Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

İzmir’den “üç İzmir çıkarma” senaryolarına yapılan yorumlar muhtelif. Gelen sorular da...
Biri şu meselâ:
“Durduk yerde iktidarın kulağına kar suyu kaçırdığınızın farkında mısınız?”
Endişe etmeyin.
Aynı hesapları onlar da yapmıştır, yapıyordur mutlaka.
Üstelik benim katkıma ihtiyaçları olduğunu hiç sanmam.
Zira iktidar, her gün “kar suyu ile banyo yapıyor” zaten!
Tabii en can sıkıcı konu İzmir’in üçe bölünmesi durumunda, kalan parçanın Türkiye’nin üçüncü büyük ili olamayacağı...
Denir ki:
“İkiye bölünse olmaz mı?”
Makası ellerinde tutanların keyfi bilir.
İsterlerde ikiye bölerler.
Hem de, bir taşla iki kuş birden vururlar böylece.
Nasıl mı?
Şöyle...

Birinci İzmir şu ilçelerden oluşur:
Çiğli, Menemen, Foça, Aliağa, Dikili, Bergama, Kınık, Karşıyaka, Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe, Urla, Seferihisar, Menderes, Selçuk, Karaburun, Çeşme.
Bu grubun nüfusu 1 milyon 486 bin 144.
Yani iki tane büyükşehir çıkarmaya yetecek ölçekte.
İlçelerdeki oy dağılımını tekrarlamaya gerek yok.
Geçen yıl yapılan genel seçimdeki sonuçlara göre:
CHP’nin toplam 422 bin 238, Ak Parti’nin ise 246 bin 189 oyu var bu ilçelerde.
Eğer bu şekilde bir düzenleme yapılırsa, yeni ilin “Efes” adını taşımasını çok isterim.

Çevirelim madalyonun öteki yüzünü...
Bayraklı, Bornova, Bayındır, Beydağ, Buca, Gaziemir, Karabağlar, Kemalpaşa, Kiraz, Konak, Ödemiş, Tire, Torbalı.
Gözümüz aydın!
Yeni İzmir, toplam 2 milyon 670 bin 204 nüfusuyla “eskisi gibi” Türkiye’nin üçüncü büyük şehri.
İşte, birinci kuş!
Ve ikincisi...
İzmir’in üçe bölünmesi halinde, yeni İzmir’de “az biraz” geride kalan Ak Parti, bu düzenlemede bakın nereye geliyor?
CHP: 676 bin 247
Ak Parti: 679.780
Vay. Vay. Vay.
Daha önce bin 500 oy gerideydi Ak Parti, bu kez 3 bin 500 oy ileride.
Ya da şöyle diyelim...
Daha önce ekmek kadayıfı gelmişti önlerine.
Şimdi bir de kaymak kondu üzerine!
Ne dersiniz...
Ak Parti bu tatlıyı yer mi, yemez mi?

Haberin Devamı

Merak işte...

Yasa hükümleri açık. Güngör Uras da açıkça yazmış zaten:
“Eğer kamu kuruluşları Bütçe Kanunu çerçevesinde makam otomobili satın almaya kalkarlar ise 2012 yılında 112 bin TL’den daha pahalı makam aracı satın alamazlar. (Protokol araçları dışındaki araçlar için sınır 36.500 TL’dir.) Üstelik Bütçe Kanunu’na göre alınan araçları makam sahipleri istedikleri gün, istedikleri model veya tip araç ile değiştiremezler. Ömür billâh eskiyinceye kadar, yeni ödenek çıkıncaya kadar kullanmak zorundadırlar.
Halbuki araç kiralanır ise araç tipi, kira bedeli için bütçede bir sınırlama yoktur. Makam sahibi her yıl aracını yenileyebilir. İstediği tip aracı kiralayabilir.”
Yasa yapıcıların eline sağlık!
Bazı kapıları öylesine mahir şekilde aralık bırakmışlar ki, isteyen, dilediği yerden girip, çıkıyor.
Ya muhalefet, bu dümenin farkında değil mi?
Kamu kuruluşlarında kaç tane kiralık araç var, model ve markaları ne, bunları kimler kullanıyor, milletin cebinden kaç para harcanıyor?
Sahi.
Bu soruların cevabını merak mı etmediniz, ettiniz de cevap mı vermediler, verdiler de bizim mi haberimiz yok?