Baykal: Asıl risk dinler savaşına bulaşmak

31 Ağustos 2006

Başbakan Erdoğan AKP grubunda, ana muhalefet lideri Baykal da CHP grubunda görüşlerini açıklayacaklar. 5 Eylül'de tezkere görüşmelerinde CHP adına deneyimli diplomat Onur Öymen konuşacak.Baykal, Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermesi halinde karşılaşacağı en önemli riskin "dinler savaşı"na bulaşmak olacağını düşünüyor. 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkuyla kutlandı. Ankara'daki törenlere katılan siyasi liderlerin kafası, "5 Eylül Tezkeresi"yle meşguldü. Törenlerden sonra iktidar ve muhalefet liderleri bu konudaki çalışmalarını sürdürdüler. CHP lideri, dün Lübnan'a asker gönderme konusundaki sorularımızı yanıtlarken, hükümetin bir sürüklenme halinde karar aldığını öne sürdü ve belirsizliklerin büyük tehlike oluşturduğuna dikkat çekti. Baykal şu değerlendirmeyi yaptı:"Lübnan'a Türk askerini gönderiyorsun. Peki, Türk askeri nasıl bir görev yapacak? Türkiye'nin bu olayda pozisyonu nedir? Kimden yanadır? Kime karşıdır? Bunlar belli değil. Orada yaşanan bir dinler, mezhepler savaşıdır. Bir yönüyle de etnik bir savaştır. Türkiye, Lübnan'a asker gönderecek tek Müslüman bölge ülkesi olarak orada ne yapacak? Bazılarının iddia ettiği gibi, ABD'nin isteğiyle Yahudilere hizmet etmeye mi gidiyor,

Yazının Devamı

Cemil Çiçek: Lübnan'da milli menfaatimiz var

30 Ağustos 2006

Hükümet ise, Cumhurbaşkanı Sezer gibi düşünmüyor. Lübnan'a asker gönderme kararı aldı. Son kararı TBMM verecek.Cumhurbaşkanı Sezer'in ulusal çıkar görmediği asker gönderme kararında hükümet ne gibi ulusal çıkarlar görüyor? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Lübnan'a asker göndermeye karşı olduğunu açıkladı. Sezer, asker göndermekte ulusal bir çıkarımız olduğuna inanmadığını söyledi. Bu soruyu yönelttiğim Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, şu yanıtı verdi:"Lübnan yanı başımızda, komşumuz bir ülke. Buradaki olumlu veya olumsuz gelişmeler en fazla Türkiye'yi etkiliyor. Lübnan'da milli menfaatlerimiz var. Bunların başında da bugünkü Lübnan devletinin yaşaması geliyor. Ortadoğu'da bölgesel güç dengesini değiştirme yönünde yoğun gayretler var. Eğer biz Lübnan olayında yer almazsak, dengeyi sağlayamayız. Başka ülkeler güç ve etkinlik kazanır. Bu nedenle asker göndermemizde milli menfaatimiz söz konusudur. Lübnan'a yardım edilmezse iç dengeleri daha da bozulur. Lübnan=Hizbullah gibi sonuçlar doğabilir. Lübnan'ın istikrarsızlığı başta ekonomik olmak üzere birçok açıdan Türkiye'nin zararına olur." Lübnan=Hizbullah Çiçek, Lübnan'a asker göndermenin risk taşıdığını bildiklerini

Yazının Devamı

Özkök'ten nükleer, Büyükanıt'tan silahsız tehdit uyarısı

29 Ağustos 2006

Devir teslim sırasında her iki komutan da duygulandı. Protokol dışı samimi bir tavırla devir teslimi kucaklaşarak gerçekleştirdiler. Org. Büyükanıt bu duygusal anı, "Üsteğmenliğimizden beri devam eden bir dostluk, silah arkadaşlığı başka şeydir, duygulandık" diye izah etti. Org. Hilmi Özkök, Genelkurmay Başkanlığı görevini Org. Yaşar Büyükanıt'a dün devretti. Genelkurmay Başkanlığı görevini teslim eden Org. Hilmi Özkök'ün konuşması dış, görevi devralan Org. Yaşar Büyükanıt'ınki ise daha çok iç dünyayı iyi analiz eden konuşmalardı.Org. Özkök, gelişmiş ülkelerin oluşturduğu işleyen merkezde yer almak gerektiğini vurgularken, bu hedefi Atatürk'ün çağdaş medeniyet hedefiyle izah etti. Bu çemberin dışında kalan "ikinci sınıf" denilebilecek ülkeleri ise iyi bir gelecek beklemediğini vurguladı.Org. Özkök'ün analizi, Türkiye'nin Batı'ya çevrili rotasının doğru olduğu, bu yönde ilerlemek, ikinci ligde değil birinci ligde yer tutmak gerektiği üzerine kuruluydu.Org. Hilmi Özkök'ün üzerinde durulması gereken bir uyarısı nükleer tehditle ilgiliydi. Org. Özkök, Kuzey Kore'den başlayıp Ortadoğu'ya uzanan eksende kitle imha silahlarına sahip veya sahip olduğu yolunda şüpheler yaratan ülkelerin

