Yaşasın kemeraltı

İZMİR Kuyumcular Odası Yönetim Kurulu üyeleri ile İzmir Valisi Cahit Kıraç arasındaki muhabbette gündeme gelen “Kemeraltı’daki işyerlerinin gece geç saatlere kadar açık kalması” gereğini hâlâ konuşuyor olmak çok acı.
Olması gereken ne varsa, hepsi çoktan yapılmalıydı oysa.
Yüzlerce hediyelik eşya mağazası...
Yüzlerce kebapçı...
Yüzlerce şarküteri...
Yüzlerce balıkçı...
Yüzlerce çiçekçi...
Yüzlerce cafe...
Yüzlerce bar...
Kemeraltı’nda 24 saat cümbüş yaşatmalıydı.
İzmir Limanı’na gelen gemilerden inen yabancılar, 5 -6 saatin kendilerine yetmediğini görmeli; 5 -6 günlüğüne İzmir’e gelme ihtiyacını duymalıydı.
Uçaklar inmeliydi peş peşe, İzmir’e dünyanın her yanından insan taşımalıydı.
* * *
10 yıl önceydi, Atina’ya gitmiştik.
Kemal Zorlu, Hamdi Türkmen ile Erdal İzgi’nin de çok iyi hatırlayacağı gibi, rahmetli Ahmet Piriştina, yine aramızdan ayrılan Gencer Koyuncuoğlu ve eşlerimizle hep beraber; Plaka’da bir gece geçirmiştik.
Çok eğlenmiştik.
Çok etkilenmiştik.
Çünkü Plaka’nın her caddesinde, her sokağında “hayat” vardı.
Dükkânlar doluydu.
Yeme içme mekânlarında boş masa yoktu.
40 milletten insan, her taraftaydı.
* * *
Ve kıskanmıştık.
Al haritayı eline, bak.
Kemeraltı’nın nesi eksikti Plaka’dan?
Bırakın Atina’yı, Plaka’yı...
İstanbul’un Beyoğlusu, İstiklâl Caddesi ne ise...
İzmir’in de Kemeraltısı, Anafartalar Caddesi o değil miydi?
Rahmetli Piriştina’nın Büyükşehir, Erdal İzgi’nin de Konak Belediye Başkanı olduğu dönemde başlayan çalışmalar, bugün de sürüyor ama...
Bu iş her yönüyle bitmeli, her sorunu çözülmeli artık.
Çünkü İzmir’in, Kemeraltı’nda 24 saat yaşanacak harekete ve berekete şiddetle ihtiyacı var.


Eşrefpaşalılar...
AHMET HAKAN’a göre, Eşrefpaşalılar filminin konusu şu:
“Alkol ve uyuşturucu batağına saplanmış bir kabadayı mahallesine genç bir imam gelir ve her şey değişir...”
Yani.
Eşrefpaşa, “alkol ve uyuşturucu batağına saplanmış bir kabadayı mahallesi” öyle mi?
İzmir Valisi Cahit Kıraç’a soruyorum:
Öyle mi?
İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’a soruyorum:
Öyle mi?
Ve “Ben Eşrefpaşalı’yım” diyen herkese soruyorum:
Eşrefpaşa gerçekten, alkol ve uyuşturucu batağına saplanmış bir kabadayı mahallesi mi?
Derseniz ki...
Filmdir bu, olabilir.
O zaman sormak lâzım filmi yapanlara:
Alkol ve uyuşturucu batağına saplanmış kabadayıları imana getirecek imamı gönderecek başka yer bulamadınız mı? Mekân olarak meselâ neden Kasımpaşa’yı tercih etmediniz de, İzmir’i ve Eşrefpaşa’yı hedef seçtiniz?
Yoksa...
Bu soruları size değil de, O’na mı sormalı?
O kim mi?
Yine Ahmet Hakan’a göre:
Filmin sonunda “Teşekkür” listesinin en başında “O’na” sözcüğü yer alıyor... Buradaki “O”, Fethullah Gülen...


Tek karelik delik!