, Serdar İnan.
O ise Beşiktaş’ın başkanı olmak için 500 milyon dolar harcamayı göze almış.
Demek ki Beşiktaş başkanlığı, Fenerbahçe başkanlığından beş misli daha fazla saadet veriyor insana!
Ya Orhan Gencebay’a ne demeli?
Neredeyse 50 yıllık sanat hayatında, nazar boncuğu niyetine tek konser verme.
Şimdi kalk, 20 konser için önüne konan sözleşmeye bas imzayı.
Neden?
İşin ucunda 20 milyon lira var çünkü.
Yanlış anlamayın.
Ne yadırgıyorum.
Ne yargılıyorum Orhan Baba’yı.
Aksine.
Hak veriyorum.
Saadet, onun da hakkı!

Haberin Devamı

Tek karelik otomobil!

Para ile saadet

Önemli bir dava

Eskiden grevlerle, olaylarla, çatışmalarla gündeme gelirdi TARİŞ’in Çiğli’deki iplik fabrikası.
Sonra fabrika kapandı, gitti.
Ama yeri güzeldi, “altın” değerindeydi.
400 bin metrekarelik arazi hele parsellenip, satılırsa çok para ederdi.
TARİŞ yönetimi de bunu yapmak istedi.
Pamuk Birliği Başkanı Beliğ Azbazdar der ki:
“İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi yönetimi o zaman burayı ‘böldürmem’, ‘parselletmem’ diye diretti. Kanunların da kendilerine verdiği yetkiyi kullanarak bizi adeta sıkıştırdılar. Bankalara olan borcumuz nedeniyle yerimizi değerinin çok altında kendilerine satmak zorunda kaldık.”
Ve ardından...
İAOSB önce ikiye böldüğü alanın yarısını 38 parsele ayırıp, satışa çıkardı.
Bunun üzerine TARİŞ “arazinin geri verilmesini talep ederek” dava açtı.
İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş’ın bu gelişmeye yanıtı ise “Bizim her şeyimiz yasalara uygun. Tariş’in dava açmasını onlara yakıştıramadım” olmuş.
Bakalım sonuçta yargı, kimin yaptığını “yakışıksız” bulacak?