Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Kıbrıs sorununda Türk tarafına yapılan baskılar sonuç verdi. AB'nin Türk tarafına yönelttiği, "uzlaşmazsan tarih alamazsın, ambargo kalkmaz" tehdidi etkili oldu.
AB'den tarih almaya kilitlenmiş Ankara, zorlayarak da olsa Denktaş'ı masaya oturttu.
KKTC Cumhurbaşkanı, bu yönde gördüğü baskıyı açıkça söyledi. AB'nin dayatmada bulunduğunu, Ankara'nın da bu dayatmanın etkisiyle baskı yaptığını belirtti.
Bu Türk tarafının içinde bulunduğu durumu ve bu nedenle de aldığı pozisyonu "anlaşılır" hale getirdi.
Türk tarafına "etkili tehdit" politikasıyla sonuç alan AB, Rum tarafı için hiçbir yaptırım düşünmedi. "Haşa" diyerek aksini yaptı.
"Sen merak etme ister uzlaş, ister uzlaşma 1 Mayıs'ta AB üyeliğin garanti" dedi. Sözünden de dönmedi.
Şimdi Rum lider Papadopulos ve Atina yönetimi bu rahatlık içinde hareket ediyorlar.
Türk tarafının "olmazsa olmaz" dediği önerileri, "bunlar Annan planının dışında" diyerek, ellerinin tersiyle itiyorlar. Sonuçta kaybedecekleri bir şey yok. 1 Mayıs katılım törenlerine hazırlanıyorlar.
AB'nin koştuğu her koşulu kabul eden Ankara'nın, Rum tarafını zorlayacak bir gücü ve aracı yok. ABD'den umut kesilmez diye, beklemek dışında...
Şimdi, Rum tarafından "olmaz" sesleri yükseliyor.
Papadopulos'un da, Atina'nın da 1 Mayıs'a kadar bir çözüm istemediği biliniyor. Üstüne ne verirseniz verin, 1 Mayıs'a kadar "kapalıyız" havasındalar. Göze alacakları en büyük risk, Annan planını mevcut haline yakın biçimde referanduma götürmek...
Referandum kampanyası da çoktan başlamış durumda...
Kıbrıs Rum tarafında yapılan anket sonuçları Rumların yüzde 61'inin anlaşmaya karşı olduğu yönünde. Atina Başpiskoposu da tavır koydu. Anlaşmaya karşı çıktı. Rumlara, "bayrağınızı ve dininizi kaybedersiniz, Allah size kolaylık versin" dedi.
Bu gelişmeler, yıllardır, "Türk masadan kaçıyor, uzlaşmak istemiyor, suçlu onlardır" diyenlerin ve buna içten inanan, bu yüzden de Denktaş'a yapmadığını, söylemediğini bırakmayanların, "Rumlar haklı biz haksızız" diyenlerin, yanılgılarını ortaya koymaları açısından iyi...
Zaten Türk tarafının da hedeflerinden biri buydu...
Ancak, bu sonuçlar konusunda Türkiye ve KKTC'nin bazı garantiler almış olması gerekirdi...
Örneğin, Rum tarafı masadan kaçar veya referandumda hayır derse, ne olacak?
Bu durumda Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesi, KKTC'yi ambargonun kaldırılması garanti altında mı?
Daha önemlisi Rum tarafının AB'ye 1 Mayıs'ta üye olmasının engellenmesi için etkili olacak bir (B) planı mevcut mu?
Hem Türk hem Rum tarafı reddederse ne olacak? AB'nin, Annan'ın her koşulunu kabul eden ve planı referanduma götüren Türkiye'nin AB'den tarih alması bu halde de garanti altında mı? Kıbrıs koşul ve engel olmaktan çıkarılacak mı?
Olasılıkları ve soruları çoğaltmak mümkün... Ama şimdiden görünen şu ki, bugüne kadar Türk tarafına baskı yapan yerli ve yabancı güç ve sözcülerinin, Rum tarafına da baskı yapmaları gerekiyor: "Al - kurtul"