Yazının Devamı

İki komutanın konuşmalarındaki şifreler

27 Ağustos 2006

Özellikle cumhuriyetin temel nitelikleri ve üniter yapısı konu olduğunda ordu-siyaset ilişkilerinde daha sert bir iklimin yaşanacağı anlaşılıyor.Kara Kuvvetleri'nde halef-selef olan ve Genelkurmay Başkanlığı'nda da halef-selef olmaları beklenen Büyükanıt-Başbuğ ikilisinin konuşmalarında, "yeni bir dönem"in belirgin sinyalleri var.Org. Büyükanıt ve Org. Başbuğ'un konuşmaları, sanki iki komutan arasında görev bölümü yapılmış gibi birbirini tamamlayan nitelikteydi.Cumhuriyetin nitelikleri, ulus ve ülke bütünlüğü temel alınarak farklı noktalara yapılan vurgular birlikte değerlendirildiğinde birbirini izleyen mesajlar ortaya çıkıyor. Genelkurmay Başkanlığı'na atanan Org. Yaşar Büyükanıt ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanan Org. İlker Başbuğ'un devir teslim töreninde yaptıkları konuşmalar önümüzdeki döneme ilişkin farklı bir "iklim"in işaretlerini taşıyor. Org. Büyükanıt'ın konuşmasında öne çıkan vurguları şöyle sıralayabiliriz:1 Laik rejim: Org. Büyükanıt, konuşmasında, rejime rengini veren "laiklik" ilkesiyle ilgili duyarlılığı öne çıkardı. "Cumhuriyeti başka tür bir cumhuriyete" dönüştürmek isteyenlerin bu "rüya"larının gerçekleşmeyeceğini, bu temel niteliği korumanın TSK'nın

Yazının Devamı

Sezer: Asker göndermeye karşıyım

26 Ağustos 2006

Org. Büyükanıt ve Org. Başbuğ'un konuşmaları, Türkiye Cumhuriyeti'nin nitelikleri, ulus ve ülke bütünlüğü açısından net ve sert mesajlar içeriyordu.Tören sonrasında sorularımızı yanıtlayan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ise uzun bir süreden beri Türkiye'nin gündemini işgal eden "Lübnan'a asker gönderme" konusunda açık bir tavır aldı.Cumhurbaşkanı Sezer, "Lübnan'a asker göndermeye karşıyım" diyerek, Birleşmiş Milletler'in (BM) Lübnan'la ilgili 1701 sayılı kararının da yetersiz olduğunu vurguladı.Cumhurbaşkanı Sezer'e yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:- Lübnan'a asker göndermeye nasıl bakıyorsunuz?- Lübnan'a asker göndermeye karşıyım.- İnsani yardım amacıyla gönderileceği söyleniyor?- BM'nin 1701 sayılı kararı asker eliyle insani yardım öngörmüyor. Bunu bilin. Genelkurmay Başkanlığı'na atanan Org. Yaşar Büyükanıt'ın, Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini Org. İlker Başbuğ'a devretmesi nedeniyle yapılan tören önemli siyasi açıklamalara da sahne oldu. - Karar çatışma mı öngörüyor?- Çatışma ihtimali de var. Bu kararla Silahlı Kuvvetler'imizi göndermenin ulusal yararımıza olduğuna inanmıyorum. Başkalarının ulusal çıkarını korumak zorunda değiliz. Biz iç güvenliğimizi sağlayalım, o

Yazının Devamı

Türkiye katkılarının karşılığını alıyor mu?

