Erdoğan'ın yaklaşımı

30 Nisan 2003

Son iki gündür Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül ve Adalet Bakanı Çiçek'in yaptığı açıklamalar toplantı öncesi tansiyonu düşürdü.Başbakan Erdoğan'ın bugünkü MGK toplantısına aynı yaklaşımla katılacağını söyleyebiliriz. Başbakan, son günlerde tartışılan konulara ilişkin bilgi ve belgeleri yanına alarak MGK'ya katılacak. Hazırlıkları o yönde.Örneğin, kadrolaşmayla ilgili olarak bugüne kadar yapılan atamaların dökümünü çıkarttırmış durumda. Özellikle, üst düzey bürokrasiyi İstanbul Belediyesi'ndeki eski çalışma arkadaşlarıyla doldurduğu iddialarına karşılık bu dökümleri sunmaya hazırlanıyor. Ayrıca kendi hükümeti ile geçmiş hükümetin yaptığı atamaların karşılaştırmalı dökümü de çıkartılmış halde.MGK'nın normal gündemi dışında bu konu açılırsa Başbakan Erdoğan, bu dökümlerle birlikte bir değerlendirme yapacak.Aynı şekilde, yine MGK'da konu edilmesi halinde, Başbakan'ın, Dışişleri Bakanlığı'nın Milli Görüş ve Fethullah Gülen okullarıyla ilgili genelgeleri ile türban nedeniyle yapılan tartışmalara ilişkin bir değerlendirme yapması da bekleniyor.Erdoğan'ın 23 Nisan vesilesiyle gündeme gelen türban tartışmalarında, gösterilen duyarlılığı anlayışla karşıladığı, bu konuda sorun, kriz

Yazının Devamı

Erdoğan'ın yaklaşımı

30 Nisan 2003


<#comment>     23 Nisan resepsiyonuyla başlayan tartışmalar Türkiye'nin bugün yapılacak MGK toplantısına odaklanmasına neden oldu.
     Son iki gündür Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül ve Adalet Bakanı Çiçek'in yaptığı açıklamalar toplantı öncesi tansiyonu düşürdü.
     Başbakan Erdoğan'ın bugünkü MGK toplantısına aynı yaklaşımla katılacağını söyleyebiliriz. Başbakan, son günlerde tartışılan konulara ilişkin bilgi ve belgeleri yanına alarak MGK'ya katılacak. Hazırlıkları o yönde.
     Örneğin, kadrolaşmayla ilgili olarak bugüne kadar yapılan atamaların dökümünü çıkarttırmış durumda. Özellikle, üst düzey bürokrasiyi İstanbul Belediyesi'ndeki eski çalışma arkadaşlarıyla doldurduğu iddialarına karşılık bu dökümleri sunmaya hazırlanıyor. Ayrıca kendi hükümeti ile geçmiş hükümetin yaptığı atamaların karşılaştırmalı dökümü de çıkartılmış halde.
     MGK'nın normal gündemi dışında bu konu açılırsa Başbakan Erdoğan, bu dökümlerle birlikte bir değerlendirme yapacak.
     Aynı şekilde, yine MGK'da konu edilmesi halinde, Başbakan'ın,

Yazının Devamı

Çiçek'in MGK'ya bakışı

29 Nisan 2003

23 Nisan resepsiyonu, Dışişleri Bakanlığı genelgeleriyle başlayan tartışmalar, MGK toplantısının gergin geçeceği beklentisi yarattı.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı'yla yaptığı görüşmeler tansiyonu düşürmekle birlikte, Ankara'da, MGK'nın yarınki toplantısına ilgi büyük.Başbakan ve bakanlar, MGK'nın her toplantı öncesi bir çatışma alanı, bir savaş meydanı gibi görülüp gösterilmesinden rahatsız olduklarını vurguluyorlar.Adalet Bakanı Cemil Çiçek, MGK üyesi olarak, toplantı öncesi ve sonrasında kamuoyunda oluşturulan hava ile MGK'nın çalışma biçiminin, toplantı seyrinin birbirini tutmadığını belirtiyor.MGK'nın Türkiye'nin ortak aklının sorunlara çözüm aradığı anayasal bir platform olduğunu vurgulayan Çiçek, dünkü görüşmemizde şu değerlendirmeyi yaptı:"MGK gladyatörlerin savaştığı bir arena değil. Bir anayasal platform. Burada herkes düşüncelerini serbestçe söyler. Karşılıklı sorularını yöneltir, yanıtlarını alır. Herkes aynı görüşte olmaz elbette. Ama sonuçta ortak aklın gerektirdiği bir sonuca varılır. Ama bizde öyle bir hava yaratılıyor ki, sanki MGK'da iki grup, iki takım var. Bunlar toplantı öncesinde baltalarını biliyorlar, kılıçlarını

