Org. Kılınç'ın ziyareti ve dış derneklere çatı

22 Nisan 2003

Söz konusu genelgeyle birlikte yurtdışında Türk vatandaşları tarafından kurulmuş dernekler gündeme geldi.Bu konuda önemli bir çalışma da Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği tarafından yürütülüyor. Bu çalışmalar iki yıl öncesine kadar eskiye gidiyor.Son olarak MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç, aynı amaçla bir Avrupa gezisi yaptı.Org. Kılınç, Fransa, Belçika ve Hollanda'ya yaptığı geziden geçen hafta döndü. Yine aynı amaçla Almanya ve Avusturya'ya da gitmişti.Org. Kılınç'ın bu ziyaretlerinin amacı şöyle özetlenebilir:Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız kurdukları derneklerin bir çatı altında toplanması. Bu derneklerin ve vatandaşlarımızın faaliyetlerinin Türkiye'nin menfaatleri doğrultusunda yürütülmesine katkıda bulunulması. Tek çatı altında toplanması suretiyle etkinliklerini artırmaları, ABD'de olduğu gibi bir çeşit lobicilik işlevi görmelerine yardımcı olunması.Org. Kılınç, gittiği bu ülkelerde çeşitli Türk derneklerinin yetkilileriyle görüştü, vatandaşları dinledi, faaliyetler hakkında bilgi aldı.Bunlar arasında hangi dernekler var?Atatürkçü Düşünce dernekleri, Diyanet'in temsilcilikleri ve öncülük ettiği faaliyetler, Alevi dernekleri, spor dernekleri, kadın

Yazının Devamı

Org. Kılınç'ın ziyareti ve dış derneklere çatı

22 Nisan 2003


<#comment>     Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün elçiliklerin yurtdışındaki derneklerle ilgilenmesine ilişkin genelgesi yankı uyandırdı, tartışmalara yol açtı.
     Söz konusu genelgeyle birlikte yurtdışında Türk vatandaşları tarafından kurulmuş dernekler gündeme geldi.
     Bu konuda önemli bir çalışma da Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği tarafından yürütülüyor. Bu çalışmalar iki yıl öncesine kadar eskiye gidiyor.
     Son olarak MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç, aynı amaçla bir Avrupa gezisi yaptı.
     Org. Kılınç, Fransa, Belçika ve Hollanda'ya yaptığı geziden geçen hafta döndü. Yine aynı amaçla Almanya ve Avusturya'ya da gitmişti.
     Org. Kılınç'ın bu ziyaretlerinin amacı şöyle özetlenebilir:

Yazının Devamı

Erdoğan ve Gül'ün yaklaşımları

21 Nisan 2003

Gül'ün değerlendirmesi şöyle:"Biz daha partiyi kurarken bunları tartıştık. Sayın Başbakan'ın söyledikleri doğru. Biz de bir bakan seçmeniyle ilgilenmek zorunda. Gidin bakın bakanlıklara, gelen seçmenlere, ziyaretçilere zaman ayırmak zorundalar. Çalışmak için zamanları az oluyor. Milletvekillerinin ve seçmenlerinin baskısı altında kalıyorlar." Gül, başkanlık sisteminin avantajlarını sıralarken şöyle diyor:"Yetişmiş bazı insanlar, uzmanlar milletvekili olmadıkları için bakan da olamıyorlar. Teamül bakanların Meclis'ten seçilmesi. Örneğin öyle uzmanlar var ki, çalışmak istiyorsunuz ama kabineye alamıyorsunuz. Öyle işadamları var ki kabinede olsalar büyük aşamalar kaydedebilirsiniz. Ama bu tür uzmanlar, bilim adamları, işadamları genellikle siyasete de ilgi duymuyor veya bizim sistemimizde siyaset yapmaya yatkın olmuyorlar. Ancak bakan olsalar daha rahat, daha özgür çalışacakları için, oy kaygısı taşımayacakları için çok daha verimli olabilirler. İşte, başkanlık sistemi bu olanağı veriyor."Türkiye'nin her ekonomik veya siyasi sıkıntıya girdiğinde, teknik hükümet arayışlarının öne çıktığını da anımsatan Gül, devam ediyor:"Böyle sıkıntılı dönemlerde uzmanlardan kurulu kabine aranır.

