Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in Antalya’da yaptığı konuşma haklı tepkilere neden oldu.
Şahin, yoruma fazla yer bırakmayacak biçimde, seçmenlere yerel seçimlerde AKP adaylarına oy vermelerini, başka partilerden belediye başkanı seçmeleri halinde projelerin Ankara’dan onay almayabileceği mesajını verdi.
Adalet Bakanı, her ne kadar, “Ben AKP’den söz etmedim” dese de, şu sözleri başka türlü yorumlamak mümkün değil:
“Hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel yönetimler her projelerini Ankara’dan geçiremiyor. Maalesef, bu Türkiye’nin gerçeği. O nedenle halkıyla barışık, hükümetiyle barışık, devletiyle barışık mahalli yöneticiler işbaşında olursa sorunlarınız daha çabuk çözülür. Bizimle uyumlu çalışacak yöneticiler seçmemiz gerekiyor.”
Adalet Bakanı, pek de kapalı olmayan biçimde “AKP’li adayları seçmezseniz Ankara’da işiniz görülmez” baskısı yapıyor. Baskıdan öte “tehdit” içeriyor.
Savunma tatmin etmedi
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, dün bu sözlerinin tehdit olarak algılandığını anımsatan meslektaşlarımıza sözlerini şöyle savundu:
“Muhalefet belediye başkanlarından hiç talep gelmedi. Buna üzülüyorum. Bu nedenle diyaloğu sağlayacak başkanlar seçin demek istedim.”
Bakan’ın bu sözleri tatmin edici değil. Seçmene baskı yaptığı gerçeğini ortadan kaldırmıyor.
Adalet Bakanı’nın konumu
Hükümetin bütün belediyelere eşit davranması gerekir. Ancak böyle yapılmadığı da bir sır değil. Nitekim Şahin, “Maalesef bu Türkiye’nin gerçeği” derken uygulamayı ifade ediyordu.
Yine de seçim öncesinde bir bakanın çıkıp, “Başkasını seçerseniz Ankara’da işiniz çözülmez” demesi siyasi etik açısından uygun bir söylem değil. Hele bunu Adalet Bakanı’nın söylemesi hiç uygun değil.
Adalet bakanlarının tarafsız olma gibi bir sorumlulukları var. Bu nedenledir ki, genel seçimlerden 3 ay önce adalet bakanları yerlerini tarafsız bir bakana bırakırlar. Bu, seçimin selameti bakımından alınan anayasal bir önlemdir.
Yerel seçimler için böyle bir zorunluluk olmasa da Adalet Bakanı’nın seçim işlerine bu şekilde girmesi, konumuyla ve sorumluluğuyla bağdaşan bir tutum değildir.
Bu sözleri hangi bakan söylese benzeri bir tepki oluşurdu, ama Adalet Bakanı’nın söylemiş olması durumun vahametini artırdı.
Muhalefetin haklı itirazı
Bakan Şahin’in sözlerine tüm muhalefet partilerinden sert tepkiler geldi. CHP sözcüsü Mustafa Özyürek, Şahin’in “Muhalif belediye başkanlarından talep gelmiyor” sözlerinin gerçeği ifade etmediğini Mersin Belediyesi’nin raylı ulaşım projesini örnek vererek gösterdi. Hükümeti belediyeler arasında ayırımcılık yapmakla suçladı. Özyürek, Şahin’in sözleri üzerine Yüksek Seçim Kurulu’nun da harekete geçmesini istedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise, Şahin’in sözlerini, “şantajın itirafı” olarak değerlendirdi. Vural, bu sözlerin Adalet Bakanı sıfatıyla da bağdaşmadığı üzerinde durdu.
Bakanların yerel seçimlerle ilgili olarak tehdit sayılabilecek bu tür söylem ve eylemlerden uzak durmaları gerekiyor. Özellikle Adalet Bakanı’nın, konumunun gerektirdiği tarafsızlığa gölge düşürmemesi gibi ayrı bir sorumluluğu var.