Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kürt sorunuyla ilgili olarak “Güzel şeyler olacak” diyerek “tarihi fırsat”tan söz etmesi sonrasında “Bu sorun çözülüyor” beklentisi oluştu.
Hasan Cemal’in, PKK’nın dağ kadrosunu yöneten Murat Karayılan’la yaptığı görüşmenin de İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından “dikkatle izlenip, not edildiği” açıklaması, DTP’lilerin “tarihi fırsat”ı gördüklerini belirtmeleri ve 19 Mayıs törenlerine katılmaları, bu yöndeki beklentiyi güçlendirdi.
CHP lideri Deniz Baykal’ın, Murat Yetkin’le yaptığımız, CNN Türk’teki Ankara Kulisi programında, partisinin bu soruna ilişkin önerilerini sıralaması, bazı kesimlerce, “CHP de bu süreci destekliyor” biçiminde yorumlandı. Gözler CHP’ye çevrildi. “CHP’siz çözüm olmaz, Baykal da destek verecek” izlenimi yaratıldı. Murat Yetkin, Radikal’de, CHP lideri Baykal’ın, “Kürtçe dilekçe verilmesine imkân sağlanmasından genişletilmiş yayın hakları”na kadar birçok açılım istediğini yazdı.
Türk-Değer buluşması
Son olarak DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’la CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Değer’in önceki gün bir yemekte buluşmalarıyla, Cumhurbaşkanı Gül’ün gündeme getirdiği, Başbakan Erdoğan’ın biraz “uzaktan” destekliyor izlenimi verdiği “çözüm”e angaje olduğu havası yaratıldı.
Baykal, söz konusu yemek için, “Bu, arkadaş olarak yedikleri bir yemek. Resmi hiçbir yönü yok. Ben böyle bir görevlendirme yapmadım, yemek sonrasında da bir bilgi almadım. Tamamen kişisel bir yemektir” dedi ve buluşmanın partiyi bağlamadığını vurguladı.
Baykal ile dün uzun uzadıya bu konuyu konuştum. Baykal’dan Cumhurbaşkanı Gül’ün gündeme getirdiği sürecin destekleyicisi, bir parçası olacak gibi bir izlenim almadım. Baykal’da böyle bir hava yok, tam aksine bir izlenim aldım. CHP liderinin, Cumhurbaşkanı’nın gündeme getirdiği, Başbakan’ın ve hükümetin ihtiyatlı bir biçimde destek demeçleri verdiği sürece ilişkin çok ciddi endişeleri var.
‘Tuzak kokuyor’
Baykal, “Önce şunu söyleyeyim” dedi:
“‘Güzel şeyler olacak, tarihi bir fırsat var’ diyenler hâlâ ‘çözüm’ dedikleri şeyin ne olduğunu açıklamadılar. Tarihi fırsat nedir, ne olmuştur da tarihi fırsat doğmuştur, bunu söyleyen de yok. Aksine, bunu dile getirenlerde bir mahcubiyet görüyorum. Bu bir tuzak. Tertip, tuzak kokuyor. Sanki CHP de bu sürecin bir parçasıymış gibi hava yaratılmak isteniyor. Anlaşılıyor ki, bunlar Türkiye’yi ayrıştırıcı bazı adımlar atacaklar. CHP de bizi destekliyor havası yaratıp meşruiyet kazanmaya çalışıyorlar. CHP böyle bir tuzağa düşmez. Uzun vadede Türkiye’yi ayrıştıracak, kültürel olarak bölecek hiçbir adımın içinde olmaz. Toplumu ayrıştırıcı öneriler konusunda herkesi dikkatli olmaya çağırıyorum.”
Baykal, Cumhurbaşkanı Gül’ün ve iktidarın çabaları için, “kaş yapalım derken göz çıkarmayalım” değerlendirmesini yaptı ve şöyle devam etti:
“Türkiye’de bunca can kaybına, gerginliğe rağmen toplum büyük bir sağduyuyla ayrışmamayı başarmıştır. Şimdi birtakım adımlarla ayrıştırıcı bir süreç başlatılmak isteniyor. Bu, ileride Türkiye’nin kültürel olarak da ayrışması demektir. Uzun vadede Türkiye’yi bölecek, ayrı bir kamusal ve siyasal alan yaratacak önlemler paketi çözüm diye Türkiye’ye kabul ettirilmeye çalışılıyor. Bu, bizi ciddi olarak kaygılandırıyor. Acaba, gerçekten fırsat mı, yoksa mecburiyet mi sorusunu akla getiriyor. Bu coğrafya üzerindeki niyetleri, ortada dolaşan haritaları biliyoruz.”
Dilekçe ve eğitim dili
Baykal, devlet hizmetinden yararlanmak için anadilde (Kürtçe) dilekçe verilmesi ve Kürtçenin eğitim dili olması konusunda ise şöyle konuştu:
“Türkiye’nin Anayasa’da ifadesini bulan resmi kimliğini değiştirmeye yönelik bütün girişimleri tehlikeli buluruz. Bizim düşüncemiz Kürtçe dilekçe verilmesi, yazışma yapılması değil. Eğer vatandaş Türkçe bilmiyorsa, belediyeye veya başka bir devlet dairesine geldiğinde bir memur onu dinler ve Türkçe olarak dilekçesini yazar. Tıpkı mahkemelerde tercüman kullanılması gibi. Yoksa Kürtçe yazışma ayrıştırıcıdır. Türkiye’nin resmi dili Türkçedir. İsteyen anadilini öğrenir, öğretir ama resmi eğitim dili Türkçedir. Ben, sizin programınızda bürokraside zihniyet değişikliği gerekir, eğitimde, sağlıkta fırsat eşitliği gerekir, ifade özgürlüğü gerekir dedim, etnik kimliğin şeref olduğunu belirttim. Kaynaştırıcı adımlar önerdim, ayrıştırıcı değil.”
Özay Şendir
Hamaset ile siyaset arasına sıkışmak...
20 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yıllık izin hakkında her şey
20 Haziran 2025
Abbas Güçlü
İşsizlik mi iş bilmezlik mi (5)
20 Haziran 2025
Zafer Şahin
İsrail’in sessiz Kıbrıs işgali ve Ekim seçimi..
20 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş ne zaman bitecek?
20 Haziran 2025