Yurt içinde 100 bin kişiye mektup gönderdiler.
Yurt dışında toplantılar düzenlendiler.
10 bin afiş ve binlerce broşür bastırdılar.
“100 Soruda Varlık Barışı Uygulaması” adıyla kitap yazdılar.
Hani bir bando mızıka eksikti şu duyuruyu yaparlarken:
“Yurt içinde ve yurt dışında bulunan varlıklarınızı beyan edin, hem vergisel avantajlardan yararlanın, hem de ülke ekonomisine katkıda bulunun. Bildirim veya beyan süresi için son gün 30 Eylül 2009. Kaçırmayın...”
Sanırsınız, Bostanlı Pazarı’nda “batan geminin malları” satılıyor:
- Gel.
- Gel.
- Sen de gel.
- Fırsatı kaçırma!
* * *
Baktılar, 30 Eylül yetmedi.
Süreyi önce 31 Aralık 2009’a kadar uzattılar.
Yine olmadı.
O zaman Hükümet Sözcüsü olan Cemil Çiçek açıkladı:
“Kamuoyunda ‘Varlık Barışı’ olarak bilinen ve müracaat tarihi 31 Aralık 2009’da sona eren ‘5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’la ilgili başvuru süresi 2 Mayıs 2011 tarihine kadar uzatıldı.”
Ya sonra?
* * *
Yastık altında tutulan...
Bir tarlanın kıyısındaki ağacın dibine gömülen...
İsviçre bankalarından kuzular gibi yatan paralardan, 28 milyar lirası yurtdışından, 20 milyarı da yurtiçinden olmak üzere toplam 48 milyar liralık “varlık beyanı” yapıldı.
İşin başında tasvir edilen o “kocaman dağ” fare doğurmuştu sonuçta!
* * *
Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü bu yılbaşında bir de baktı...
Eyvah!
Varlık Barışı’nda 48 milyar liralık beyan yapılmasına rağmen, tahakkuk eden para da, o paradan alınması gereken vergi de hesaba kitaba gelmiyor.
Bir bakıma...
Doğan fare de kaçmış, sadece kuyruğu kalmıştı elde avuçta!
* * *
Eksik neydi, hata neredeydi, kusur kimdeydi; bunun için Meclis Araştırması açmak lâzım aslında.
Öyle ya...
Böyle bir fiyasko başka bir memlekette yaşansa, o ülkenin Maliye Bakanı çoktan istifa ederdi!
Tek karelik şiddete hayır!
Bir soru
Üç kişi paralarını birleştirip bir radyo almaya gidiyorlar.
Radyo 30 lira.
Hepsi 10’ar lira koyup radyoyu alıyor.
Fakat sonra tezgâhtar radyonun indirime girdiğini ve 25 liraya düştüğünü hatırlıyor. Çırağına 5 lira verip, parayı götürmesini istiyor. 5 lirayı üç kişiye bölüştüremeyeceğini düşünen çırak, 2 lirayı cebine atıyor ve 3 lirayı üç kişi arasında bölüştürüyor.
Böylece üç kişi radyoyu 9’ar liraya almış oluyor.
Yani: 9 x 3 = 27.
Cebine 2 lira attı: 27 + 2 = 29
Peki, geri kalan 1 liraya ne oldu?
Sayın Maliye Bakanı bu sorunun cevabını verirse, kendi payıma şu “varlık barışı” fiyaskosunu unutmaya hazırım!