Yazının Devamı

Erdoğan ve Gül'ün yaklaşımları

21 Nisan 2003


<#comment>     Başbakan Erdoğan, dün katıldığı bir televizyon programında, gönlünde yatan modelin ABD başkanlık sistemi olduğunu açıkladı. Türkiye'nin ABD modeline geçmeyi başarması halinde büyük sıçrama yapacağına inandığını söyledi. Milletvekillerinin bakan olunca, bölgelerine ve seçmenlerine bağımlı hale geldiklerini vurguladı. Başkanlık sisteminde bakanların dışarıdan atandığını, böylece bu baskının ortadan kaldığını ifade etti. Kurmayları Erdoğan'ın öteden beri başkanlık sistemine sıcak baktığını, ABD ve Rusya gezilerinde ilgisinin daha da arttığını söylüyor. Başbakan yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise Başbakan Erdoğan'ın bu görüşünü paylaşıyor. Dünkü görüşmemizde, başkanlık sisteminin AKP'nin kuruluş felsefesinde de bulunduğunu açıkladı.
     Gül'ün değerlendirmesi şöyle:
     "Biz daha partiyi kurarken bunları tartıştık. Sayın Başbakan'ın söyledikleri doğru. Biz de bir bakan seçmeniyle ilgilenmek zorunda. Gidin bakın bakanlıklara, gelen seçmenlere, ziyaretçilere zaman ayırmak zorundalar. Çalışmak için zamanları az oluyor. Milletvekillerinin ve seçmenlerinin baskısı altında kalıyorlar." Gül,

Yazının Devamı

Meis'te zirve, Kaş'ta yemek

20 Nisan 2003

Gül'ün, Suudi Arabistan'ın girişimiyle gerçekleşen toplantıya katılmasının özellikle ABD ile ilişkiler açısından yanlış olduğu eleştirilerine verdiği yanıt şöyle:"Türkiye'nin bu toplantıya katılmasından daha doğal ne olabilir? Sınır komşumuzdaki savaşı bölge ülkeleri konuşmayacak da kimler konuşacak? Biz bağımsız bir ülkeyiz. Bölge toplantılarına böyle önemli bir konuda katılmazsak ağırlığımız kalmaz." Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le Riyad'da yapılan toplantıya katılmasına ilişkin eleştirileri konuştuk. POWELL'DAN MESAJ "Kaldı ki biz ne emrederlerse onu yaparız, diyecek değiliz. Emir kulu değiliz. Bölgenin en güçlü ülkelerinin başında geliyoruz. Riyad toplantısı ayrıca İstanbul toplantısının devamı niteliği de taşıdı. Bu kez Kuveyt ve Bahreyn de katıldı."Gül, ABD'nin tepki gösterebileceği, ilişkilerin darbe alacağı yorumlarına da şu yanıtı veriyor:"Tümüyle yanlış yaklaşımlar. Aksine ABD bu toplantının başarılı olmasını diledi. Powell bana bir mesaj geçti. Mesajda aynen şöyle diyor: Bu toplantının Irak'ta barışın, istikrarın sağlanması, Irak halkının desteklenmesi açısından yararlı sonuçlar vereceğine inanıyorum. Bunu söyleyen Powell neden tepki göstersin? Neden Ankara ile

Yazının Devamı

Meis'te zirve, Kaş'ta yemek

20 Nisan 2003


<#comment>     Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le Riyad'da yapılan toplantıya katılmasına ilişkin eleştirileri konuştuk.
     Gül'ün, Suudi Arabistan'ın girişimiyle gerçekleşen toplantıya katılmasının özellikle ABD ile ilişkiler açısından yanlış olduğu eleştirilerine verdiği yanıt şöyle:
     "Türkiye'nin bu toplantıya katılmasından daha doğal ne olabilir? Sınır komşumuzdaki savaşı bölge ülkeleri konuşmayacak da kimler konuşacak? Biz bağımsız bir ülkeyiz. Bölge toplantılarına böyle önemli bir konuda katılmazsak ağırlığımız kalmaz."
     
