Yılın kazananı

21 ilde, 205 noktada, 4.365 kişiyle -ki bunların 315’i İzmir’de- konuşmuşlar.
Söze “En” diye başlamışlar ve önce “Önemli Olayı” sormuşlar.
İlk sırada “depremler”, ikinci sırada “genel seçim”, üçüncü sırada “davalar, tutuklamalar” çıkmış.
Halk “Skandal” olarak en çok hangi olayları öne çıkarmış, derseniz; sıralama şöyle:
Futbolda şike, YGS’de şifre, MHP’de kasetler...
Bana da sorsalar “ilk üç” tercihlerim aynı olurdu.
* * *
Andy-Ar araştırma şirketinin yayımladığı tabloda önemsediğim ve beni şaşırtan sonuçlar da var.
Örnekse...
Yılın kazananı.
İlk iki sıranın sahibi, aslında aynı:
Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan.
Üçüncü sıradaki tercih ise “hoş ama doğru” bir sürpriz, Acun Ilıcalı.
* * *
Kazananın olduğu yerde, kaybeden de olmalı.
Maalesef “Van’daki depremzedeler” ilk sırada.
Sonraki iki sıra, şaşırtıcı:
Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP.
Öyle mi, değil mi; isteyen tartışır.
Ama halkın düşüncesi böyle!
* * *
En yakınındaki rakibine fark atarak birinci olanlar için de ayrı bir parantez açmak gerekiyor:
Örneğin “En beğenilen iletişim-operatör markası” Türk Telekom yüzde 31,6’la birinci olurken, ikinci Avea’yı beğenenler yüzde 17,8’de kalmış, fark yüzde 13,8 olmuş.
“İlk akla gelen inşaat şirketi” araştırmasında bir reklam ve pazarlama dahisi Ali Ağaoğlu farkını ortaya koymuş.
Çünkü “inşaat şirketi” denince yüzde 35,3’lük kitlenin aklına önce Ağaoğlu geliyor.
Devletin koca TOKİ’si ise yüzde 20,6’da kalıyor.
“Soğuk içecek markası” tahmin edileceği üzere, rakibi Pepsi’ye yüzde 17,7 fark atarak, yüzde 32,6’lık tercihle Coca Cola.
* * *
Fakat farkların en şahanesine “Havayolu ulaşımında” tanık olunuyor.
Ali Sabancı tüm şirinliğine karşın şirketi Pegasus’u yüzde 9,1 ile üçüncü yapabilmiş.
İkinci Anadolu Jet yüzde 22,2
Birinci THY yüzde 38,4
Derseniz ki:
THY ile Anadolu Jet zaten aynı çatının altında değil mi?
Öyle.
O nedenle üçüncü Pegasus’u adını andım ki, toplamda yüzde 51,5 fark yemesine rağmen “gerçek ikinci” oluyor kendileri.

Tek karelik ilanı aşk!

İstifacılara duyurulur

Manisa Belediye Meclisi Üyesi Fatma Tunçkan‘ın ardından, Ömer Bingöl de MHP’den istifa edince, Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Meclis’te çoğunluğu kaybetti.
İstifa edenler diyor ki:
“MHP’nin Manisa Teşkilatı, milletvekilleri, Meclis Grubu veya parti yöneticileriyle hiçbir sorunumuz yok. Bizim tek sorunumuz Başkan’ın hareket tarzı ve tavırları.”
Buna karşın Başkan Ergün de bence haklı olarak soruyor:
“Arkadaşlarımızın sıkıntısını bilmiyorum. Ama benimle sıkıntıları varsa niye Meclis üyeliğinden de istifa etmek yerine, parti üyeliğinden istifa etmiyorlar?”
Mesele bugünün meselesi değil.
Dün de durum aynıydı.
Yarın da aynı olacak.
Benim görüşüm de hiç değişmedi:
Bir siyasi parti listesinden ister meclis üyesi, ister belediye başkanı, ister milletvekili olarak seçilen kişi; o partiden ayrılırken, görevini de bırakmalı.
Aksi en hafifinden ve tek kelime ile...
Samimiyetsizliktir!