Yazının Devamı

Çiçek'in MGK'ya bakışı

29 Nisan 2003


<#comment>     Milli Güvenlik Kurulu'nun yarın yapacağı toplantı Türkiye gündeminin ilk sırasına oturmuş durumda.
     23 Nisan resepsiyonu, Dışişleri Bakanlığı genelgeleriyle başlayan tartışmalar, MGK toplantısının gergin geçeceği beklentisi yarattı.
     Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı'yla yaptığı görüşmeler tansiyonu düşürmekle birlikte, Ankara'da, MGK'nın yarınki toplantısına ilgi büyük.
     Başbakan ve bakanlar, MGK'nın her toplantı öncesi bir çatışma alanı, bir savaş meydanı gibi görülüp gösterilmesinden rahatsız olduklarını vurguluyorlar.
     Adalet Bakanı Cemil Çiçek, MGK üyesi olarak, toplantı öncesi ve sonrasında kamuoyunda oluşturulan hava ile MGK'nın çalışma biçiminin, toplantı seyrinin birbirini tutmadığını belirtiyor.
     MGK'nın Türkiye'nin ortak aklının sorunlara çözüm aradığı anayasal bir platform olduğunu vurgulayan Çiçek, dünkü görüşmemizde şu değerlendirmeyi yaptı:

Yazının Devamı

Gül, ortamı yumuşattı

28 Nisan 2003

Ankara, 23 Nisan resepsiyonu, genelge tartışmaları nedeniyle MGK toplantısı öncesinde geçtiğimiz haftayı biraz gergin geçirdi. Bu ortam içinde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, yumuşak üslubu ve uzlaşmacı kişiliğiyle devreye girmesi, yaptığı açıklamalar ve verdiği bilgilerle devletin zirvesinde tansiyonu düşürdüğü anlaşılıyor. Gül'le dün görüştük. ÖZEL NİYET YOK "Dışişleri genelgeleri nedeniyle bir tartışma çıktı. Dolayısıyla sanki bu gerginliğe ben de katkıda bulunmuşum gibi hissettiğim için çok üzüldüm. Cumhurbaşkanımızla ve Genelkurmay Başkanımızla yaptığım görüşmelerde, bir ara bu konuyu açtım ve açıkladım. Bir özel niyet taşımadığımızı, bu genelgelerin büyükelçilerin sorularını yanıtlamak amacıyla hazırlandığını belirttikten sonra içeriği hakkında bilgi verdim. Önümüzde MGK toplantısı var. Orada da anlatırım. Doğrusu böyle bir tartışmaya yol açacağını düşünmemiştim. Ama bu tartışmaların da faydası oluyor tabii. Hepsi bir deneyimdir. Elbette, bundan sonra daha dikkatli olunur."Gül'e, Milli Görüş dernekleri ve Fethullah Gülen okullarıyla ilgili genelgelerin öyküsünü ve bu genelgelerde bu isimlerin geçip geçmediğini sorduk. Gül, Sezer ve Org. Özkök'le de paylaştığını söylediği

Yazının Devamı

Gül, ortamı yumuşattı

28 Nisan 2003


<#comment>     Ankara, 23 Nisan resepsiyonu, genelge tartışmaları nedeniyle MGK toplantısı öncesinde geçtiğimiz haftayı biraz gergin geçirdi. Bu ortam içinde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, yumuşak üslubu ve uzlaşmacı kişiliğiyle devreye girmesi, yaptığı açıklamalar ve verdiği bilgilerle devletin zirvesinde tansiyonu düşürdüğü anlaşılıyor. Gül'le dün görüştük.
     