     Gül, eleştirilerin haksız olduğunu vurguladıktan sonra da şöyle diyor:
     "Kaldı ki biz ne emrederlerse onu yaparız, diyecek değiliz. Emir kulu değiliz. Bölgenin en güçlü ülkelerinin başında geliyoruz. Riyad toplantısı ayrıca İstanbul toplantısının devamı niteliği de taşıdı. Bu kez Kuveyt ve Bahreyn de katıldı."

Yazının Devamı

ABDnin işi...

19 Nisan 2003

ABDnin yıktığı Saddam rejiminin yerine ne koyacağı belli değil.Irakta, ABD ve İngiltere işgaline toplumsal ve siyasal destek oluşturacak bir hareket ortalıkta görünmüyor. Bunun tek istisnası Kuzey Irakta Kürt gruplar. Ancak Kürtlerin desteği Irakın tamamına hakim olmak için yeterli değil.ABD de bunu anlamış olmalı.Cuma namazı sonrasında Bağdatta yapılan gösteride "ABDye hayır, laik devlete hayır, şeriat devletine evet" pankartları açıldı. Konuşma yapan dini önderler, ABD işgaline karşı çıktılar.Bu tepkiler tahmin edilmeyen gelişmeler değildi. Irakta çoğunluğu oluşturan Şiiler, ABDye destek olmadıklarını, Irakı terk etmesini istediler. İrana yakın olan bu çoğunluğun kimyası ABD ile uyuşmaz.Saddamın toplumsal desteğini oluşturan Sünni Arapların da ABDye sıcak bakmadıkları açık.Irak halkı baskı ve korku salmaya dayalı Saddam rejiminin devrilmesinden memnun ama yerine ABDnin bir kukla yönetim geçirme planından da memnun değil.ABDnin Kürtlere dayanarak Iraka siyasi biçim vermeye çalışmaları sonuç verecek bir yöntem değil. Kaldı ki, Arapların, Kürtlere tepkisi de potansiyel bir Arap - Kürt çatışmasının göz ardı edilmemesi gerektiğini ortaya koydu. Musulda yapılan gösterilerde bu açıkça

Yazının Devamı

ABD’nin işi...

19 Nisan 2003


<#comment>     Saddam rejimini deviren ABD ve İngiltere’nin işi yeni başlıyor. Bağdat’ta dün cuma namazı sonrası ortaya çıkan görüntüler işin kolay olmadığının ilk önemli işaretleriydi.
     ABD’nin yıktığı Saddam rejiminin yerine ne koyacağı belli değil.
     Irak’ta, ABD ve İngiltere işgaline toplumsal ve siyasal destek oluşturacak bir hareket ortalıkta görünmüyor. Bunun tek istisnası Kuzey Irak’ta Kürt gruplar. Ancak Kürtlerin desteği Irak’ın tamamına hakim olmak için yeterli değil.
     ABD de bunu anlamış olmalı.
     Cuma namazı sonrasında Bağdat’ta yapılan gösteride "ABD’ye hayır, laik devlete hayır, şeriat devletine evet" pankartları açıldı. Konuşma yapan dini önderler, ABD işgaline karşı çıktılar.
     Bu tepkiler tahmin edilmeyen gelişmeler değildi. Irak’ta çoğunluğu oluşturan Şii’ler, ABD’ye destek olmadıklarını, Irak’ı terk etmesini istediler. İran’a yakın olan bu çoğunluğun kimyası ABD ile uyuşmaz.

Yazının Devamı