Sav: İstifa etmem

3 Haziran 2008

CHP Genel Sekreteri Önder Sav, telefonunun dinlendiği konusunda ısrarlı. Telekom’un belgesinin dinlenmediğini kanıtlamayacağını belirten Sav, Turkcell’den gelecek aynı yöndeki belgenin kanıt olmayacağını düşünüyor.
Sav, dünkü görüşmemizde bu konudaki sorularımı yanıtlarken, olayın daha da derinlemesine araştırılmasını talep edeceğini de söyledi.
Sav’a yönelttiğim sorular ve yanıtları şöyle:
Turkcell’den beklediğiniz belge geldi mi?
- Hayır. Henüz gelmedi. Bir bilgi de verilmedi.
Turkcell’in mahkeme kararı olmadan belge veremeyeceğine ilişkin haberler çıktı. Size de böyle bir bilgi ulaştı mı?
- Hayır, ulaşmadı. Ancak biz zaten savcılık kanalıyla istedik belgeyi. Yani yargı aracılığıyla. Sanıyorum yeterli olur.

Yazının Devamı

Sav: Tatmin edici değil

1 Haziran 2008

CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Telekom’un yayımlanan belgesinden sonra ne düşünüyor? Vakit gazetesinin sabit telefonundan Sav’ın cep telefonunun arandığını ve iki telefon arasındaki bağlantının 44 dakika sürdüğünü gösteren belge, Sav’ın yanlış tuşa basarak telefonu kapatmamış olduğu tezini doğrulamıyor mu? Bu durum CHP’nin, telefonun emniyet tarafından dinlendiği tezini çürütmüyor mu?
CHP Genel Sekreteri Sav, söz konusu belgenin, iddialarını çürütmediği kanısında. Sav, dün bu konudaki sorularımı yanıtlarken şöyle konuştu:

“Kanıtlamaz”
- Önce şunu söylemeliyim: Bu konuda elimize ulaşacak bilgi ve belgeleri saklayacak değilim. Benim o yapıda bir siyasetçi olmadığımı bilirsiniz. Turkcell’den gelecek belgeyi bekliyorum. Gerçek neyse onu kamuoyuyla paylaşacağım. Ama şunu da ifade edeyim ki, Telekom’un yayımlanan belgesi tatmin edici değil. Benim dinlendiğime ilişkin kanım değişmedi.
Telekom’un belgesi, Vakit’in iddiasını kanıtlamıyor mu?
- Hayır. Kanıtlamaz. Böyle bir belgeyi Telekom’un

Yazının Devamı

Baykal: Babacan’ın yaptığı gaf değil

31 Mayıs 2008

Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın Avrupa Parlamentosu’nda, Türkiye’de sadece gayrimüslimlerin değil, Müslümanların da dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşadığını söylemesine tepkiler sürüyor.
Ali Babacan bir gaf mı yaptı, yoksa Türkiye’yi şikâyet etmek mi istedi?
CHP lideri Deniz Baykal, Babacan’ın gaf yapmadığını, aksine, taşıdığı zihniyeti bilerek yansıttığını, bu uğurda ülkesini bile şikâyet edecek kadar laiklik karşıtı bir kafa yapısına sahip olduğunu söyledi.

‘Vahim bir olay’
Baykal, dün bu konudaki sorularımı yanıtlarken, Ali Babacan’ın sözlerini şöyle değerlendirdi:
“Önce şunu söylemeliyim ki, Ali Babacan, Dışişleri Bakanı sıfatıyla ülkesine bu kadar hakaret etmeyi nasıl içine sindirebildi? Bunun tarihte bir örneği daha yoktur. Hem Dışişleri Bakanı sıfatı taşıyacaksınız hem de ülkesini üstelik çok haksız yere yerden yere vuracaksınız; ülkenize hakaret edeceksiniz. Bu çok, ama çok vahim bir olaydır.”

Yazının Devamı

Önder Sav: Ben abdestimden eminim

30 Mayıs 2008

Önder Sav, sakin kişiliğiyle tanınır. Deneyimli politikacı, olaylar karşısında kolay kolay heyecanlanmayan, paniğe kapılmayan bir yapıya sahiptir. Komplo teorilerine, senaryolara pek inanmaz. Odasının dinlenmesi olayını da dünkü görüşmemizde yine aynı serinkanlılık içinde anlattı ve değerlendirdi.
“Dinlenme kuşkusu”yla ilgili düşüncesini anlatarak şöyle başladı:
“Ben vehim içinde hareket etmem. Hatta, ‘dinleniyoruz’ diyen arkadaşlara, biraz ‘ne kadar da vesveseliler’ diye bakardım. Pek aldırış etmezdim. Dinleniyorum kuşkusuyla da hiç hareket etmedim. Yapım müsait değil. İnsan sürekli ölecekmiş gibi yaşamaz ki! Yaşayacakmış gibi yaşar. Başıma gelinceye kadar bu dinlenme işini pek önemsemedim.

