Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, CHP lideri Deniz Baykal’ı ziyaret ederek, Ermenistan konusundaki gelişmeler konusunda bilgilendirmesi doğru bir davranıştı.
Hükümetle muhalefetin diyalog sorunu yaşadığı bugünlerde Davutoğlu’nun izlediği yöntem olumlu bir hava yarattı. Baykal’ın, Davutoğlu’nun gösterdiği bu özenden memnun olduğunu söyleyebiliriz. Tabii bu memnuniyet CHP liderinin Ermenistan’la yapılan protokollerin içeriğini onayladığı anlamına gelmiyor. Nitekim Baykal, Davutoğlu’ndan bilgi aldıktan sonra, itirazlarını da Dışişleri Bakanı’na söyledi.
Keşke daha önce olsaydı
Önce yöntem üzerinde duralım. Hükümetin ulusal nitelik taşıyan sorunlarda, özellikle dış politika alanında muhalefeti bilgilendirmesi hatta ortak politika oluşturmaya gayret göstermesi ülke çıkarınadır.
Baykal, Davutoğlu’nun daha önce kendisini ziyaret ederek bilgilendirdiğini, dünkü görüşmenin bir devam niteliğinde olduğunu söylemişti.
Baykal, ziyaretten memnun olmakla birlikte, protokoller parafe edildikten sonra değil de politika oluşturulurken bu temasın kurulmuş olması daha iyi olurdu mesajı da verdi.
Nasıl işleyecek?
Baykal-Davutoğlu teması kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından da yararlı oldu. Nitekim Baykal’ın açıklamalarından Ermenistan’la sınırın açılması takviminin nasıl işleyeceği de daha açık biçimde anlaşıldı.
13 Ekim’de protokoller imzalanacak ancak uygulamaya girebilmesi için TBMM’nin onayı beklenecek. Baykal, bu noktada önemli bir bilgiyi de kamuoyuyla paylaştı. Davutoğlu’nun, protokollerde yer almamasına rağmen, Ermenistan’ın aynı süreçte işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekileceğini, bu işlem başlatılmazsa, belgelerin TBMM’nin onayına sunulmayacağı bilgisini verdiğini söyledi. Baykal’ın, bu formülü doğru bulmadığı açık.
Baykal’ın itirazları
CHP lideri, bu nokta dahil olmak üzere itirazlarını şöyle sıraladı:
1- Sınırların açılmasına karar verilmiş. Ancak bunun için Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesi hükme bağlanmamış. Erivan’ın sözü yeterli görülmüş. Demek ki, protokoller 13 Ekim’de imzalanacak, Meclis’te tutulacak ve Ermenistan’ın çekilmeye başlaması beklenecek. Peki çekilmezse ne olacak? Bu belli değil. Büyük ihtimalle 24 Nisan yaklaşırken Ankara yine soykırım baskısı altına alınacak ve ABD Kongresi’nden geçmesini istemiyorsanız, protokolleri onaylayın denilecek. Bu da protokollerin sağlam olmadığını gösteriyor.
2- Ermenistan 1921 Kars Anlaşması’nı tanımıyor. Protokollerde, Türkiye-Ermenistan sınırı konusunda dolaylı göndermeler var ama açıkça bu anlaşmanın kabul edildiği yazmıyor. Ermenistan ileride yine Kars Anlaşması’nı tanımıyoruz, diyebilir. Bu anlaşmanın Türkiye’ye sağladığı Nahçıvan garantörlüğünden de hiç söz edilmiyor.
3- Keza Ermenistan’ın soykırım iddialarından vazgeçtiğine ilişkin bir hüküm de yok. Erivan, Türkiye’nin soykırım yaptığı iddiasını yine dünyanın gündeminde tutmaya ve Türkiye’ye baskı yaptırmayı sürdürecek.
Baykal-Davutoğlu görüşmesinin bir iktidar-muhalefet uzlaşmasıyla sonuçlanmasa bile kamuoyunun bigilendirilmesi ve muhalefetle diyalog açısından yararlı olduğu açık.
Özay Şendir
Hamaset ile siyaset arasına sıkışmak...
20 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yıllık izin hakkında her şey
20 Haziran 2025
Abbas Güçlü
İşsizlik mi iş bilmezlik mi (5)
20 Haziran 2025
Zafer Şahin
İsrail’in sessiz Kıbrıs işgali ve Ekim seçimi..
20 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş ne zaman bitecek?
20 Haziran 2025