Kurulduğu günden bu yana biri etnik diğeri din eksenli iki karşı akımın adeta kıskacına sokulmuş görünüyor.Türkiyenin Batılılaşması, Batılıyla bütünleşmesinin önündeki engelin "Kemalizm" olduğuna ilişkin seslerin yükselmesi hem bu kıskacın varlığına, hem de dış dinamikler tarafından daha da sıkıştırılmaya çalışılmasına işaret niteliğindedir.Demokratik, laik Cumhuriyete muhalif iki akım da 80 yıllık süreçte en güçlü düzeye ulaşmış durumdadır. Dinsel eksenli akımın itirazı Cumhuriyetin laik niteliğine, etnik eksenli akımın itirazı ise üniter yapısınadır.Din eksenli akım demokratik yoldan iktidar olacak siyasal güce ulaşmıştır. Değiştiği iddiasındadır ama henüz bu kanıtlanmış değildir. Etnik eksenli akım ise aldığı güçlü dış destekle yürüttüğü şiddet ve terör politikasıyla siyasallaşmış ve bir siyasi coğrafya oluşturacak güce ulaşmıştır. Kıskaç budur.Türkiye bir yol ayırımına doğru zorlanmaktadır.İşte tam bu noktada, Atatürkçülüğün ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin "engel" olarak tartışmaya açılmak istenmesi bir tesadüf değildir.Avrupa Birliği sürecinin gereği olarak sunulmak istenen bu yaklaşım kendi içinde tutarsızdır, çelişkilidir.Çağdaşları bir bir tarihe gömülürken Atatürk ve
<#comment>#comment>
<#comment>#comment> Atatürk’ün 1923’de kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, iki yönlü olarak tarihinin en ağır baskısı altında.
Kurulduğu günden bu yana biri etnik diğeri din eksenli iki karşı akımın adeta kıskacına sokulmuş görünüyor.
Türkiye’nin Batılılaşması, Batılıyla bütünleşmesinin önündeki engelin "Kemalizm" olduğuna ilişkin seslerin yükselmesi hem bu kıskacın varlığına, hem de dış dinamikler tarafından daha da sıkıştırılmaya çalışılmasına işaret niteliğindedir.
Demokratik, laik Cumhuriyet’e muhalif iki akım da 80 yıllık süreçte en güçlü düzeye ulaşmış durumdadır. Dinsel eksenli akımın itirazı Cumhuriyet’in laik niteliğine, etnik eksenli akımın itirazı ise üniter yapısınadır.
Din eksenli akım demokratik yoldan iktidar olacak siyasal güce ulaşmıştır. Değiştiği iddiasındadır ama henüz bu kanıtlanmış değildir. Etnik eksenli akım ise aldığı güçlü dış destekle yürüttüğü şiddet ve terör politikasıyla siyasallaşmış ve bir siyasi coğrafya oluşturacak güce ulaşmıştır. Kıskaç budur.
Türkiye bir yol ayırımına doğru
- Türkiye tarihi bir hata yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri de beklediğimiz liderliği yapamadı. Hata yaptığınızı kabul edin. Ondan sonrasına bakalım.ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz'in bu ağır sözleri hala tartışılıyor.ABD'den ilk kez Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bu sertlikte bir eleştiri geliyor.Hesap neydi:Irak ordusu güçlü bir savunma hazırlığı yapmıştı. ABD'nin sadece güneyden cephe açmasıyla kısa sürede bu savunmayı etkisiz hale getirmesi zordu. Eğer kuzeyden de cephe açarsa Saddam ordusu ikiye bölüneceği için iki cephede de savunma zayıflayacaktı ve Bağdat çok daha erken düşecekti. Kuzey cephesi bunun için isteniyordu.TBMM buna izin vermedi. ABD kuzeyden istediği gibi cephe açamadı.Açamadı ama Türkiye'nin izin vermesi için öne sürülen gerekçe de gerçekleşmedi. ABD kuzeyden cephe açmaya gerek olmadan beklediğinden çok kısa sürede Irak'ın tamamını işgal etti. Güneydeki direniş dışında ne Bağdat'ta, ne Musul'da, ne Kerkük'te bir direniş yaşanmadı. Bağdat, Musul, Kerkük adeta anahtar teslim, ABD'ye verildi. 100 kadar bir asker kaybıyla ABD Irak işgalini kolayca tamamladı.Eğer aksi olsaydı ABD'nin eleştirileri bir gerekçe bulabilirdi. Kuzey cephesi açılamadığı için büyük
<#comment>#comment>
<#comment>#comment> Irak savaşının askeri boyutu çoktan geride kaldı ama ABD hala "ikinci tezkere"nin hesabını soruyor:
- Türkiye tarihi bir hata yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri de beklediğimiz liderliği yapamadı. Hata yaptığınızı kabul edin. Ondan sonrasına bakalım.
ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz'in bu ağır sözleri hala tartışılıyor.
ABD'den ilk kez Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bu sertlikte bir eleştiri geliyor.
Hesap neydi:
Irak ordusu güçlü bir savunma hazırlığı yapmıştı. ABD'nin sadece güneyden cephe açmasıyla kısa sürede bu savunmayı etkisiz hale getirmesi zordu. Eğer kuzeyden de cephe açarsa Saddam ordusu ikiye bölüneceği için iki cephede de savunma zayıflayacaktı ve Bağdat çok daha erken düşecekti. Kuzey cephesi bunun için isteniyordu.
Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bir süredir GATA'da kalan Ecevitler'i geçtiğimiz hafta sonu ziyaret etmişler. Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev'e geçmiş olsun dedikten sonra, aynı hastanede tedavisi süren Rahşan Ecevit'e sağlık dileklerini iletmek üzere Bülent Ecevit'e uğramışlar. O sırada istirahatte olan Rahşan Hanım'ı görememişler ama Bülent Ecevit'le sohbet etmişler. Her ikisi de Rahşan Hanım'a rahatsızlığı hakkında bilgi alıp yapabilecekleri bir şey olup olmadığını sormuşlar. Erdoğan ve Gül'ün bu nezaketleri Ecevitler'i memnun etmiş. ERDOĞAN SÖZ VERDİ - Sayın Erdoğan nasıl karşıladı?- Aslında, konu ve karar hakkında detaylı bilgi sahibi olmadığı anlaşılıyordu. Ancak, beni dikkatle dinledi ve notlar aldı. İlgileneceğini söyledi. Bu proje birçok açıdan Türkiye'ye çok yararı olacak bir projedir. Bunu vurguladım. Sayın Başbakan'ın ilgileneceği izlenimi aldım. DSP lideri Ecevit'e dün Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'le sohbetlerinin nasıl geçtiğini sorduk. "Yarım saat zamanımız oldu, bu nedenle her konuya giremedik" dedikten sonra, "ama" diye devam etti: "Köy-Kent konusunu açtım. Projenin finansmanını Dünya Bankası'nın üstlendiğini ve bu
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bir süredir GATA'da kalan Ecevitler'i geçtiğimiz hafta sonu ziyaret etmişler. Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev'e geçmiş olsun dedikten sonra, aynı hastanede tedavisi süren Rahşan Ecevit'e sağlık dileklerini iletmek üzere Bülent Ecevit'e uğramışlar. O sırada istirahatte olan Rahşan Hanım'ı görememişler ama Bülent Ecevit'le sohbet etmişler. Her ikisi de Rahşan Hanım'a rahatsızlığı hakkında bilgi alıp yapabilecekleri bir şey olup olmadığını sormuşlar. Erdoğan ve Gül'ün bu nezaketleri Ecevitler'i memnun etmiş.
ERDOĞAN SÖZ VERDİ
DSP lideri Ecevit'e dün Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'le sohbetlerinin nasıl geçtiğini sorduk. "Yarım saat zamanımız oldu, bu nedenle her konuya giremedik" dedikten sonra, "ama" diye devam etti: "Köy-Kent konusunu açtım. Projenin finansmanını Dünya Bankası'nın üstlendiğini ve bu kaynağın başka yere harcanmasının mümkün olmadığını anımsatarak, projeyi durdurmanın sakıncalarından söz ettim."
- Sayın Erdoğan nasıl karşıladı?
Çiçekin sözleri hükümetin, Irak savaşı sonrasındaki koşullarda yeni bir yaklaşım içinde olacağını gösteriyor.Hazırlanmakta olan pişmanlık yasasının daha öncekilerden farklı olacağını da vurgulayan Çiçek, düzenlemenin sadece hukuki boyut içermeyeceği mesajını da vermiş oldu.ABDnin, PKK/KADEK sorununun çözümünü bir anlamda üstlendiğini gösteren mesajları karşısında Ankara da inisiyatifi tümüyle elden bırakmak niyetinde değil. Bu nedenle yeni bir adım atmaya hazırlanıyor.PKK/KADEKin silahsızlandırılmasıyla sonuçlanacak bir gelişmenin doğuracağı hukuki, ekonomik ve sosyal sorunları da kavrayacak bir çalışma içinde olan Adalet ve İçişleri bakanlıklarının geliştireceği proje hükümetin ve MGKnin önüne de gelecek.Bu çalışmanın amacı yeniden terör ve çatışma ortamı doğmasını önlemek olarak açıklanıyor.Adalet Bakanı, "yeni sayfa açmak"tan söz ederken daha önceki pişmanlık yasası uygulamalarının yetersizliğini de belirtmiş oldu.Hükümetin bu çalışması kamuoyuna yansıdığından bu yana sorunun farklı boyutlarına ilişkin yorum ve öneriler de gündeme gelmeye başladı.Sorunun sadece PKK/KADEK mensupları veya sempatizanları açısından ele alınmasının önemli bir eksiklik yaratacağı üzerinde
<#comment>#comment>
<#comment>#comment> Adalet Bakanı Cemil Çiçek hazırlanmakta olan yeni pişmanlık yasasını, "Türkiye yeni bir sayfa açmak istiyor. İşin özeti bu" diye yorumladı.
Çiçek’in sözleri hükümetin, Irak savaşı sonrasındaki koşullarda yeni bir yaklaşım içinde olacağını gösteriyor.
Hazırlanmakta olan pişmanlık yasasının daha öncekilerden farklı olacağını da vurgulayan Çiçek, düzenlemenin sadece hukuki boyut içermeyeceği mesajını da vermiş oldu.
ABD’nin, PKK/KADEK sorununun çözümünü bir anlamda üstlendiğini gösteren mesajları karşısında Ankara da inisiyatifi tümüyle elden bırakmak niyetinde değil. Bu nedenle yeni bir adım atmaya hazırlanıyor.
PKK/KADEK’in silahsızlandırılmasıyla sonuçlanacak bir gelişmenin doğuracağı hukuki, ekonomik ve sosyal sorunları da kavrayacak bir çalışma içinde olan Adalet ve İçişleri bakanlıklarının geliştireceği proje hükümetin ve MGK’nin önüne de gelecek.
Bu çalışmanın amacı yeniden terör ve çatışma ortamı doğmasını önlemek olarak açıklanıyor.