Sağlık ve eğitimin başına gelen her bakan bu yapısal bozukluğu gidereceğini belirtiyor ve bazı projeler gündeme getiriyor. Ancak bugüne kadar kalıcı bir çözüm yerleştirebilen olmadı. Ya sözler unutuldu ya da bir yerlere çarpıp geri düştüler... Sağlıkta şimdi sıra Prof. Dr. Recep Akdağ'da...Bakan Akdağ da vatandaşın yaka silktiği bu düzeni değiştirme iddiasında. Bazı projeler geliştiriyor, bazı yeni uygulamalara yöneliyor.Sağlık Bakanı, birkaç gün içinde "Sağlıkta Dönüşüm Projesi" adı altında yaşama geçirmeyi düşündüğü reformları açıklayacak. Göreve geldiğinden bu yana uzmanlarıyla sürekli bu proje üzerinde çalıştığını söylüyor. Projenin bazı ayakları daha önce de kamuoyuna yansımış ve tartışılmıştı. Prof. Dr. Akdağ, dünkü görüşmemizde projenin esasını şöyle özetledi:1- Aile hekimliği: Herkesin bir aile hekimi olacak. Seçtiği hekime kaydolacak. Bu hizmeti hem serbest, hem de resmi hekimler verebilecek. Sağlık ocaklarında, mahalle polikliniklerinde veya muayenehanelerde aile hekimliği yapılabilecek.2- Uzman hekimlik: Uzman hekime gidilmesi gereken hallerde buna aile hekimi hastayla karar verecek ve uzman hekimi birlikte seçecekler. Hasta istediği uzman hekime özel veya hastaneye
<#comment>#comment>
<#comment>#comment> Kronikleşmiş temel sorunlarımızdan biri, sağlık. Tıpkı eğitim gibi. Her iki alanda da çarpık, paraya endeksli, devleti ve vatandaşı üten bir sistem kör - topal yürüyüp, gidiyor. Her iki alanda da canla başla çalışan idealist öğretmen ve doktorlarımızı elbette ayırmak gerekli. Ama gün geliyor ki, sistem onları pes ettiriyor. Ya dışlanıp etkisiz ve çaresiz hale geliyorlar ya da birçok sektörde gördüğümüz gibi uyum sağlayıp, "sorun" olmaktan çıkıyor veya çıkarılıyorlar...
Sağlık ve eğitimin başına gelen her bakan bu yapısal bozukluğu gidereceğini belirtiyor ve bazı projeler gündeme getiriyor. Ancak bugüne kadar kalıcı bir çözüm yerleştirebilen olmadı. Ya sözler unutuldu ya da bir yerlere çarpıp geri düştüler... Sağlıkta şimdi sıra Prof. Dr. Recep Akdağ'da...
Bakan Akdağ da vatandaşın yaka silktiği bu düzeni değiştirme iddiasında. Bazı projeler geliştiriyor, bazı yeni uygulamalara yöneliyor.
Sağlık Bakanı, birkaç gün içinde "Sağlıkta Dönüşüm Projesi" adı altında yaşama geçirmeyi düşündüğü reformları açıklayacak. Göreve geldiğinden bu yana uzmanlarıyla sürekli
- Ne gördünüz?- Ne olacak, ahlaksızlığı gördüm. Çeltiksuyu okulunun enkazı bu ahlaksızlığın, bu ahlaksızların enkazı aslında. Okul yapmışlar! Keşke yapmaz olsalardı.- Siz ne yapacaksınız?- Müfettişleri gönderdim hemen. Kim veya kimler sorumluysa ortaya çıkarılacak, gereken yapılacak.- Harekete geçmek için hep deprem mi bekleyeceğiz?- Yapı denetimi konusunda harekete geçmiştik aslında. Şimdi bunu bütün Türkiye'ye yayacağız. Kanun değişiklikleri gerekiyor. Ayrıca, bir "Deprem Şurası" toplayacağız hemen.- Bir teknik adam olarak okul enkazında ilk gözünüze çarpan ne oldu?- Çok kalitesiz bir inşaat tabii. Bu çıplak gözle görülüyor.Bakan'ın söyledikleri bunlar. Söylediklerinden çok bundan sonra ne yapacağı önemli. Birlikte göreceğiz."Rüşvetin belgesi mi olur" diyenlerin, Çeltiksuyu Yatılı İlköğretim Okulu'nu ve altında cansız yatan çocukları görmeleri gerekiyor. Daha iyi belge bulamazlar...Marmara depreminde, Bolu depreminde olduğu gibi Bingöl depreminde de aynı sözler söyleniyor, aynı eleştiriler yapılıyor, aynı vaatlerde bulunuluyor.Peki Marmara depreminden bu yana neredeyse dört sene geçti. Ne yapıldı derseniz, ortada somut bir iş yok. Ne bina envanteri çıkarılmış durumda, ne kamu
<#comment>#comment>
<#comment>#comment> Bingöl'den yeni dönen Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen'e sorduk:
- Ne gördünüz?
- Ne olacak, ahlaksızlığı gördüm. Çeltiksuyu okulunun enkazı bu ahlaksızlığın, bu ahlaksızların enkazı aslında. Okul yapmışlar! Keşke yapmaz olsalardı.
- Siz ne yapacaksınız?
- Müfettişleri gönderdim hemen. Kim veya kimler sorumluysa ortaya çıkarılacak, gereken yapılacak.
- Harekete geçmek için hep deprem mi bekleyeceğiz?
