Afganistan'a milli ordu ve Türk askeri

19 Aralık 2001

Türkiye, bugünkü toplantıda Genelkurmay temsilcisi aracılığıyla ilk kez resmi olarak Afganistan'a 1000 kişiye kadar askeri birlik göndermeyi önerecek. Buna hazır olduğunu açıklayacak.Bu kararın açıklanmasında Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in, Afganistan'daki temaslarının da etkili olduğunu söylemek gerekir. Cem'in temasları ve gözlemleri bu kararın açıklamasını kolaylaştırmış ve hızlandırmış görünüyor.Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in Kabil ziyareti birçok açıdan Türkiye'nin ağırlığını ve öncülüğünü güçlendirmiş durumda. Cem'in Kabil'e giden ilk devlet adamı olması ve Türkiye'nin bu sıcaklığı göstermesinin sonuçları da alınmış görünüyor.Cem'in, ayın 22'sine kadar Devlet Başkanı olarak görev yapacak olan Rabbani tarafından sıcak karşılandığı, ayrıca yeni kurulan hükümetin de Türkiye'ye çok sıcak mesajlar verdiğini söyleyebiliriz. Hem Rabbani hem de yeni hükümetin üyeleri son beş yılda Türkiye'nin Afganistan'a katkısını takdir ve şükranla dile getirmişler. Önümüzdeki dönemde de devamını dilemişler.Cem, dünkü görüşmemizde, Türkiye'nin Afganistan'la ilişkileri ve son olaylarda takındığı tutumla Ankara'dan beklenen dostluğun gereğini yerine getirdiği düşüncesinde. Cem Ankara'nın bu tutumu,

Yazının Devamı

Afganistan'a milli ordu ve Türk askeri

19 Aralık 2001


<#comment>Bugün Londra'da Afganistan'a asker göndermeyi kabul eden ülkelerin yapacağı önemli bir toplantı var. Türkiye'yi bu toplantıda Genelkurmay yetkilisi temsil edecek. ABD ve İngiltere'nin de katılacağı toplantıda Afganistan'a gönderilecek askerlerin durumu ele alınacak. Konumu ve işlevi masaya yatırılacak.
Türkiye, bugünkü toplantıda Genelkurmay temsilcisi aracılığıyla ilk kez resmi olarak Afganistan'a 1000 kişiye kadar askeri birlik göndermeyi önerecek. Buna hazır olduğunu açıklayacak.
Bu kararın açıklanmasında Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in, Afganistan'daki temaslarının da etkili olduğunu söylemek gerekir. Cem'in temasları ve gözlemleri bu kararın açıklamasını kolaylaştırmış ve hızlandırmış görünüyor.
Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in Kabil ziyareti birçok açıdan Türkiye'nin ağırlığını ve öncülüğünü güçlendirmiş durumda. Cem'in Kabil'e giden ilk devlet adamı olması ve Türkiye'nin bu sıcaklığı göstermesinin sonuçları da alınmış görünüyor.
Cem'in, ayın 22'sine kadar Devlet Başkanı olarak görev yapacak olan Rabbani tarafından sıcak karşılandığı, ayrıca yeni kurulan hükümetin de Türkiye'ye çok sıcak mesajlar verdiğini söyleyebiliriz. Hem Rabbani hem de

Yazının Devamı

Sessiz darbe...

17 Aralık 2001

Yakın tarihe ışık tutan kitapta hem siyasetçilerin, hem de gazetecilerin ders alacağı birçok "ykü var.Arcayürek'in "Sessiz Darbe" dediği, 1994 yılında, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Başbakan Tansu Çiller ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş arasında geçen bir satranç karşılaşması aslında. Çiller - Güreş ikilisinin Cumhurbaşkanı Demirel'e "şah - mat" diyerek sonuçlandırdıkları bir oyun.Konu d"nemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Vural Beyazıt ve Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Halis Burhan'ın g"rev süresinin bir yıl uzatılmasıydı.Arcayürek, o tarihte Cumhurbaşkanı Demirel'in başdanışmanıydı. Olayların içindeydi. Ben de konuyu yakından izliyordum. Bu süreçte çıkardığım haberlerden biriyle o yılın gazetecilik "dülünü almıştım. Milliyet'te "Tarihi Mektuplar" manşetiyle yer alan haber, Org. Güreş'in g"rev süresinin bir yıl uzatılmasıyla Genelkurmay Başkanı olamadan emekliye ayrılmak zorunda kalan eski Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Muhittin Fisunoğlu'na yazılmış "muhtıra" gibi mektup ve o mektuba verilen yanıtı. Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, Kara Kuvvetleri Komutanı İsmail Hakkı Karadayı, Deniz Kuvvetleri Komutanı Vural Beyazıt ve Hava Kuvvetleri Komutanı Halis Burhan'ın