     ÖZEL NİYET YOK
     "Doğrusu üzüldüm" diye söze girdi:
     "Dışişleri genelgeleri nedeniyle bir tartışma çıktı. Dolayısıyla sanki bu gerginliğe ben de katkıda bulunmuşum gibi hissettiğim için çok üzüldüm. Cumhurbaşkanımızla ve Genelkurmay Başkanımızla yaptığım görüşmelerde, bir ara bu konuyu açtım ve açıkladım. Bir özel niyet taşımadığımızı, bu genelgelerin büyükelçilerin sorularını yanıtlamak amacıyla hazırlandığını belirttikten sonra içeriği hakkında bilgi verdim. Önümüzde MGK toplantısı var. Orada da anlatırım. Doğrusu böyle bir tartışmaya yol açacağını düşünmemiştim. Ama bu tartışmaların da faydası oluyor tabii. Hepsi bir deneyimdir. Elbette, bundan sonra daha dikkatli olunur."
 &nb

Yazının Devamı

'Hani bu topraklar işgal altındaydı?'

27 Nisan 2003

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Annan Planı'yla ilgili görüşmeleri yürütürken, her taraftan sıkıştırılıyordu. Denktaş'ı, "gözü kapalı" imza atmaya zorlayanlar hafiften tehdit savurmayı da ihmal etmiyorlardı. Diyorlardı ki, Denktaş imzayı atmaz, "fırsat"ı kaçırırsa, korkarız ki, Kıbrıslı Türkler, Lefkoşa'da "Yeşil Hat"ı yıkar, karşıya geçerler. KKTC boşalır... Sonra da ekliyorlardı: "Bakalım o zaman Denktaş ne yapar?" BEKLEDİKLERİ OLMADI Bu hesabı yapanlara göre, KKTC'de Türkler aç, sefil, işsiz, geleceksiz, eğitimsizdi. Haliyle Denktaş imzayı atmazsa, sınırı geçer, kendilerini Rum tarafına atarlardı. Ancak, dünyanın en deneyimli, en mücadeleci siyaset ve devlet adamlarından biri olan Rauf Denktaş'ı hafife alanlar bir kez daha yanıldılar. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş kimsenin hesaplayamadığı bir adımı, kimsenin beklemediği bir anda attı. Sınırı açtı. Ortaya çıkan manzara hiç de Denktaş'ı her şeye engel görenlerin düşündüğü gibi olmadı. DENKTAŞ ÇOK NEŞELİYDİ "Dünya gördü, KKTC'nin ne olduğunu. Öyle propaganda yaptıkları gibi açlık içinde değil. İnsanları da Rum tarafına geçmek için birbirini yemiyor. Tam aksine Rumlar, Türk tarafına geçmek için izdiham yaratıyorlar" diyor. Denktaş'a

Yazının Devamı

'Hani bu topraklar işgal altındaydı?'

27 Nisan 2003



<#comment>     KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Annan Planı'yla ilgili görüşmeleri yürütürken, her taraftan sıkıştırılıyordu. Denktaş'ı, "gözü kapalı" imza atmaya zorlayanlar hafiften tehdit savurmayı da ihmal etmiyorlardı. Diyorlardı ki, Denktaş imzayı atmaz, "fırsat"ı kaçırırsa, korkarız ki, Kıbrıslı Türkler, Lefkoşa'da "Yeşil Hat"ı yıkar, karşıya geçerler. KKTC boşalır... Sonra da ekliyorlardı: "Bakalım o zaman Denktaş ne yapar?"
     
     Bu hesabı yapanlara göre, KKTC'de Türkler aç, sefil, işsiz, geleceksiz, eğitimsizdi. Haliyle Denktaş imzayı atmazsa, sınırı geçer, kendilerini Rum tarafına atarlardı. Ancak, dünyanın en deneyimli, en mücadeleci siyaset ve devlet adamlarından biri olan Rauf Denktaş'ı hafife alanlar bir kez daha yanıldılar. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş kimsenin hesaplayamadığı bir adımı, kimsenin beklemediği bir anda attı. Sınırı açtı. Ortaya çıkan manzara hiç de Denktaş'ı her şeye engel görenlerin düşündüğü gibi olmadı.
     
     Aksine, KKTC'ye binlerce Rum geçti. KKTC'den Güney Kıbrıs'a geçenlerin sayısı ise çok daha az oldu. Ayrıca

Yazının Devamı