Akman, gazetecilikten, televizyonculuktan gelen bir isim. Mesleği biliyor.Televizyon muhabirliği, programcılığı ve yöneticiliği yaptığı dönemde, objektifliğe, akademik kimliğinin verdiği sorumlulukla bilimselliğe özen gösteren anlayışıyla bilinirdi.Akman, bu ölçülere RTÜK Başkanı olarak da dikkat ediyor.Teknolojinin de verdiği olanakla dünyada sınır ve ölçü tanımayan yayıncılık anlayışı karşısında RTÜK'ün de işi zor. RTÜK Başkanı Zahid Akman, dün kahvaltıda Milliyet'in konuğuydu. RTÜK Başkanı, yayıncılık kuralları açısından yasakçı bir zihniyete sahip değil. Kuralların gözetilmesinde, "sorumlu yayıncılık" anlayışının hâkim olması gerektiğini savunuyor. Yasaklamalardan çok, bu anlayışın yerleştirilmesiyle sonuç alınacağını düşünüyor. Yayın dünyasındaki sorunların sorumluluk anlayışıyla çözülmesi gerektiğini belirtiyor.Özellikle çocukların korunması ve eğitilmesi, kırsal kesimde kadınların sağlık ve eğitim konuları başta olmak üzere aydınlatılmasının önemi üzerinde duruyor. Yasak ve sorumluluk Yayın dünyası için reytingin en önemli faktörlerden biri olduğunu, ancak "tek ölçü ve tek kaygı" olarak görülmesinin yanlışlığına vurgu yapıyor. Yayıncılığın işlevinden kaynaklanan bir kamusal hizmet yönü olduğunu da anımsatıyor.Bu bağlamda RTÜK'e gelen şikâyetler arasında önemli bir yeri olan "televole" anlayışı konusunda izleyicilerin giderek bilinçlendiğini şöyle anlatıyor:"Bu tür programlarla ilgili şikâyetler geliyor. İnsanlar, bu tür programlarda gösterilenlerin aslında sanal olduğunu giderek daha fazla anlıyorlar. Ama bu programlar ses ve görüntüyle öyle bir şova dönüştürülüyor ki, insanlar takılıp kalıyorlar." Reyting kaygısı Akman, ulusal kanalların kırsal kesimden rahat izlenemediğini, çanak antenlerin ise özellikle çocuklar açısından sakıncalı yayınları evlere taşıdığına işaret ederek, bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor:"TÜBİTAK'la bir sözleşme imzaladık. Sayısal kayıt arşiv analiz sistemi öngörüyoruz. Türkiye'nin 256 noktasında yayın yapılıyor. Bunlar RTÜK'te, merkezde toplayıp, tarayıp, denetleyeceğimiz bir yöntem. Ulusal yayın kuruluşları reyting ölçümü yapılan bölgelerde güçlü vericilere sahipler, diğer yerlerde güçlü vericileri yok. Ulusal yayınlar ülkemizin her yerinden izlenemiyor. Bundan son derece rahatsızız. Ülkemizde 6 milyon çanak antenden söz ediliyor. Çanak anten vesilesiyle özellikle pornografik yayınlar hanelere ulaşıyor. Bunun yarattığı tahribat tartışılmaz. Bunu önlemek teknik olarak mümkün değil. Tek yapılacak uygulama, çatı anteniyle bu insanlara yayınları götürebilmek. Bu konuda TRT'nin altyapı olanaklarıyla özel yayıncılığı işbirliğine yönlendirmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca 2007 itibariyle dijital yayını başlatacağız. Bu da çanak antene yönelişi önemli ölçüde azaltacaktır." Kırsal kesim Akman, Güneydoğu'da özel yayın kuruluşlarının Kürtçe yayına başladıklarını, ancak bir kuruluşun Kürtçe konusunda yeterli personel bulamadığı için yayınına ara verdiğini belirtti. Akman, Kürtçe yayınla ilgili olarak şu bilgiyi verdi:"Biz bu konuyu masamızda bildik. Kanun ve yönetmelik çıkmasına rağmen talepte bulunanlara izin verilmemişti. Bölgeye gittik, araştırmalar yaptık ve izin verdik. Yayın başladı. Televizyonlar günde 45 dakikayı haftada 4 saati, radyolar da günde 1 saati, haftada 4 saati geçmemek üzere yayın yapıyorlar."RTÜK Başkanı, yayın süresinin kısalığıyla ilgili şikâyetler konusunda ise şunları söyledi:"Yayın süresi, yayın yapacak kuruluşlar süreç içinde karar verilecek bir konular. Talep olursa değerlendiririz." fbila@milliyet.com.tr Kürtçe yayın