Yazının Devamı

Sessiz darbe...

17 Aralık 2001


<#comment>Mesleğimizin duayen isimlerinden, usta gazeteci - yazar Cüneyt Arcayürek, "Büyüklere Masallar, Küçüklere Gerçekler" isimli kitaplarının yedincisine "Sessiz Darbe" adını koymuş. Kitap, Bilgi Yayınevi'nden yeni çıktı.
Yakın tarihe ışık tutan kitapta hem siyasetçilerin, hem de gazetecilerin ders alacağı birçok öykü var.
Arcayürek'in "Sessiz Darbe" dediği, 1994 yılında, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Başbakan Tansu Çiller ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş arasında geçen bir satranç karşılaşması aslında. Çiller - Güreş ikilisinin Cumhurbaşkanı Demirel'e "şah - mat" diyerek sonuçlandırdıkları bir oyun.
Konu dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Vural Beyazıt ve Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Halis Burhan'ın görev süresinin bir yıl uzatılmasıydı.
Arcayürek, o tarihte Cumhurbaşkanı Demirel'in başdanışmanıydı. Olayların içindeydi. Ben de konuyu yakından izliyordum. Bu süreçte çıkardığım haberlerden biriyle o yılın gazetecilik ödülünü almıştım. Milliyet'te "Tarihi Mektuplar" manşetiyle yer alan haber, Org. Güreş'in görev süresinin bir yıl uzatılmasıyla Genelkurmay Başkanı olamadan emekliye ayrılmak zorunda kalan eski Kara Kuvvetleri Komutanı Org.

Yazının Devamı

Bayram nerede?

16 Aralık 2001

Ş"yle dünyaya bir g"z attığımızda sevinç bir yana keder ve üzüntünün hakim olduğunu g"rüyoruz. Ağlanacak hallerine gülenler de ayrı bir üzüntü kaynağı tabii...Neye, niçin "hizmet" ettiği belli olmayan Usame Bin Ladin, binlerce kişinin "lümüyle sonuçlanan New York katliamına, s"züm olan müslümanlar adına seviniyor, gurur duyuyor.İşlediği bu insanlık suçunun cezasının haftalardır her çeşit bomba altında bir zavallı Afgan halkı "düyor.Ladin'in destekçisi Taliban y"netiminin faturasını "deyen de onlar. Afgan halkını kadınıyla, çocuğuyla insanlıktan çıkarmış Taliban, s"züm ona İslam'ın savunucusu ve uygulayıcısı!Usame Bin Ladin'in sapık eylemlerine gerekçe g"sterdiği Filistin'de durum ise içler açısı. Barış ortamına y"nelen İsrail - Filistin ilişkilerini sabote eden ter"rist gruplar, Şaron y"netimine, aradığı fırsatı ve bahaneyi elleriyle sundular. Filistin işgal altında. Filistin Lideri Arafat, kuşatılmış durumda.ABD, Afganistan'da işini bitirirken, İsrail de fırsattan istifade Filistin'de işini bitiriyor.Irak halkı tehdit altında. ABD bombalarının ne zaman yağacağını kestirmeye çalışıyor. Somali de "yle...Ve maalesef Türkiye'de bile siyasi varlık nedenleri din olanların dili

Yazının Devamı

Bayram nerede?