MGK'nın hem sivil, hem askeri kanadında kamuoyuna kriz havası vermeme konusunda ortak bir özen gösterildiği belli.Bu havanın doğmasında Milli Güvenlik Kurulu toplantısı öncesinde hükümet kanadından gelen yumuşatıcı ve uzlaşmacı mesajların etkisi olduğu da açık...Toplantı öncesi bu yönde mesajlar veren Adalet Bakanı ve hükümet sözcüsü Cemil Çiçek ile toplantı sonrasında da görüştük.Çankaya'ya çıkarken, "Biz baltalarımızı, onlar da mızraklarını çekiyor değil" diyerek, MGK'nın kavga yeri olmadığını belirten Çiçek, "laiklik" konusunda bildiride yer alan vurgu ile ilgili sorumuzu şöyle yanıtladı:"Laiklik öyle iki yaramaz çocuğun sallamasıyla sökülecek bir fidan değil ki... Laiklik, 80 yıllık Cumhuriyetimizde kökleşmiş bir kurumdur. 80 yıllık bu kurum, bir fidan mıdır ki, iki yaramaz silkeleyince devrilsin? Cumhuriyet tarihi boyunca zaman zaman sıkıntılar olduğu doğrudur ama bu süre içinde laiklik artık kökleşmiştir. İki yaramaz laikliği yıkamaz. Eğer yıkabileceklerini düşünürsek, 80 yıllık çabamıza, Cumhuriyetimize, onun kurumlarına haksızlık etmiş oluruz. Kendimize de haksızlık etmiş oluruz."Adalet Bakanı Çiçek, MGK'da her türlü konunun görüşülmesini ve her görüşün açıklanmasını
<#comment>#comment> Milli Güvenlik Kurulu'nda ne kadar tartışma yaşanmış olsa da bildiriye laiklikle ilgili bir cümlelik duyarlılık yansıtılmış olması ortamı rahatlatmış görünüyor.
MGK'nın hem sivil, hem askeri kanadında kamuoyuna kriz havası vermeme konusunda ortak bir özen gösterildiği belli.
Bu havanın doğmasında Milli Güvenlik Kurulu toplantısı öncesinde hükümet kanadından gelen yumuşatıcı ve uzlaşmacı mesajların etkisi olduğu da açık...
Toplantı öncesi bu yönde mesajlar veren Adalet Bakanı ve hükümet sözcüsü Cemil Çiçek ile toplantı sonrasında da görüştük.
Çankaya'ya çıkarken, "Biz baltalarımızı, onlar da mızraklarını çekiyor değil" diyerek, MGK'nın kavga yeri olmadığını belirten Çiçek, "laiklik" konusunda bildiride yer alan vurgu ile ilgili sorumuzu şöyle yanıtladı:
"Laiklik öyle iki yaramaz çocuğun sallamasıyla sökülecek bir fidan değil ki... Laiklik, 80 yıllık Cumhuriyetimizde kökleşmiş bir kurumdur. 80 yıllık bu kurum, bir fidan mıdır ki, iki yaramaz silkeleyince devrilsin? Cumhuriyet tarihi boyunca zaman
O kadar ki, Türkiye'nin bütün sorunları neredeyse Org. Kılınç'ın bu ziyareti, bu ziyaretinde yaptığı temaslar ve konuşmalara bağlandı, bağlanacak..."Vurun abalıya" misali Org. Kılınç günlerdir eleştiri oklarının tek hedefi haline getirildi.Türkiye'nin demokratikleşmesi, Avrupa Birliği'ne girişi önündeki en büyük engel nedir diye soracak olsanız bugünlerde alacağınız yanıt, "Org. Kılınç'tır" olacak, neredeyse.Bu ve benzeri eleştirilerin bir kaynağı belirli bir zihniyetin bir fırsat yakaladığı düşüncesiyse, diğeri bilgisizliktir.Öncelikle bilinmesi gerekir ki, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Başbakanlığa bağlı bir kurumdur. Cumhurbaşkanlığı'na veya Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı değildir.Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin bütün faaliyetleri başbakanın bilgisi dahilindedir. Milli Güvenlik Kurulu genel sekreterinin yurtdışı seyahatleri, başbakanın "olur"uyla yapılmaktadır. Ayrıca, MGK genel sekreteri yaptığı dış seyahatlerin dönüşünde temaslarıyla ilgili olarak başbakana bir, "sonuç" raporu sunar. MGK genel sekreterinin yapacağı dış seyahatler bir yıl önceden planlanır ve bütçelenir.MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç'ın son Avrupa seyahati de Başbakan'ın,
<#comment>#comment> Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç'ın son Avrupa ziyareti eleştirilere hedef oldu.
O kadar ki, Türkiye'nin bütün sorunları neredeyse Org. Kılınç'ın bu ziyareti, bu ziyaretinde yaptığı temaslar ve konuşmalara bağlandı, bağlanacak...
"Vurun abalıya" misali Org. Kılınç günlerdir eleştiri oklarının tek hedefi haline getirildi.
Türkiye'nin demokratikleşmesi, Avrupa Birliği'ne girişi önündeki en büyük engel nedir diye soracak olsanız bugünlerde alacağınız yanıt, "Org. Kılınç'tır" olacak, neredeyse.
Bu ve benzeri eleştirilerin bir kaynağı belirli bir zihniyetin bir fırsat yakaladığı düşüncesiyse, diğeri bilgisizliktir.
Öncelikle bilinmesi gerekir ki, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Başbakanlığa bağlı bir kurumdur. Cumhurbaşkanlığı'na veya Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı değildir.