AKP cepheyi genişletiyor

24 Mayıs 2008

Yargıtay’dan sonra Danıştay’ın yaptığı açıklamaya AKP adına Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat yanıt verdi. Fırat, bu açıklamalara imza atan yargı mensuplarının tarafsızlıklarını kaybettiklerini öne sürdü. Fırat, aslında bu ifadesiyle yargının tarafsızlığını kaybettiği mesajını verdi.
Cephe genişliyor
Fırat’ın yaptığı açıklama dikkatle okunduğunda AKP’nin karşısında bir “cephe” gördüğü ve bunu genişletmeye yöneldiği görülüyor.
Yargı üzerinden yapılan tartışmada, AKP’nin yaklaşımı, yargının bazı diğer kurumlar adına da konuştuğu yönünde.
AKP yargıyı eleştirirken iki kurumu daha katıyor:
1- Türk Silahlı Kuvvetleri
2- CHP

Yazının Devamı

ABD’nin aldığı pozisyon

11 Mayıs 2008

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, dün yayımladığımız mülakatta çok dikkatli bir üslupla Washington’un Türkiye’yle ilgili pozisyonunu yansıtmış oldu.
Wilson, demokrasi, laiklik, ılımlı İslam ve PKK konularında ülkesinin yaklaşımını aktarırken, Türk kamuoyundaki bazı “kuşku”ları gidermeye dönük açıklamalar yaptı.

Ilımlı İslam projesi
Wilson, resmi bir ağız olarak ABD’nin “Ilımlı İslam” diye bir projesi olmadığını özenle vurguladı. Bu konuda Türk kamuoyu, Büyük Ortadoğu Projesi ortaya atıldığından bu yana böyle bir kuşku duyuyordu. ABD’nin “Ilımlı İslam” projesiyle Türkiye’yi yeni bir yapılanmaya yönlendirmek isteyen akımlara “destek” verdiği izlenimi vardı.
Büyükelçi Ross Wilson, bu izlenimin yanlışlığı üzerinde durdu. Ilımlı İslam kavramını tercih etmediğini, kullanmadığını belirtirken, ABD’de bu kavramı kullananların amacını da açıkladı. Wilson, bu tabiri kullananların, radikal dinci örgütlerle (El Kaide gibi) farkı anlatabilmek

Yazının Devamı

ABD, Gülen’in ne yanında ne karşısında

10 Mayıs 2008

ABD Büyükelçisi Ross Wilson’la gündemdeki konuları görüşmek için yaklaşık bir ay önce sözleşmiştik. Ancak zorunlu seyahatlerin araya girmesi nedeniyle randevuyu birkaç kez ertelemek zorunda kaldık. Nihayet önceki gün ABD Büyükelçiliği’nde bu mülakatı gerçekleştirdik. Wilson’a yönelttiğim sorular ve yanıtları şöyle:
ABD’nin ılımlı İslamı desteklediği yolunda Türkiye’de yaygın bir kanı var. Pek çok insan buna inanıyor. ABD, ılımlı İslamı destekliyor mu?
Ilımlı İslam terimi benim kullandığım bir terim değildir. Bizim politikamızı ve yaklaşımımızı şu şekilde ifade edebilirim. Biz, bizim değerlerimizi ve dünyadaki amaçlarımızı paylaşan ülkelerle birlikte çalışmak isteriz ve Türkiye bu ülkelerden biri. Ortak bir şeyler paylaştığımız diğer ülkeler de var dünyada. Dünyada, yine bazı ülkeler var ki komşu bölgelerde bulunan diğer toplumları tahrip edici ve radikal biçimde değiştirmek isteyenler var. Aynı zamanda devlet dışındaki aktörler, radikal birtakım hareketler de var.

Yazının Devamı

Büyükanıt’ın kutuplaşma saptaması

9 Mayıs 2008

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, İsrail’in kuruluş yıldönümü resepsiyonunda, üzerine basarak, Türkiye’de kutuplaşma olduğunu ve bundan kaçınılması gerektiğini söyledi.
Bu saptamasına bir de uyarı ekledi:
“Türkiye, sorunlarını kendi içinde çözebilir. Kimsenin nasihatine ihtiyacı yoktur. Osmanlı İmparatorluğu’ndan bir cumhuriyet yarattık. Türkiye bütün sorunlarını çözme imkân ve kabiliyetine sahiptir. Kutuplaşma olduğu zaman çatışma ortamı çıkar.”

İki eksen
Büyükanıt’ın saptaması iki eksenli bir kutuplaşmaya işaret ediyor:
1- Türk-Kürt ayrımı,

Yazının Devamı

Polis kardeşlerimiz niye böyle davrandı?