16 Aralık 2001


<#comment>İslam dünyasının bayram sevinci duyacak hali var mı?
Şöyle dünyaya bir göz attığımızda sevinç bir yana keder ve üzüntünün hakim olduğunu görüyoruz. Ağlanacak hallerine gülenler de ayrı bir üzüntü kaynağı tabii...
Neye, niçin "hizmet" ettiği belli olmayan Usame Bin Ladin, binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan New York katliamına, sözüm olan müslümanlar adına seviniyor, gurur duyuyor.
İşlediği bu insanlık suçunun cezasının haftalardır her çeşit bomba altında bir zavallı Afgan halkı ödüyor.
Ladin'in destekçisi Taliban yönetiminin faturasını ödeyen de onlar. Afgan halkını kadınıyla, çocuğuyla insanlıktan çıkarmış Taliban, sözüm ona İslam'ın savunucusu ve uygulayıcısı!
Usame Bin Ladin'in sapık eylemlerine gerekçe gösterdiği Filistin'de durum ise içler açısı. Barış ortamına yönelen İsrail - Filistin ilişkilerini sabote eden terörist gruplar, Şaron yönetimine, aradığı fırsatı ve bahaneyi elleriyle sundular. Filistin işgal altında. Filistin Lideri Arafat, kuşatılmış durumda.

Yazının Devamı

Korkarım Kıbrıs elden gidiyor

15 Aralık 2001

KTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Ankara Barosunun düzenlediği yemekte, gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Denktaş, yemeğe, Türk kamuoyuna, basınına, bürokrasisine kırgınlığını açığa vurarak başladı. Fotoğrafa ve fotoğrafçılığa düşkünlüğüyle bilinen Denktaş, "iki fotoğraf"la iki "ince" mesaj gönderdi. Yardımcılarından istediği iki fotoğraftan birini Ankara Barosu avukatlarına, diğerini de basın mensuplarına hediye etti. DEDEM GELECEĞİ GÖRDÜ Avukatlara hediye ettiği fotoğraf, 1878de Türklerin adadan çekilmesini görmüş olan Denktaşın dedesiyle aynı yaştaki Kıbrıslı yaşlı Türklerin, 1960ta Kurm. Alb. Turgut Sunalp komutasındaki Türk askerinin bayrak törenindeki saygı duruşunu gösteriyordu. Bu fotoğrafı dağıtırken, "dedem" dedi Denktaş, bana şöyle demişti: "Ben adadan Osmanlının çekilişini gördüm. Ama göreceksin Osmanlı yeniden gelecek. Belki ben göremem ama sen görürsün. Dedem Türke Osmanlı derdi. İşte ben bu sözü hatırladığım için 1960ta dedemin yaşayan arkadaşlarını bulup o törene getirdim. Dönüşü gördüler." YAZARLARA MESAJ Denktaşın basın mensuplarına dağıttığı ise bir Atatürk fotoğrafıydı. Fotoğrafı verirken, altında yazılı olan Atatürkün şu sözlerini okumayı ihmal

Yazının Devamı

Korkarım Kıbrıs elden gidiyor

15 Aralık 2001


<#comment>
KTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Ankara Barosu’nun düzenlediği yemekte, gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Denktaş, yemeğe, Türk kamuoyuna, basınına, bürokrasisine kırgınlığını açığa vurarak başladı. Fotoğrafa ve fotoğrafçılığa düşkünlüğüyle bilinen Denktaş, "iki fotoğraföla iki "ince" mesaj gönderdi. Yardımcılarından istediği iki fotoğraftan birini Ankara Barosu avukatlarına, diğerini de basın mensuplarına hediye etti.

‘DEDEM GELECEĞİ GÖRDÜ’
Avukatlara hediye ettiği fotoğraf, 1878’de Türklerin adadan çekilmesini görmüş olan Denktaş’ın dedesiyle aynı yaştaki Kıbrıslı yaşlı Türklerin, 1960’ta Kurm. Alb. Turgut Sunalp komutasındaki Türk askerinin bayrak törenindeki saygı duruşunu gösteriyordu. Bu fotoğrafı dağıtırken, "dedem" dedi Denktaş, bana şöyle demişti: "Ben adadan Osmanlı’nın çekilişini gördüm. Ama göreceksin Osmanlı yeniden gelecek. Belki ben göremem ama sen görürsün. Dedem Türk’e Osmanlı derdi. İşte ben bu sözü hatırladığım için 1960’ta dedemin yaşayan arkadaşlarını bulup o törene getirdim. Dönüşü gördüler."

Yazının Devamı