Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Afganistan'a gönderilmesi kararlaştırılan 90 Türk askerinin yüksek niteliklere ve terörle mücadelede deneyime sahip oldukları biliniyor.
Bu nitelikleriyle Afganistan'da önemli katkılarda bulunacakları açık.
Askeri açıdan, Taliban muhalifi güçlere, ABD ve İngiliz birliklerine, sivil halka önemli yardımlarda bulunacak donanıma sahipler.
Bu 90 subay ve astsubayın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en gözde mensuplarından oldukları muhakkak.
Afganistan'a böyle bir Türk birliğinin gönderilmesi, askeri açıdan olduğu kadar siyasi açılardan da önem taşıdığı bir gerçek.
Bu önemi ABD Başkanı Bush'un şu sözlerinde bulmak mümkün:
"Güvenilir dost ve NATO'nun tek Müslüman üyesi Türkiye'nin desteği, ABD'nin İslama karşı değil, kötüye karşı savaştığını gösteriyor."
Bu sözler Bush'un "Haçlı Seferi" gafını da, "dinler veya medeniyetler savaşı" tezini de tekzip eder nitelikte.
Koalisyon güçleri arasında Türk askerinin bulunması, kuşkusuz, Washington'u İslam dünyasına karşı rahatlatan bir gelişmedir. İslam ülkelerinden gelecek eleştiri ve tepkileri karşılamasında elini güçlendirecek bir unsurdur.
Bu açıdan bakıldığında belki de Türk askerinin, askeri katkı kadar belki ondan fazla siyasi bir katkı sağlayacağı düşünülebilir.
Türk askerinin Afganistan'a gitmesi sadece ABD ve İngiltere'yi değil, İslam ülkelerini de rahatlatacak bir durumdur.
Türkiye açısından bakıldığında ise asker gönderilmesinin Ankara'nın Batı'ya karşı elini güçlendirecek bir karar olduğu söylenebilir.
Bir yandan terörden çok çekmiş bir ülke olarak, terörle mücadelede dünyanın her yerinde mücadele edeceğini gösteren Ankara, başta Avrupa olmak üzere 20 yıldır teslim edilmeyen "haklılığını" artık daha kolay elde edecektir.
Türkiye'ye karşı terör örgütlerini desteklediği bilinen Avrupa ülkelerinin sıkıştırılmasında daha etkin olabilecek, ABD'yi Avrupa üzerinde baskı kurması yönünden daha fazla kendi yanına çekebilecektir.
Bu açılardan bakıldığında Afganistan'a Türk askeri gönderilmesi, askeri olduğu kadar siyasi yönü de bulunan bir gelişmedir.
Umarız bunun değeri bütün dünyaca iyi anlaşılır.