Üç olasılık
Sav’a, odasının nasıl dinlendiğine ilişkin görüşünü sordum. Şu yanıtı verdi:
“Ben Sayın Vali’yle cuma günü görüştüm. Pazar günü kendisini aramışlar. Benimle görüşmesini ele geçirdiklerini, inkâr etmemesini, ellerinde kayıt olduğunu

Yazının Devamı

Baykal’ın haklı tepkisi

29 Mayıs 2008

CHP lideri Deniz Baykal, iki vahim olay karşısında haklı olarak sert tepki gösterdi.
Birincisi, CHP Genel Merkezi’nin dinlenmesi, ikincisi de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın arkadaşı Remzi Gür’ün rüşvet teklif etmekten mahkûm olması.
CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın makam odasında yaptığı konuşmanın dinlenmesi ve basına sızdırılması karşısında Baykal, haklı olarak Başbakan’dan tepki göstermesini hem de gereğini yapmasını bekliyor. Bu beklentisini dünkü görüşmemizde şöyle dile getirdi:

‘Nixon böyle gitti’
“Ana muhalefet partisinin genel merkezi dinleniyor. Genel Sekreteri’nin konuşmaları ortam dinlemesi yöntemiyle kaydediliyor ve iki gün sonra bir gazeteye servis yapılıyor. Bu kabul edilebilecek bir şey değil.
Büyük bir skandal. Başbakan durumun vahametini anlamıyormuş gibi yapıyor. Bir demokratik ülkede böyle bir şey olsa yer yerinden oynar, hükümetler düşer. İşte Watergate skandalı ortada. ABD Başkanı Nixon, muhalefet partisinin genel merkezini dinlettirdiği için görevinden ayrılmak zorunda

Yazının Devamı

Yargıtay Başkanı Gerçeker: Bildirinin arkasındayız

28 Mayıs 2008

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, sözcükleri bir yargıç titizliğiyle seçerek konuşuyor. Kamuoyunda yanlış anlamalara yol açabilecek yorumlar yapmaktan özenle kaçınıyor. Bir polemiğe girmek istemiyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le görüştükten sonra Yargıtay Başkanı Gerçeker ve Yargıtay başkanlarının daha önce bir bildiriyle açıkladıkları görüşlerinde bir değişiklik oldu mu?
Dün makamında ziyaret ettiğim Yargıtay Başkanı Gerçekler, bu soruma şu yanıtı verdi:

‘Görüşlerimiz aynı’
“Biz görüşlerimizi niye açıkladık? Önce buna bakmamız lazım. Biz tamamen hukuk çerçevesinde yargıyı ilgilendiren bir konuda görüşlerimizi kamuoyuyla paylaştık. Bilindiği gibi, bir yargı reformu strateji belgesi söz konusu. Bu belgede öngörülen bazı düzenlemelerin yargı bağımsızlığıyla çeliştiğini gördüğümüz için açıklama yaptık. Yargı bağımsızlığıyla bağdaşmayan düzenlemeler karşısında görüşümüzü açıklamak bizim

Yazının Devamı

Gül: Çok dikkatli olmak zorundayım

27 Mayıs 2008

RTÜK’ün Doğru ve Güzel Türkçe Kullanımı 2007 Ödülleri töreni için Çankaya Köşkü’ndeydik.
Tören boyunca Ankara ve İstanbul’dan davetli gazeteciler olarak tören sonrasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e neler sorulabileceğini konuştuk.
Gül, törene 15 dakika geç gelince fazla zamanımızın olmayacağı da anlaşıldı. Yetkililer “Cumhurbaşkanı niye gecikti?” sorumuza, “Salon hazır değildi, ödül alacaklar eksikti” gibi yanıtlar verdiler.
Cumhurbaşkanı’nın salona girişinden konuşmaya niyetli olmadığı anlaşılıyordu. Daha ilk soru yöneltildiğinde, gülerek geçti.
Ancak meslektaşlarımızın ısrarından kurtulamayacağını anlayınca, kısa kısa yanıtlarla mümkün olduğunca az konuşmayı yeğledi.

Toptan ve Başbakan’la görüştüm

Yazının Devamı

Şerif Mardin Hoca’nın analizi üzerine

25 Mayıs 2008

Siyaset bilimci ve sosyolog Prof. Dr. Şerif Mardin’in “mahalle baskısı” saptaması uzun süre tartışmalara yol açmıştı.
Şerif Mardin Hoca, bu olguyla ilgili olarak, “Ne demek istedim?” konulu toplantıda, “Cami, imam, imamın okuduğu kitaplar ve tekkelerden oluşan mahalle, cumhuriyeti temsil eden, okul, öğretmenden oluşan yapıyı zaman içinde yendi” demiş.
Mardin Hoca’nın bu saptaması ve analizi de üzerinde dikkatle ve ciddiyetle durulması gereken önemde.
Bu saptama bir bakıma, “Atatürk’ün laik-demokratik cumhuriyeti bugün nerede duruyor?” sorusunun yanıtına ulaşmanın en önemli anahtarı gibi gözüküyor.
Cumhuriyetin değerlerini topluma götürme işlevi kuşkusuz öncelikle öğretmenlerin omuzlarındaydı. Cumhuriyetin ilk kuşakları bu bilince ve işleve sahip öğretmenler tarafından yetiştirildi. Köy enstitülerinin, halk evlerinin işlevi de buydu.

Örgütlü mücadele

Yazının Devamı