Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Zaman zaman böyle bir izlenim doğsa da aslında KKTC, her zaman Ankara'yla uyumlu politika izlemiştir.Bugün, AB-Güney Kıbrıs ilişkilerine baktığımızda, bu benzetmenin çok daha rahat kullanılabileceğini söyleyebiliriz."Küçücük Güney Kıbrıs, koca Avrupa Birliği'ni (AB) burnundan tutmuş istediği yöne sürüklüyor."Bu sürüklenmeyi bazen AB istiyor olsa da manzara böyle...Türkiye ile AB arasında müzakerelerin fiilen başlaması aşamasındaki soruna bakalım.Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, "Bilim ve Teknoloji" faslının açılıp kapanmasına tek başına direndi. Arkasında Yunanistan veya başka ülkeler var mıydı, yok muydu, ayrı sorun ama yaşanan bu oldu. Türkiye, Kıbrıs davasını savunurken zorluklarla karşılaşıldığında, "KKTC, koca Türkiye'yi burnundan tutmuş istediği yöne sürüklüyor" diye yakınmalar olurdu. Olayın özüne bakıldığında şu söylenebilir:Bilim ve Teknoloji faslı teknik bir konu. Türkiye ile 24 AB üyesi, bu faslın açılıp kapatılarak geride bırakılması gerektiğinde mutabık ama Güney Kıbrıs değil.Neden?Bilim ve Teknoloji faslında Güney Kıbrıs'ın gördüğü bir eksik mi var?Hayır.Güney Kıbrıs, bu teknik fasla siyasi koşul getiriyor. Türkiye, limanlarını açsın diye diretiyor. AB'ye bu anlamda 21 Eylül deklarasyonuna atıfta bulunmayı kabul ettiriyor.Belli ki, hangi fasıl olursa olsun Rum yönetimi aynı ezberi tekrarlayacak.35 fasıl var.Bilim ve Teknoloji'de açılış-kapanış aynı oturumda sonuçlanıyor ama diğerlerinde açılış ayrı, kapanış ayrı olduğunda, Rum yönetiminin kaprisi iki misline çıkacak.Her açılışta, her kapanışta bu engellemeyi yapacak.Bu olanağı Güney Kıbrıs'a sunan AB oldu. Bunları tahmin etmemiş olamaz.Her şart altında Güney Kıbrıs'ı üye yapma sözü veren ve sözünü tutan AB, bu sorunun yaratıcısı oldu.Bu açıdan bakıldığında, en az Türkiye ve KKTC kadar AB'nin bir Güney Kıbrıs sorunu olduğu söylenebilir. Kapris Öyle görülüyor ki her aşamada Ankara, havaalanında uçağı ve gazetecileri hazır bekletecek, Güney Kıbrıs'ta son dakikaya kadar siyasi alanda kaprisini sürdürecek. Ne koparırsam kâr politikası izleyecek.Kendine göre Çin işkencesi uygulayacak.AB yolunun engellerle dolu olduğunu elbette Ankara da biliyor. Birçok ülke AB'ye girerken birçok sorun yaşadı. Ama Güney Kıbrıs'ın daha Bilim ve Teknoloji faslındayken dışa vurduğu bir sorun değil kapris.AB, Rum yönetiminin bu tutumunu her defasında aşılması gereken ciddi bir sorun olarak görmek yerine, karar alma mekanizmasını gözden geçirmeli belki de...Oybirliği koşulu, 700 bin nüfuslu Güney Kıbrıs'ın ipoteğine sokuluyor.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Devlet Bakanı Ali Babacan, son anda Lüksemburg'a gitmeye karar verdiler.AB, bunu her defasında beklemek yerine Rum yönetiminin canı istediği zaman istediği alanda nazlanmasına engel olmalı veya AB'nin oybirliğiyle karar alma koşulu değiştirilmelidir ki, ciddi iş yapılabilsin... fbila@milliyet.com.tr Alanda uçak