25 Ağustos 2006

Hükümetin eğiliminin de artık daha net biçimde asker göndermekten yana olduğu görülüyor.Türkiye, uluslararası toplumla birlikte hareket etmeye özen gösteriyor. Özellikle Birleşmiş Milletler kararına dayalı hallerde sorunlu bölgelere asker gönderiyor.Şu anda Afganistan'da 650, Kosova'da 400 ve Bosna-Hersek'te 400 olmak üzere 1450 Türk askeri görev yapıyor.Bu coğrafyadaki görevlere göre Lübnan çatışma riski en yüksek bölgeyi oluşturuyor.Türkiye bu riski göze alarak karar vermek zorunda. Türkiye, Lübnan'a asker göndermek üzere hazırlık yapıyor. Bir yandan siyasi temaslarını sürdüren Ankara, diğer yandan da teknik hazırlıklarını hızlandırdı. Askerlerin de bulunduğu teknik heyet Lübnan'ın güney bölgesinde ve Beyrut limanında incelemeler yaptı. Ankara'daki hava gösteriyor ki, Lübnan tezkeresi yolda. TBMM'nin eylül içinde yapacağı olağanüstü toplantının gündeminde yer alması yüksek olasılık.1 Mart tezkeresini 2003'te geri çeviren Türkiye ile ABD ilişkilerinin girdiği kriz ve buna bağlı olarak Kuzey Irak'ta ortaya çıkan siyasi sonuçlar Türkiye'nin lehine olmadı. Bunun içindir ki, Ankara, 1 Mart tezkeresinden sonra bütün gayretini ABD'nin taleplerini karşılamaya, bu olayın yarattığı

Yazının Devamı

Orgeneral Özkök'ün demokrasi duyarlılığı

24 Ağustos 2006

Bu, Org. Özkök'ün Baykal'ı ikinci ziyareti.İlk ziyaretini Genelkurmay Başkanlığı görevine atandıktan sonra, kuvvet komutanlarıyla birlikte yapmıştı.Genelkurmay Başkanı Org. Özkök'ün görevi devraldıktan sonra da ayrılırken de ana muhalefet liderini ziyaret etmesi anlamlı. Özkök'ün bu dikkat ve nezaketi demokrasi konusundaki duyarlılığının önemli bir göstergesi.Nitekim, Org. Hilmi Özkök'ün Baykal'a veda ederken ilk ziyaretinin anlamıyla ilgili olarak yaptığı şu değerlendirme de bunu gösteriyor: Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, dün CHP lideri Deniz Baykal'a veda ziyaretinde bulundu. "Ben dört sene önce Genelkurmay Başkanlığı görevini devraldıktan sonra da sizi komutanlarımla ziyaret etmiştim. Bu ziyaretin bir anlamı da demokrasinin önemini, muhalefetin demokrasilerde yerinin önemini göstermeye yönelikti. Bugün veda ziyaretimin de aynı anlamı taşıyor."Org. Özkök'ün demokrasi anlayışına, nezaketine uygun bir davranış.İktidarların tek başına bir anlam ifade etmediği, demokrasiye asıl anlamını muhalefetin kazandırdığı gerçeğinin altını çizen bir duyarlılık.Org. Özkök, bu anlamlı ziyaretiyle Baykal'ın da takdirini toplamış görünüyor. CHP lideri de, Genelkurmay Başkanı'nın bu

Yazının Devamı

Gül'den Esad'a: Fırsatı değerlendirin

23 Ağustos 2006

Lübnan'a barış gücü gönderilmesi ve Türk askerinin de görev alması konusunda Suriye'nin tavrı da olumlu.Gül'e Şam'da verilen mesaj, barış gücünün genişletilmesine ve Türkiye'nin ve başka Müslüman ülkelerin asker katkısına sıcak baktıkları yönünde.Ankara, Lübnan'da görev yapacak barış gücüne asker gönderip göndermemeyi kararlaştırmadan önce sadece Lübnan ve İsrail'in değil, bölgedeki diğer aktörlerin de tutumunu önemsiyordu. Suriye, bu aktörlerin önde gelenlerinden biri olarak görülüyordu.Şam temaslarından sonra bölgede Türk askerinin gelmesine karşı ülke veya grup olmadığı sonucuna varılmış oldu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bölge başkentlerine yaptığı ziyaretlerin Şam ayağını da dün tamamladı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, Şam temaslarında Devlet Başkanı Esad'a verdiği mesaj, Suriye'nin barış çabalarına katkı vermesi ve devre dışında kalarak izole konuma sürüklenmemesi...Gül'ün yaklaşımı şöyle özetlenebilir:"Lübnan'da olaylar yaşandı. Yaşananlardan herkesin ders çıkarması gerekir. Bundan sonraki süreçte barışın kapsamlı ve kalıcı biçimde tesis edilmesi önemlidir. Bu çabaya herkesin katkı vermesi gerekir. Suriye için de bu fırsat vardır. Şam bu fırsatı değerlendirmelidir.

Yazının Devamı