Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, basınla ikinci toplantısını acılı bir günde yaptı. Toplantı öncesinde Diyarbakır-Lice’de 9 askerin şehit olduğu haberi geldi. Toplantı devam ederken de Bilkent’te eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’e karşı girişilen canlı bomba eyleminin haberi geldi.
Org. Başbuğ’un mesajlarını şöyle sıralayabiliriz:
Demokrasiye bağlılık
1- Org. Başbuğ, basın toplantısı sırasında ve sonrasındaki kapanış konuşmasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin demokrasiye bağlı ve saygılı olduğunu sık sık vurguladı. Demokratik rejime aykırı faaliyetleri anımsatarak kavramların tartışılmasından bile rahatsızlık duyduğunu ifade etti.
Darbecilere sert mesaj
2- Org. Başbuğ, “darbe” ve “darbeci” sözcüğünü kullanmadı ama demokrasi dışı faaliyetlere yönelmiş olanların TSK bünyesinde bulunamayacağını, barındırılmayacağını ifade etti. Bu sözleri TSK’nın içine yönelikti. TSK mensuplarına “Aklınızdan bile geçirmeyin” mesajını verdi. Demokrasi dışı faaliyetlere yönelen olursa, “TSK’da barınamaz” diyerek, buna izin vermeyeceğini vurgulamış oldu.
Ergenekon’a mesafeli
3- Org. Başbuğ, kamuoyunda Ergenekon soruşturması olarak bilinen yargı sürecine mesafeliydi, hatta, bazı yönleriyle “kuşkulu”ydu. Soruşturmanın “Ergenekon” olarak isimlendirilmesine ciddi itiraz etti. Bunun yasal olmadığını, ayrıca “Ergenekon” diye özel isimle anılmaması yönünde mahkeme kararı olduğunu hatırlattı. Konuşması boyunca “Ergenekon” demedi. İstanbul Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma ifadesini kullandı.
İtirafçı ve gizli tanık kuşkusu
4- Org. Başbuğ, Ergenekon soruşturmasına dokundurmalar yaptı. İddianamelerde itirafçılara ve gizli tanıklara dayandırılan iddialara kuşkulu yaklaştı. Başka kanıt olmadan sadece itirafçı ve gizli tanık ifadelerinin esas alınarak suçlamalar yapılmasını doğru bulmadığı izlenimi verdi. “Bazı suçlamaların sadece itirafçı, gizli tanık ifadelerine dayandırılması insanı bir noktada düşünmeye sürüklüyor” dedi. Örnek olarak 1993’te Bingöl’de 33 erin şehit edilmesi olayının suçlanan kişilerle ilişkilendirilmesini gösterdi.
Suçsuzluk ve gizlilik kuralı
5- Org. Başbuğ, “Soruşturma sürecinde aksi ispat edilinceye kadar herkes masumdur” diye ifade edilen suçsuzluk karinesine uyulmadığını belirtti. Ayrıca hazırlık soruşturmasının gizliliği kuralının da ihlal edildiğine dikkati çekti.
Ses bantları
6- Genelkurmay Başkanı, yine soruşturma sürecinde ortaya çıkan dinleme kayıtları ve ses bantlarıyla ilgili olarak da “kuşku” ifade etti. “Türkiye’de her sabah kalkıldığında kimin ses bandıyla karşılaşacağı belli değil” diyerek eleştirel bir yaklaşım gösterdi ve “Bu bantlar doğru mu, legal mi?” diye de sordu.
Silah ve mühimmat
7- Org. Başbuğ, bu soruşturma sürecinde bulunan, yakalanan silahların ve mühimmatın TSK’ya ait olmadığını söyledi. El bombası, LAW silahı, tüfek bombası, hakem bombası gibi mühimmatın TSK’ya kayıtlı olmadığını ifade etti. Silahların stok numarası taşıdıklarını bu nedenle kesinlikle TSK’ya ait olmadığını belirlediklerini vurguladı. Mühimmata ise tek tek ayrı numara değil kafile numarası verildiğini, aynı numarayı taşıyan birçok mühimmat bulunduğunu belirtti. MKE’nin ürettiği mühimmatın TSK ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne verildiğini, bir kısmının da yabancı ülkelere satıldığı bilgisini aktardı. Ayrıca denetim raporlarına göre, TSK envanterinde mühimmat eksiğinin olmadığını açıkladı. Beykoz’da dolu bulunan bir LAW silahının da SAT Komutanlığı envanterinde bulunmadığını açıkladı.
Boş LAW silahı niye gömülür?
8- Org. Başbuğ, Beykoz Poyrazköy’de bulunan mühimmatla ilgili olarak da yine “kuşku” belirtti. LAW silahının bir kere kullanılan bir silah olduğunu belirtti. Boş LAW silahının belki eğitim amaçlı olarak kullanılabileceğini söyledi. Eline boş bir LAW silahı alarak gazetecilere gösterdi ve Poyrazköy’de toprak altından çıkarılan “Beş boş LAW silahı paketlenip neden gömülür?” diye sordu. Başbuğ’un bu sorusu, bulunan silahların kim tarafından ve nasıl gömüldüğü konusunda kuşkulu olduğunu gösterdi. Başbuğ, ayrıca TSK’nın gömülü silahı olmadığını da açıkladı.
‘Gatakulli’ye yanıt
9- Genelkurmay Başkanı, gözaltında veya tutuklu olan muvazzaf veya emekli subayların GATA’ya sevk edilmesinin “gatakulli” olarak eleştirilmesine de yanıt verdi. Sevklerin Adalet Bakanlığı gözetiminde ve mevzuata uygun olarak yapıldığını, sağlık nedeniyle de tahliye edilen kimse olmadığını vurguladı.
Ayıp, yalan, iftira, ahlaksızlık
10- Başbuğ, TSK’nın Ergenekon sürecini desteklediği veya desteklemediği yorumları için “ayıp”; GATA’ya sevklerde TSK’nın dahli olduğu, “gatakulli” yapıldığı iddiaları için “yalan ve iftira” ve “ahlaksızlık” nitelemeleri yaptı.
TBMM’ye niye gitmiyorlar?
11- Başbuğ, komutanların TBMM’ye niye gitmediklerini ise, DTP’yi kastederek, “Terör örgütüyle arasında mesafe bulunmayan grupla aynı ortamda bulunmayız” diye açıkladı. Dün verilen şehitleri de anımsatarak, “Kimse bizden bunu beklemesin” dedi.
‘Başbakan’a aynen katılıyoruz’
12- Başbuğ, Ermenistan sınırının açılması konusunda ise Başbakan Erdoğan’ın, Ermenistan birliklerinin geri çekilmesi gerektiğini birkaç kez belirttiğini anımsatarak, “Biz de bu düşünceye aynen katılıyoruz” dedi.
Özay Şendir
Hamaset ile siyaset arasına sıkışmak...
20 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yıllık izin hakkında her şey
20 Haziran 2025
Abbas Güçlü
İşsizlik mi iş bilmezlik mi (5)
20 Haziran 2025
Zafer Şahin
İsrail’in sessiz Kıbrıs işgali ve Ekim seçimi..
20 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş ne zaman bitecek?
20 Haziran 2025