HAKİM Bey sordu:
- Ne iş yaparsın?
- İşadamıyım.
- Bu adamı neden vurdurdun?
- Paramı vermedi Hakim Bey...
- Hangi paranı?
- Bu adama rüşvet verdim, ama işimi yapmadı...
- Sonra?
- Verdiğim rüşveti geri ver dedim, onu da vermedi...
- Ne işiydi bu?
- Genel Müdürü olduğu bankadan bana iş ve kredi verecekti. Bunun için rüşvet istedi. Rüşveti aldı ve işi tamamlamadı.
Hakim Bey rüşveti alana sordu:
- Ne diyorsun?
- Rüşvet aldımsa da, rüşveti veren beyefendinin elinde belgesi var mı? Acaba bana vermiş bulunduğu rüşvetin belgesini gösterebilir mi?
İşadamı, rüşvetin belgesini soran Genel Müdür'e köpürdü:
- Rüşvetin belgesi mi olurmuş, lan pezevenk!
Genel Müdür istifini bozmadı...
Pezevenkliğin de belgesi olmadığından üzerine alınmadı...
Mahkeme, rüşveti "belgesiz" aldığından, Genel Müdür'ün "ekonomik suçuna, ekonomik ceza" verdi. 62.5 milyar lira ödemeye mahkum edilen Genel Müdür, hapisten çıktı. Sonra bu parayı da ödemeden elini kolunu sallaya sallaya uçağa binip Amerika'ya gitti. Polis, Genel Müdür'ü havalanında gördü ama, şüphelenmedi...
Bir süre sonra rüşveti veren de, alan da Amerika'da buluştular...
Türk adaleti, kafa kafaya verip devlet bankasını soyanları, bunu itiraf edenleri, halkın milyonlarca dolarını çalıp ABD'ye gidenleri, "hırsız"lıkla suçlamadı...
Ama iş "baklava" hadisesine kadar uzanınca Türk adaleti gözünü kırpmadı...
Gaziantep'te, "iki tepsi baklava çalan" dört aç genci 6'şar yıl ağır hapis cezasına çarptırdı.
Kimse bu çocuklara mahkemede, "iki tepsi baklavayı çaldıksa da elinizde belge var mı?" sorun, diye akıl vermedi. "Baklava yiyecekseniz, baklavacı değil, banka soyun, o zaman Amerika'da istediğiniz kadar baklava yersiniz" diyen de olmadı...
Türk adaletinin serbest bıraktığı Engin Civan Genel Müdürümüzü, şimdi ABD polisi yakaladı:
- Türkiye'de devlet bankasını soyup, belgesiz rüşvet almaktan 62.5 milyar lira para cezasına çarptırılmışsın...
- Doğrudur efendim. Cezamın 6 milyarını ödemiştim, 56.5 milyarını ödeyeyim ama, beni Türkiye'ye göndermeyin.
ABD makamları, Civan Genel Müdür'ün "aldığı rüşvetin bir kısmını ceza olarak ödemesi koşuluyla Türkiye'ye iade edilmemesi" önerisini İstanbul Başsavcılığı'na ilettiler.
Başsavcı, Genel Müdür'ün önerisini kabul etti.
Engin Bey, "büyüklük bende kalsın" diyerek, aldığı rüşvetten, enflasyonun erittiği cezayı ödeyip, saygın bir ABD vatandaşı olacak...
Hal böyle olunca...
"Acaba" diyor insan:
- İki tepsi baklavanın parasını ödesek... Türk adaleti bu dört genci serbest bırakır mı? Hem de enflasyonu dikkate alarak, çaldıkları günkü değil, bugünkü değeri üzerinden, tepsisine 4 milyon lira vererek...
Yazara E-Posta: F.Bila@milliyet.com.tr
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025