8 Mayıs 2008

Başbakan Erdoğan, 1 Mayıs’ta İstanbul’da yaşananları değerlendirirken polisi savundu:
“Bütün fatura polise kesiliyor. Onlar uzaydan mı geldi? Nedir polise olan düşmanlık?”
Başbakan’ın kamu görevlilerine sahip çıkması doğaldır. Zor koşullarda görev yapan güvenlik güçlerini sahiplenmesi, onlara moral vermesi, Türkiye gibi ağır bir terör süreci yaşayan ülkelerde elbette bir görevdir.
Ancak, 1 Mayıs’ta İstanbul’da aşırı güç kullanan, gaz bombalarıyla, coplarla, tekmeyle, tokatla vatandaşa girişen polisleri, “Onlar uzaydan mı geldi?” diyerek savunmak mümkün değildir.
Toplumsal olaylarda polisin yaşadığı zorlukları bilmeyen yok. Ancak, İstanbul’da yaşananlar, Başbakan’ın deyimiyle, polis kardeşlerimiz “Niye böyle davrandı?” sorusunu gündeme getiriyor.

İki yönlü soruşturma

Yazının Devamı

AKP savunmasının analizi

7 Mayıs 2008

AKP’nin Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu savunmanın tümü basına yansıdı. Savunmanın ilk bölümü, davanın hukuki değil siyasi bir dava olduğu tezine ayırılmış. İzleyen bölümlerde ise iddianamede suçlamalara yanıtlar yer alıyor.
AKP’nin 102 sayfalık savunması için şunlar söylenebilir:

Laiklik anlayışı farklı
1- AKP hakkındaki kapatılma davası esas olarak partinin “laiklik karşıtı odak” durumuna geldiği tezine dayanıyor. AKP, savunmasında bu iddiayı reddederken, laiklik anlayışının farklı olduğunu da kayda geçiriyor. Bu farka dikkat çekilirken, AKP’nin laiklik anlayışının doğru ve çağdaş olduğu, buna karşın “dar yorum”un -Anayasa Mahkemesi’nin 1989’daki türban kararındaki yorumu- yanlışlığını kanıtlamaya çalışıyor. Savunmada, AKP’nin laikliği dar yorumundan çıkarıp “toplumsallaştırdığını” vurguluyor.
2- AKP, dava açılmasının “maliyeti”ni de savunma unsuru olarak kullanıyor. Dava açılmasının, ülkeye ve millete ağır ekonomik ve siyasi bedeller ödetebilecek bir

Yazının Devamı

Kulislerde gezen isimler

6 Mayıs 2008

Siyasetteki belirsizliği iki karar giderecek: 1- Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkında vereceği karar.
2- Başbakan Erdoğan’ın alacağı karar.
Anayasa Mahkemesi’nin kararı, Başbakan Erdoğan’ın izleyeceği yolu da belirleyecek.
Siyaset Anayasa Mahkemesi’ni beklerken, kulislerde de olasılıklar üzerinden çeşitli isimler dolaşıyor.
Anayasa Mahkemesi kapatma kararı vermezse, Başbakan Erdoğan, hükümetin partisinin başında yoluna devam edecek.
Kapatma kararı çıkarsa?
İşte bu olasılığa dayalı olarak çeşitli senaryolar dillendiriliyor. Bu senaryolara göre, AKP’nin yerine kurulacak yeni partiyle, yerel ve genel seçimleri birleştirip halka gitmek ciddi bir seçenek.

Yazının Devamı

İsimsiz önerilerin karşılığı var mı?

4 Mayıs 2008

Simetri takıntısı olan bir dostum geçenlerde uğradı. Her zaman yaptığı gibi önce arkamdaki kitapları düzeltti, hepsini sırtı görünecek hale getirdi. Atatürk tablosuna karşıdan şöyle bir baktı. Birkaç küçük dokunuşla, kendine göre düzgün hale getirdikten sonra karşıma oturdu.
“İsmini vermeden AKP üzerinde ağırlığı olan bir siyasetçinin görüşlerini açıkladın ya” dedi.
“Evet” dedim.
“Peki o işin simetriği var mı?”
“Nasıl yani” dedim, “Ne simetriği olacak ki?”
İyi bir analist sayılan dostum, yine her zaman yaptığı gibi önüne bir kâğıt kalem çekti ve sayfayı yukarıdan aşağıya çektiği bir çizgiyle ikiye böldü...
Simetri takıntısından olacak, her konuyu sayfayı ikiye bölüp iki tarafa da şekiller çizerek anlatır...

Yazının Devamı