Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD ve İngiltere’nin Afganistan’a dönük hava operasyonları bütün şiddetiyle sürerken, bir yandan da "Taliban sonrası"na ilişkin olarak yoğun bir diplomasi trafiği yaşanıyor.
Pakistan, operasyon sonrası Kabil yönetiminin Kuzey İttifakı’na verilmesine karşı çıkarken, Kuzey İttifakı da Afganistan’ın sürgündeki eski kralı Zahir Şah önderliğinde kurulacak bir yönetime karşı çıkıyor.
Taliban sonrası nasıl bir yönetim sorusuna yanıt arayışları Washington’da yoğunlaşmış durumda. Washington’dan Ankara’ya gelen resmi bilgiler arasında, ABD’nin operasyonun bitimini beklemeden barış gücü oluşturmak da dahil Taliban sonrasına dönük bazı projeleri var. Bunlar henüz düşünce aşamasında. Operasyon sonrası yeni yapı oluşturma, olarak tanımlanacak bu çabalar arasında bazı bölgeler için şimdiden barış gücü oluşturma düşüncesi de yer alıyor.
ABD basınında çıkan haberlerde daha ileri giderek, operasyon sonrasında Kabil’de Müslüman ülke askerlerinden bir barış gücünün görev alacağı, bu güce Türkiye, Mısır ve Ürdün’ün asker vereceği ve birlik komutanının Türk olacağına ilişkin bilgilere yer veriliyor.
Ankara böyle bir formüle nasıl bakar?
Başbakan Bülent Ecevit dün bu sorumuza şu yanıtı verdi:
- Bize şu ana kadar böyle bir bilgi gelmedi. Böyle bir gelişme olması için tabii öncelikle Kabil’in alınması gerekir. Benim söyleyeceğim şudur: Taliban’ın yenilmesinden sonra Kabil’de mutlaka kapsamlı bir yönetim oluşturulmalıdır. Bunun kalıcı olması için de gerekli bütün önlemler alınmalıdır. Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in, aynı soruya yanıtı ise şu oldu:
- Türkiye barış gücü içinde her zaman yer almıştır. Genel olarak barış gücüne sıcak bakar. Birçok ülkede Türkiye barış gücünde görev aldı. Barış hareketlerine her zaman katkı yapmıştır. Bunun son örneği Kosova ve Bosna’dır. Kaldı ki, Afganistan konusunda Türkiye giderek önemli bir konuma sahip olmaktadır. Bizim tarihi ilişkilerimiz Türkiye’ye özel bir yer sağlamaktadır. Biz kuzey, güney ayırımı yapmadan bütün Afgan halkının dostuyuz. Bizim öğretmenlerimiz Afganistan’da eğitim vermişlerdir. Türk parlamento sistemi Afganistan tarafından yakından izlenip örnek alımıştır. Hatta Afganistan’da bazı yasaların hazırlanmasında katkımı olmuştur. Atatürk döneminde Türk subayları eğitmen olarak Afganistan’da hizmet vermiştir. Afgan öğrenciler Türkiye’de öğrenim görmüşlerdir. Sovyetler’in etkisi artınca ilişkilerimizde uzaklaşma yaşanmıştır ama Sovyetler’in çekilmesinden sonra yeniden calanmıştır. Bugün Afganistan’daki Atatürk Hastanesi en gelişmiş sağlık kurumudur. Bir ikincisi de yine hizmete sokulmuştur. Bin 200 konut ve barınak bizim tarafımızdan inşa edilmiştir. Köylere su götürülmesi çalımaları yine Türkiye’nin katkısıyla yapılmaktadır. Özetle her alanda Türkiye - Afganistan ilişkileri çok gelişmiş durumdadır. Bu bağlar da Türkiye’ye özel ve önemli bir konum sağlamaktadır.
Anlaşılıyor ki, ABD, operasyonun bitimini beklemeden çeşitli aşamalarda, belirli yerler için barış gücü kullanmayı düşünüyor. Bu düşünce yaşama geçirilirse Türkiye’den de önemli bir katkı bekliyor. Ankara ise böyle bir talebi sıcak duruyor.